Beyaz Türk demiyorum.. Yaşları 30’un altındaydı..
Gezi Parkı’na el koydular, Taksim’e çıktılar, son yılların en büyük sivil hareketine imza attılar..
Beyaz gençti onlar..
Sahnede yerlerini aldılar; artık biz de varız dediler..
Onları daha önce meydanlarda hiç görmemiştim.. Hepsini tanıyorum tabii.. İstinye Park’tan tanıyorum, Kanyon’dan tanıyorum, Bebek’ten, Bağdat Caddesi’nden, Nişantaşı’ndan tanıyorum..
Sinema günlerinde görmüştüm onları..
Konserde.. Festivalde..
Kafede.. Barda..
Bu kış Kartalkaya’da birlikte kayak yapıyorduk, önümüzdeki ay Bodrum’da denize gireceğiz..
Taksim’de biber bombasından kaçışıp duvar dibine sığındığımız insanlarla belki de Göcek’te karşılaşacağız..
Yelken yaparken..
Beyaz genç onlar!..
Sonunda isyan ettiler, başkaldırdılar, gündeme el koydular..
Büyük direnişin önderi onlardı.. Ne yapmalarını, nasıl davranmalarını söyleyen liderleri yoktu.. Çoğu ne yapacağını da bilmiyordu zaten..
Biber gazından nasıl kaçacağını, nerede duracağını, atılan taştan nasıl korunacağını..
İnanın konsere gider gibi Taksim’e gelmişlerdi.. Kılık kıyafetleri de öyleydi..
Ortak sloganları yoktu.. Çünkü slogan atmasını bilmiyorlardı, ezberlerinde yoktu.. Onları bir araya getiren, Taksim’e yollayan, polisin karşısına diken aynı duyguydu..
Yeter artık..
Bardak taşmıştı..
*
Gezi Parkı uyuyan beyaz gençleri uyandırdı, ateşledi, sokaklara döktü..
Asıl öfke yaşam tarzlarına yapılan müdahaleydi, nasıl yaşamaları gerektiğinin dikte edilmesi..
Dizayn edilmeye çalışılmasıydıÖ
Tepkilerini kartonlara yazıp haykırdılar..
Hayatımı elleme..
Hayatıma karışma..
*
En çok kızdıkları da kendilerine ayyaş denmesiydi.. Sekr halinde dolaştıkları iddiasıydı.. Hepsi tahsilliydi, okumuş çocuklardı.. Kılık kıyafetlerinden, ayaklarındaki spor ayakkabılardan belliydi, ceplerinde para vardı.. İşleri güçleri vardı.. Güzel yaşantıları vardı..
Beyaz yakalıydı onlar..
Memleket ekonomisi onları memnun ediyordu, politikayla işimiz gücümüz olmaz diyorlardı, sırt çeviriyorlardı..
Yaşam tarzları tehdit edilene kadar..
Gencecik polisleri niye ezdirdiniz?
Olaylar yatıştıysa konuşalım.. O gencecik polisleri Gezi Parkı’nda bekleyen gencecik insanların üzerine niye sürdünüz?.
Ellerine biber gazı verip niye sıktırdınız?
Karşılarında teröristler yoktu.. Karşılarında yüzünde maske, elinde molotof olan insanlar yoktu..
Dizüstü etekli kızlar, şortlu erkekler vardı..
Bir tek molotof atıldı mı?
Hayır?
Niye orantısız güç uygulattınız? Niye göstericilere düşman muamelesi yaptırttınız?
Vali mi emir verdi?
Emniyet Müdürü mü?
Birileri bu davranışın hesabını vermeli..
*
Taksim’i yaşadım.. Polisin kaçarcasına çekildiğine tanık oldum.. Üç gün biber gazı yemekten anası ağlayan, beyni dönen göstericiler onlara hakaret etti..
Onları bu duruma niye getirdiniz? Niye toplumun öfke kusmasını sağladınız? Niye açık hedef yaptınız?
Niye yuhalattınız?
O gencecik polislerin suçu yoktu..
Onları böyle eğittiniz, her gösteri yapanı teröristmiş gibi gösterdiniz, gaz sıkma emri verdiniz..
Sonuç ortada..
Birileri hesap vermeli.. Cumartesi akşamı en tehlikeli şey polis elbisesiyle dolaşmaktı..
Sizin eseriniz..
*
Beşiktaş’taki çatışma demeyeceğim ama kargaşa da İstanbul’un yönetenlerin kabahati.. Yorgun kitle Taksim’den geri dönüyor.. Beşiktaş’ta, Başbakanlık Çalışma Ofisi’nin önüne 25-30 çevik kuvvet görevlisi dikmişler..
Provokasyona açık alan bırakmışlar..
Madem Taksim ve çevresinden polisi çektin, oradan da çek.. Jandarmayı koy, olsun bitsin..
Bunu da mı düşünemediler?
*
Yarın öbür gün, herhangi bir gösteride hakarete uğradığı için meseleyi kişiselleştirip aşırı güç kullanan genç bir polis çıkarsa bunun hesabını kim verecek?
Kim vermeli!..
Beyaz gençleri artık tutamazsınız
Sahaya çıktıkları ilk maçı kazandılar.. Kafaları önde eve dönmediler, başardılar..
Taksim’e çıktılar..
1 Mayıs’ta onca derneğin, onca grubun, onca STK’nın yapamadığını yaptılar..
Biber gazı yıldırmadı; direndiler, kazandılar..
Kendilerine güven geldi.. Bu işin çok zor olmadığını gördüler, korkutucu, ürkütücü olmadığını anladılar.. Keyif de aldılar..
Akşam saatlerinde yanlarındaydım, yüzleri gülüyordu, çok mutluydular..
Bu sabah işe gittiklerinde anlatacak hikâyeleri var..
Binlerce polise tonlarca biber gazına rağmen Gezi Parkı’nı geri aldılar..
Az buz iş mi?