Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Esenler protokolü iftarda buluşmuş.. Amaç, iftar kadar başarıyı (!) kutlama.. Esenler Belediye Başkanı büyük başarısını uzun uzun anlatmış..
Başarısı uzun uzun kurduğu iftar sofrası..
10 kilometrelik sofra fakir fukara doysun, ramazan günü iftarını açsın diye kurulmamış, belediye başkanı adını Guiness Rekorlar Kitabı’na yazdırsın diye kurulmuş!..
Esenler bu işi geçen yıl da denemiş.. Katılım 15 binde kalınca, 16 bin 200 kişilik rekoru kıramamışlar..
Bu yıl azmetmişler.. 10 kilometre uzunluğunda yedi bin masa kurmuşlar.. 42 bin 720 kişiyi (resmi rakam) toplamışlar..
Artık kurtuluşu yok.. Belediye başkanı Guinness’ten sertifikasını alacak..
Dünyanın en uzun, en kalabalık iftar sofrası kurma rekorunun sahibi olacak..
Diplomayı cebine koyacak..
* * *
Cennetin kapısında işe yarar mı?
* * *
Bu yapılanların dinle imanla ilgisi yok.. Gösterişten başka bir şey değil.. Ha beş yıldızlı otelde şaşaalı iftar vermişin, ha televizyon kameralarını çağırıp verdiğin iftarın şovunu yapmışın.. Ha rekor peşinde koşmuşsun!..
* * *
Bu yapılanın dinle imanla ilgisi yok dedik de belediyecilikle bir alakası var mı?
Bence yok da Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’ya göre varmış!.. Sosyal belediyeciliğin en güzel örneğiymiş..
Başkana bir sertifikayı daha hak etti..
Literatüre girer mi?
Girer, AB kriterlerine bile girer.. Kim daha uzun, daha kalabalık iftar sofrası kurarsa en sosyal belediyeci o!..
Paris, Münih, Londra, Barcelona, Viyana nal toplar artık!..
* * *
Hem sevap hem en has belediyecilik faaliyeti olduğunu duyan Ümraniye Belediyesi bu fırsatı kaçırır mı?
O da anında iki kilometrelik iftar sofrası kurdurmuş.. 40 bin kişi toplamış..
Rekor hele bir tescil edilsin, hele bir kitaba girsin, sertifika gelsin bak, seneye neler olacak görürüz..
Dağa taşa masa kurulur..
Yarış kızışır..
Son yolculuğa Guinnes damgalı sertifikayla çıkmak isteyenlerin sayısı artabilir..
* * *
Yeni Şafak’ta Fatma K. Barbarosoğlu’nun yazısını okudunuz mu?
Ömer Çetin’i yazmış..
Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde okuyan Ömer Çetin’i..
Günlük 30 lira yevmiyeyle çalışıp okul parası biriktiren Ömer Çetin’i..
İnşaattan düştü...
* * *
“Ömer Çetin öldü.
Duymadık! Guinnes rekorlar kitabına girmeyi, ahireti kazanma güvencesi bildiğimiz günlere demir atmıştık çünkü.
Mümin şuurunun yerini Guiness rekorlar kitabına girmek azmi alıyor ve susuyoruz.
Neden?” (Yeni Şafak, 27 Ağustos)


Siyasetçiler hesap vermiyor
Siyasetçi sıkışınca hep aynı lafı eder; halkıma hesap veriyorum..
Büyük bir palavradır bu..
Siyasetçi hesap vermez.. Verirmiş gibi yapar vermez.. Seçimi kaybeder, koltuğundan olur o kadar.. Başarısız bürokrat da, başarısız teknik direktör de, başarısız genel müdür de koltuğundan oluyor..
Fark yok.. Bu sebeple siyasetçilerin ikide bir ortaya çıkıp hesap veriyoruz demelerinin manası yok.. Boş laf!..
Rize’deki sel felaketine bakalım.. Seli felakete dönüştüren kim?
Siyasetçiler..
Olmadık yerlere, dere yataklarına, su toplanma havzalarına inşaat izni veren, kaçak inşaatlara oy veya rüşvet karşılığı göz yuman siyasetçiler..
Araştırmaya gerek yok, sel fotoğraflarına bakın yıkılan binalar her şeyi anlatıyor.. Kurtarma ekipleri, daha büyük felaket olmasın diye suyun yolunu kesen binanın duvarını yıkmışlar, su yolunu bulsun diye, aksın gitsin diye..
* * *
Sorum basit; o inşaatlara izin veren yeni eski siyasetçilerden hesap sorulacak mı, sorulmayacak mı?
Sorulmayacak tabii!!!