Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her hafta piyasaya çıkan onlarca yerli ve yabancı albüm acaba üzerlerindeki etikette yazan fiyat kadar değerli mi? Bir albümün değeri neye göre ve nasıl belirleniyor?
Bu yazıyı yazmadan az önce thekingoflimbs.com adresine girdim ve Radiohead’in yeni albümü “The King of Limbs”i satın aldım. Siz bu satırları okurken ben mp3 formatındaki kopyayı indiriyor olacağım. Albüm bugün itibarıyla indirilebiliyor.
Thekingoflimbs.com adresine girerek bir kullanıcı adı ve şifre alıyor, ödemenizi yapıp indiriyorsunuz.
Mp3 formatındaki albüm 9 dolar (14 TL). Daha kaliteli WAV formatında indirirseniz 14 dolar (22 TL) veriyorsunuz.
Albümü elbette plak ya da CD formatında satın almak isteyenleri de düşünmüşler.
Albümün iki plaklık LP versiyonu artı CD versiyon ve muhtelif çizimlerden oluşan bir külliyat yanında dijital indirme kodu bir paket haline getirilmiş ve fiyatı 48 dolar. Yani 72 TL. Aynı paketi mp3 değil de WAV ile alırsanız 53 dolar (78 TL) ödüyorsunuz.
Bu fiyatları Radiohead kafasından uydurmuyor. Geçen albümleri “In Rainbows”u da kendi web sitesinden indirten grup o zaman “Gönlünden ne koparsa” sistemini uygulamış ve albümün fiyatını belirlemeyi dinleyicisine bırakmıştı.
Radiohead mi fazla ucuz, yoksa popçu mu çok pahalı?
Bu albümü ilk bir ayda 1 milyon 200 bin kişi indirdi. İndirenlerin sadece yüzde 40’ı ödeme yaptı. Albüm başına düşen ortalama rakam 6 dolar olarak açıklandı.
Anlaşılan o ki grup bu fiyat üzerinden giderek yeni albüme bir değer biçmiş ve 9 dolardan başlayan seçeneklerle satmaya karar vermiş. Bu defa beleşe indirme yok, para vermek gerekiyor.
Hep birlikte satış rakamlarını ve bu uygulamanın nasıl ilerlediğini göreceğiz.
Radiohead gibi dünya çapında dev bir grubun bu tip yöntemler denemesi albüm, müzik, fiyatlandırma konularında yeni ufuklar açıyor. Ve ister istemez zihnimizde bazı sorulara yol açıyor.
Mesela bizde 15 TL’ye satılan bir albümün fiyatı nasıl oluşuyor? Dijital olarak indirilebilen şarkıların birim fiyatı neye göre belirleniyor?
Radiohead’in yeni albümünü 14 TL’ye satın alabiliyorsam, acaba yeni çıkan, hiç tanınmamış bir popçunun albümünün de aynı bedelden satılmasında bir terslik yok mu? Yani ya Radiohead çok ucuza satıyor emeğini ya da popçu çok pahalı.
“Albüm satamıyoruz çünkü internet bizi mahvetti, korsan var” demek acaba işin kolayına kaçmak mı? Albüm satamayanlar acaba kendilerine “Bizde hiç mi kabahat yok, belki de o kadar iyi bir albüm yapamadık” diyor mu?

İTİRAF EDİYORUM
* Hangi kanal olduğu fark etmez, yeni vapurlardaki televizyon tacizine kılım. Eğer dışarı çıkmazsanız, her yandaki televizyon ekranlarına ve gündeme maruz kalmaya mecbursunuz. Bırakın insanlar 10 dakika kafa dinlesin. Nasılsa bütün gün bununla yatıp bununla kalkıyorlar. İki kuruş az kazanırsınız belki ama gerçekten amme hizmeti yapmış olursunuz vatandaşa iki dakika huzur vererek.
* Kötü kulaklık üretmek ve satmak insanlık suçu sayılmalı. Hem kulağa zarar hem yanındakine verdiği sivrisinek vızıltısı rahatsızlığı yüzünden çevreye...
* Cartel’in geri dönmesine sevindim ama şarkı bende hafif hayal kırıklığı yarattı. Sizi bilmem ama ben hâlâ Youtube’a girip Karakan, Erci-E ve Cartel’in eski videolarını izlemekten daha çok zevk alıyorum.
* Cem Adrian’ın son albümü “Kayıp Çocuk Masalları”nın basına yollanan üç şarkılık promo albümünü bir maxi single sanmışım. Yanlış bilgi verdiğim için özür dilerim. Ancak dinlediğim şarkılarla ilgili görüşüm aynı. Albümün tamamını yeterince dinledikten sonra bir yazı daha yazacağım.

CUMARTESİ ALBÜMÜ
Mumford & Sons
“Sigh No More”

Yeni nesil country ve folk şu anda Amerika’da çok gözde ve özellikle indie sahnesini derinden etkiliyor. Öyle ki Marcus Mumford’ın lideri olduğu Mumford & Sons İngiliz ama Kentucky’nin çayırlarında inek peşinde kement atarak büyümüş gibiler.
Her ne yapıyorlarsa da umurumda değil zira çok iyi müzik yapıyorlar. Daha tek albümleri olmasına rağmen o kadar beğenildiler ki mesela Coachella gibi dev bir festivalde assolist olarak çıkıyorlar.
Mumford’ın sesini beğeneceksiniz. Şarkıları ve grubun enstrümanları çalışını da... Heyecanlılar, enerjikler ve bunu yansıtabilmek başarıdır. Sıradan şarkılar gibi başlayıp bu enerjiyle patlayan ve alıp başını giden şarkılar var albümde. 2009 tarihli bu ilk albüm dünyada yeni yeni gündeme geliyor. Grammy’de sahneye çıkmalarından da anlayabiliyoruz bunu.
Kadrajınızdan kaçmasın...