Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Piyasaya yeni çıkan albümler, yeni keşifler, son zamanlarda dikkatimizi çekenler... Kısaca müzik âleminde yükselen isimlere şöyle erkenden bir göz atmamızda fayda var...

* Mapei: Amerikalı Mapei’nin (Jacqueline Mapei Cummings) annesi Liberya asıllı, babası ise İsveçli. Hem İsveç hem New York’ta büyümüş. Çin Mahallesi’ndeki bir İsveç restoranında garsonluk yapıp diğer yandan yeraltı rap âlemine takılıyormuş. Yaptığı 2009 tarihli ilk EP baştan sona rap. Ama 2014 tarihli albümü “Hey Hey” için daha ziyade soul, nu-soul, pop tanımı kullanılabilir.
* Absolutely Free: Saykodelik havalar pek moda ama herkes Goat gibi hippi/tribal ya da Tame Impala gibi 60’lar usulü şık olmak durumunda değil. Bazıları da isminde Zappa’dan esinlenip pop/electropop âlemlerinde aynı etkileri yaratmaya girişiyor. Kanada, Toronto çıkışlı ekip elektronik estetiğini oluştururken krautrock’tan da etkilenmiş.

Electronica, funk, house sevenlere
* Kindness: 13 Ekim’de yayınlanan ikinci albümünün prodüktörü Cassius olarak tanıyıp bildiğimiz Ed Banger sanatçılarından Philippe Zdar. Adam Bainbridge yani Kindness, Female Energy Records’tan yayınladığı ikinci albümü “Otherness”ta electronica, funk, downtempo, house sevenlere hitap etmiş. “French House” estetik dokunuşlarıyla derlenip toparlanmış mutlu bir albüm.
* Toy: Shoegaze’den vazgeçmem diyorsanız (ki ben çoğu zaman diyorum), saykodelik tınılar duyunca kulak kesiliyorsanız (ki ben kesiliyorum), 60’ların gitar sound’una bir şekilde aşinaysanız (ki aşinayım) Londralı Toy’u dinlemeniz lazım. Yoksa sıradan bir retro rock grubu der geçersiniz.

“Bu çalan neydi?” dedirtmek için...
* Breach: Eğer 2014 itibariyle indie dans müziği trendinin nasıl 1989 yılına ışınlandığına tanık olmak
istiyorsanız hemen Breach’in (Ben Westbeech) “Everything You Never Had” isimli parçasını dinleyin. Eğer görselliğin nasıl 90’lara kaydığını görmek istiyorsanız bu şarkının klibini izleyin. Eğer cumartesi akşamı çılgın bir partide herkese “Bu çalan neydi?” dedirtmek istiyorsanız bu şarkıyı çalın.
* Fufanu: Hrafnkell Floki Kaktus Einarsson ve Guolaugur Halldor Einarsson. Anlaşıldığı üzere İzlanda çıkışlı ekibin sound’u Jesus and Mary
Chain tadında. Trio, Londra’da Royal Albert Hall’da Damon Albarn’ın Damon & The
Heavy Seas projesinin açılışını yapmıştı. Yakında sağda solda duymak olası.

Haberin Devamı

İTİRAF EDİYORUM!

Haberin Devamı

- Madem her şeyin insansızı makbul, madem arabanın şoförsüzü, uçağın pilotsuzu geliyor pek yakında... O halde önerim insansız şehir. Topyekun kurtuluş, herkes rahat etsin.
- Facebook’ta rastladığım “Tofaş’K Kızları” isimli sayfadan gözlerimi alamıyorum.
- Albüm dinlemek diye bir zevkimiz vardı onun da sonu geldi. Albüm diye dinlediğimiz çoğu albüm, albüm değil. Bunun adı “ara ara kaydettiğimiz alakasız şarkıları bir araya topladık abi”.

CD

MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR

...AND STAR POWER - FOXYGEN

Kaliforniyalı Foxygen’in önceki albümü “We Are The 21st Century Ambassadors of Peace & Magic” 60’ların retro sound’una odaklanan indie/folk çizgisinde sevip benimsediğimiz bir albümdü. İkinci albüm
“...And Star Power” tam bir MGMT grubu vakası. Yani ilk albümü şahane ikinci albümü hayal kırıklığı olan gruplar arasına gururla girmiş bulunuyor Foxygen.
1970’lerde yayınlansa güzel bir Todd Rundgren albümü olabilirdi diye yazmış NME. Foxygen ilk albümde çalıştığı prodüktör Richard Swift’le bu albümde yollarını ayırdı. Prodüktörlüğü kendi üzerine aldı ve yeni firmaları Jagjaguwar tamamen serbest bırakmış ekibi.
Bazen hayat zor ama Foxygen’in durumunda basit: İyi yaptığın şeyi yapmaya devam et. Yeteri kadar iyi şarkın yoksa albüm yapma (double albüm hiç yapma). Çünkü illa kuş kondurayım derken pastanın üzerine, koca masayı devirebiliyorsun ve her yer berbat oluyor. Özellikle “Star Power” serisi hakikaten gereksiz ve zoraki “avangartlaşma” hevesinden ibaret. Yine
de haftanın albümüdür.