Cumhurbaşkanı Gül buyurun sandığa derse ne olur?
Demesi küçük bir ihtimal olarak duruyor ama farz edelim ki sandığı işaret etti..
Ortalık yıkılır..
İktidar partisi meydanlara çıkıp ne der? Seçmenden evet oyunu nasıl ister?
Başbakan yakın zamana kadar; bitti o devirler diyordu.. Zırt pırt seçim olmayacak, seçimler bundan böyle zamanında olacak diyordu..
Batı’da böyle.. Biz de buna alışalım diyordu..
Bu durumda, belediye seçiminin öne çekilmesini nasıl savunur?
CHP’yi seçimden kaçmakla da suçlayamaz..
Mart ayının son günlerinde yapılan yerel seçimin kış koşullarında olduğunu, halkın sandığa gitmekte zorlandığını söylese..
Bunun için aralık ayının son günlerinde referandum yapılmasını izah edemez..
Sonra..
Yerel seçim 1984 yılından beri mart ayının son haftası yapılıyor.. 30 yıl olacak.. Aynı tarihte altı seçim yapmışız bu yedincisi olacak..
Tutturamaz..
Eee, AKP sözcüleri, kapı kapı dolaşıp ne diyecek?
*
MHP’nin durumu daha da kötü.. Bahçeli ‘evet’ oyu için meydan meydan dolaşır mı? Zannetmiyorum..
Miting bile yapmaz..
*
Demem şu.. Cumhurbaşkanı Meclis’in iradesi buysa, ben de buna uyarım derse AKP’nin de MHP’nin de işi zor..
Çünkü kış günü referandum felaket senaryosu gibi..
Cumhurbaşkanı vesayeti olur
Siyasetçiler, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa değişikliğini veto etmesini istiyor..
Niyetimiz bu değildi diyorlar..
Yol kazası olduğunu söylüyorlar.. Referandumun akıllarından geçmediğini belirtiyorlar..
Şu gerçek.. Kabul oyu veren vekiller de ret kullanan vekiller de aralıkta referandum istemiyor..
Sokaktaki vatandaş da istemiyor.. Herkes boşuna masraf gözüyle bakıyor..
Tamam o zaman Cumhurbaşkanı anında geri göndersin olsun bitsin..
*
Durun bi dakika..
Bu iş öyle kolay bi iş değil.. Cumhurbaşkanı ‘gerekçesiz’ geri gönderirse.. ‘Yol kazası olmuş’ düzeltin diye geri gönderirse.. Anayasa’ya aykırılık bulmadan geri gönderirse.. Usul hatasına işaret etmeden geri gönderirse başka şey olur..
Ne olur?
Cumhurbaşkanı vesayet rejimi olur..
*
2007 Cumhurbaşkanı seçimi vardı ya.. Meşhur 367 şartını hatırlayın.
Ne farkı olur?
Haa.. Şöyle bir farkı olur..
O karara o gün kızanlar.. Ortalığı velveleye verenler..
Bu karara bugün sesini çıkarmaz..
*
Rejimin selameti açısından bu veto çok önemli..
Çok..
367 ikinci kez denenir mi?
Cumhurbaşkanı yasayı yüzde 99 veto edecek gibi duruyor..
Ederse, AKP ile MHP ittifakı yerel seçimleri öne almak için ikinci hamleyi yapar mı?
Yani..
Anayasa değişikliğini ikinci kez Genel Kurul’a getirip 367’yi zorlar mı?
İki parti için de zor karar.. Çünkü riski büyük.. Gizli oylamada 366 çıktı mı, al başına belayı..
*
Tabii sadece iktidar partisinin kararı yetmiyor.. MHP’nin de ne yapacağı önemli..
Bahçeli olay patladıktan sonra iki farklı demeç verdi.. Birincisinde yerel seçim zamanında olsun dedi.. İkincisinde Meclis’e geri gönderilirse aynı tavrı göstereceklerini söyledi..
Yani desteğe devam..
Bir de şu..
Cumhurbaşkanı jet hızıyla veto etse bile Anayasa değişikliği planlanan tarihe yetişmiyor.. Bu sefer seçimden bir yıl önce değişiklik yapılamaz maddesinin de değişmesi lazım..
Rahat bi durum değil yani..
Bakan’ın oğlu korkmakta haklı
AB’den Sorumlu Bakan; “13 yaşındaki oğlum bile baba savaş çıkar mı diye artık sürekli soruyor.. Çocuk bile korkuyor” demiş..
Sadece Bakan’ın çocuğu değil hepimiz korkuyoruz.. Suriye’nin saldırmasından değil, kendi kendimize savaşa girmekten korkuyoruz..
Korkmamak elde mi?
Beş kişinin havan topuyla ölümünden sonra Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri tam teyakkuza geçti..
Sınır boyuna yüzlerce tank yerleştirildi.. Füze bataryaları, uçaksavarlar konuldu.. Uçak filosu takviye edildi..
Siperler kazıldı.. İçlerine askerler yerleştirildi..
Suriye ordusu her an bize saldırabilirmiş gibi bir manzara doğdu..
Bakan’ın 13 yaşındaki oğlu korkmakta haklı..