Bülent Arınç baktı ki alkış alıyor, takdir topluyor sesini çıkarmadı..
Üstüne yattı..
Bence, Arınç’ın; ‘Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’ın feryatlarına kulak verilmeli’ sözünü Ertuğrul Özkök de Ahmet Hakan da yanlış okudu..
Aslında yanlış demesek de, temenni okuması desek!..
* * *
Bülent Arınç..
“O vicdan er veya geç yapılanı görecektir demiştim.
Haklı çıktım. (..)
Er veya geç ondan böyle bir çıkış bekliyordum.
Şaşırmadım.” diye yazan Özkök’ü okuyunca eminim şaşırmıştır..
Allah Allah, ben gerçekten bu manada mı söyledim diye düşünmüştür..
Niye mi?
Çünkü Bülent Arınç o sözleri her zaman yaptığı gibi tersten çakmak için sarf etti..
Arınç’ın katıldığı feryat başka feryat.. Tuncay ile Mustafa’nın biz niye içerdeyiz feryadına kulak verelim demiyor..
‘Biz mi verdik darbe emrini, biz niye içerideyiz onlar dışarıda’ feryadına katılıyor..
İkisi çok farklı..
Yani..
Balbay ile Özkan haklı, ‘generaller niye içeride değil’ demek istiyor..
Katıldığı bu..
Balbay’la Özkan niye içeride diye sormuyor, sorgulamıyor..
* * *
Okuyalım sözlerini..
“İleriye sürdükleri savlar bence dinlenmeli. Çünkü diyorlar ki; ‘böyle bir olayı aslında meydana getirmeyi düşünen ve planlayan kişiler serbest bırakılıyorlar, onların silahı, topu, tüfeği var, bizim yok da onun için mi hala devam ediyoruz?’ Bence bu feryada kulak vermek lazım. Bu feryada kulak verecek olan; birinci yargının kendisidir. İkincisi, yargıyı yanlı, taraflı kararlar vermeye yönlendiren güçtür. Diğerleri görevlerinin başındalar. Hatta öyle başındalar ki İçişleri Bakanı ile cenazede yan yana gelebiliyorlar.”
* * *
Bu sözlerden..
Tuncay ile Mustafa’ya haksızlık edildi, haksız yere hapiste tutuluyorlar, onlar bu haksızlığa feryat ediyor, ben de katılıyorum anlamı mı çıkıyor..
Yoksa, Mustafa ile Tuncay haklı, paşalar neden dışarıda, onlar da hapse atılmalı anlamı mı?
Arınç dışarıda değil..
İçeride buluşulsun istiyor..
* * *
İlk fırsatta Arınç’a bir kez daha soralım..
Muallakta kalmasın..
Dışarıdaki emekli generallerin, görev başındaki generallerin içeri atılmasını mı istiyor, iki yıldır, üç yıldır tutuklu yatanların bırakılmasını mı?
Arınç’ın vicdanı ne diyor?
* * *
İkisini de mi? Yer değiştirsinler mi?
Oyuna gelen millet oldu..
Kimine göre; muhalefet iktidarı oyuna getirdi.. Anayasa konusunda söyleyecek bir şeyi olmadığı için referandumu seçim havasına soktu.. Alakasız laflarla gündem yaratıyor..
Kimine göre; iktidar muhalefeti oyuna getirdi.. Kürt açılımı dahil bir dizi başarısızlığı konuşmamak için ha babam sataşıyor, eften püften konularla polemik yaratıyor..
* * *
Yani..
Muhalefete göre, havuzlu villa tartışması da, emekli maaşı hikâyesi de, ‘ayıp yahu’lu çıkışlar da oyun.. İktidarın söyleyecek sözü olmamasının belgesi..
İktidara göre, Anayasa yerine çayı, fındığı konuşmak tipik iktidar taktiği.. Türkiye usulü kısır muhalefetin acıklı hali..
* * *
Muhalefet de haklı olsa, iktidar da haklı olsa sonuç değişmez..
Gerçek şu..
Bu boğucu yaz sıcağında oyuna gelen millet oldu.
Dersim’in ötesi.. İnönü savaşları..
Başbakan kampanya başlar başlamaz 30 yıl öncesine gitti.. Bir süre 12 Eylül’ü anlattı..
Kesmedi..
50 yıl öncesine atladı.. 27 Mayıs’a geldi.. Merhum Polatkan’ın acısından bahsetti..
Olmadı..
73 yıl geriye gitti.. Dersim’e girdi.. Dersim’i bombalatan CHP’nin başındaki İnönü’dür, önce sen bunun hesabını ver diyerek CHP’nin bugün başında olan Kılıçdaroğlu’ndan hesap sordu..
Dersimli olan Kılıçdaroğlu, ‘Valla ben daha doğmamıştım’ dedi mi bilmiyorum..
Duymadım..
* * *
Bu da tutmazsa..
Başbakan bir atlama yapıp ta 1921’lere kadar gider mi?
İnönü Savaşları’na..
O savaşlar zaten dandik savaşlardı, İnönü ne yaptı ki diyerek Kılıçdaroğlu’ndan hesap sorar mı?
1921’i sorgulayalım der mi?
O da yetmezse..
93 Balkan Harbi’ne kadar yolu var..
* * *
Balkanlar’ı gâvura o günün AKP’lileri mi, o günün CHP’lileri mi verdi polemiği başlarsa bu buram buram sıcakta vantilatör gibi gelir valla..
Acayip serinletir..
