Değerli müziksever, iş gene başa düştü. Partiler vaatleri açıkladı, an itibarıyla müzikle ilgili tek satır yok. O halde kendi kendimize gelin güvey olalım
Konser biletleri maksimum 10 TL olacak. Çünkü Kültür Bakanlığı bütçesinden bir bölümü konser ve festival destek bütçesi olarak ayıracağım. Nasıl başka partiler tütünü, çayı, fındığı, pancarı sübvanse ediyorsa biz de konserleri sübvanse edeceğiz.
* Her mahallede bir yıkık dökük bina bulunacak, o bina büyüklüğüne falan bakılmadan performans merkezi olarak restore edilecek. Ses sistemi ve izolasyon belediyeden, örgütlenmek sizden. Parayı nereden mi bulacağım? Bir seneliğine kaldırım kırıp yenisini yapmasam yeter. Mahalle konser salonları tamamen özerk olacak. Başlarında YÖK gibi bir adet PÖK (Performans Örgütleme Kurumu) olmayacak. Türküyse türkü, rap’se rap, rock’sa rock, mahallenin gençlerinin elinden ne geliyorsa artık, dükkan sizin...
* Konser salonlarında ve barlarda sigara serbest olacak. Kaçak yapılara ruhsat vermekten daha az tehlikeli, sağlığa ve çevreye daha az zararlı. Millet sevdiği sanatçıyı kaçırmadan kesintisiz izleyecek. Ayrıca özel bir havalandırma sistemini mecburi tutacağım. O sistemi de benim birader ithal edecek.
* Konser ve festivallerde 24 yaş sınırı kaldırılacak. Herkes özgürce konser izleyebilecek. Buralarda da memleketin her yerinde geçerli olan ve 18 yaş altına alkol satışını yasaklayan yasa uygulanacak (olay bu kadar basit aslında). Gençlik müzikten eğlenceden değil sadece alkolden korunacak.
* Bütün CD’ler önce 1 TL’ye inecek, sonra azalarak ortadan kalkacak. Milyonlarca dinlenmeyen plastik kap doğayı kirletmeyecek. Onun yerine mp3 ve plak desteklenecek. Çok meraklı olan, plağını çıkarıp satışa sunsun. “Değmez” diyen mp3’le yetinsin.
* MÜYAP’a hizmetlerinden dolayı teşekkür edilecek. Sanatçıların haklarını koruyan yeni bir kuruluş oluşturulacak. Yönetim kurulu ve başkan üye sanatçıların tamamının oylarıyla seçilecek.
* Şarkılarda, “karanlıklar”, “yalnızlık”, “sensizlik” gibi sözcüklerin kullanımını azaltmaya yönelik sosyal proje ve kampanyalar desteklenecek. Aşkı ve ayrılığı anlatmak için yeni sözcükler bulunması desteklenecek. Bu işe Türk Dil Kurumu karıştırılmayacak.
* Yağmur altında ve / veya tuğla duvar önünde şarkı söyleyenler, üstü açık araba ve Rus mankenle klip çekenler için anti-klişe merkezleri kurulacak. Bu kardeşlerimiz sevgiyle kucaklanacak, her biri hayata döndürülecek, istedikleri takdirde kendilerine yeni iş imkanları sunulacak. İş bulamayana işsizlik danışmanı tutulacak.
Klip yönetmenlerine Arap ve Ortadoğu ülkelerinden bu alanda kafalayacakları yeni sanatçılar bulunarak sektör desteklenecek.
Bu vaatlerle kararsız oylar çantada keklik
* Eurovision’a her yıl Şebnem Ferah gidecek.
* Iron Maiden her yıl ücretsiz stat konseri verecek.
* Kral ve Powertürk’te paso amatör klip dönecek, Serdar Ortaç sabaha karşı çalınacak.
* Rock’n Coke her yıl olacak; Red Hot Chili Peppers ve Radiohead dönüşümlü gelecek.
* Taksim’den evlere ücretsiz servis başlayacak. Vapur, metro ve metrobüs sabaha kadar devam edecek.
Manu Chao konserinden insan manzaraları
* Orta yaşlı ve üzeri hayranlar: Benim gibi 90’larını Mano Negro ve Manu Chao ile geçirenler. Duvarların dibinde yer yer sallanarak hayatta kalmaya çalışanlar. Evet biraz sıkıcıydık kabul ediyorum.
* Arjantin formalı uzun saçlı genç: Etrafta ne varsa kırdın döktün be Arjantin formalı uzun saçlı genç.
* Kıvırcık saçlı poşili kız: Çürüttün, ezdin geçtin sevgili kıvırcık...
* Dekolte bluzlu sosyetik kız ile beyzbol şapkalı taşlanmış kotlu çocuk: Manu Chao konserinde kokteyl kafası...
* Ve Manu Chao: Mikrofonu göğsüne vura vura çıkarttığın kalp atışı sesiyle bizi bizden aldın ama “çürüttün sol yanın hey” sevgili Manu Chao, Müslüm Baba gibi göğsünü kanattın. Velhasıl özlemişiz. Ertesi sabah Clandestino’yla güne başladık. Kahvemizi içerken emeği geçenlere teşekkür ettik.
CUMARTESİ ALBÜMÜ
“What Did You Expect From The Vaccines” / The Vaccines
Mart 2011’de Columbia etiketiyle piyasaya çıkan albümü Sony ithal etti. Yani raflarda bulabilirsiniz. 2010’da kurulan The Vaccines’in “Post Break-Up Sex” isimli şarkılarını dinlemiştim. Albümde solist Justin Joung’ın karakter sahibi art rock vokalleri ve sözler bu My Bloody Valentine tarzı yumuşak ama gürültülü gitar sound’uyla karışınca dikkat çekici olmuş. Hani şu bir yerde duyduğunuzda “Bu kimdi” diyeceğiniz türden şarkılar. Favorim “A Lack of Understanding”. Şimdilik.
İTİRAF EDİYORUM...
* Bilgisayarımın CD sürücüsü bozulunca disc man dinleyen, sağa sola “Fazla kalem pil var mı?” diye soran biri oldum.
* Bir amatör DJ programı olan Djay’in iPad uygulamasına bağımlı oldum. Bu programla resmen herkes bir gün DJ olacak...
* ”Bu akşam dizim var” diyenlerle arama mesafe koyan ben “Behzat Ç.”yi izleyeceğim diye pazar akşamlarını iple çekmeye başladım.
* Hugh Laurie, Steve Martin, Bruce Willis ve Steven Seagal gibi yaşlanınca blues albümü yapmaktan korkuyorum.