Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Konuşma, tartışma, uzlaşma kültüründen eser kalmadı..
Konuşuyor-muş gibi yapıyoruz..
Tartışıyormuş gibi yapıyoruz o kadar..
Televizyon programlarında da aynı.. Gündelik sohbetlerde de aynı..
Herkes kendi düşüncesini söylüyor, kendi fikrinde ısrar ediyor ama karşı tarafı dinlemiyor..
Dinlemek istemiyor..
Sağırlar diyalogu oluyor..
*
‘Yahu bu adam bir şeyler söylüyor, acaba söylediklerinin bir kısmı doğru olabilir mi’ düşüncesiyle kulak kabartmıyor..
Muhalefettekiler, iktidar yanlılarını dinlemiyor..
İktidarla aynı düşünceleri paylaşanlar muhalefet edenleri..
‘Evet ya meselenin bir de bu tarafı var, haklısın’ diyenimiz yok..
*
Konda’nın yaptığı araştırma acı gerçeği ortaya koydu.. İktidar yanlıları sadece kendi gazetelerini okuyor, kendi televizyonlarını izliyor..
Muhalefet edenler de aynı.. Onlar da kendi gazeteleriyle haşır neşir..
Bu konuda karşı taraf ne düşünür diye merak eden yok.. İnsanlar kendi gettolarına çekilmiş.. Sadece kendi gibi düşünenleri dinliyor, kendiyle aynı dünya görüşünde olanları okuyor..
Diğerlerinin yüzüne bile bakmıyor..
Farklı bir ses duymak istemiyor..
*
Birkaç gazete bayiini dolaşın keskin bölünmenin somut örneğini görürsünüz.. Muhafazakar mahallede muhalif gazeteler satmıyor..
Sol, sosyal demokratların yaşadığı bölgelerde de iktidar yanlısı gazetelere kimse itibar etmiyor..
Başıma geldi..
Ege’de çay bahçesinde iktidarcı gazeteleri okurken fark ettim.. Kimse tek bir kelime etmedi ama ters baktıklarını hissettim..
İktidara sert muhalefet eden bir gazete ile muhafazakar kahveye girsem farklı olmazdı..
*
Artık yan yana, iç içe yaşamıyoruz.. Yaşadığımız bölgeler ayrıldı.. Okuduğumuz gazeteler, kitaplar ayrıldı.. İzlediğimiz televizyon kanalları ayrıldı..
Abartma, eskiden de böyleydi diyeceksiniz.. Sağcıların gazetesi ayrıydı.. Sağcıların beğendiği yazarlar vardı, okudukları kitaplar..
Solcuların gazeteleri, kitapları ayrıydı..
Televizyon kanalları çoğalınca bu ayrımdan onlar da nasibini aldı..
Evet doğru.. Doğru ama..
Eskiden solcu sağcının ne düşündüğünü bilirdi.. Sağcı da solcunun..
Şimdi bilmiyor..
Diyorum ya; bilmek istemiyor.. Karşı tarafın ne dediğini duymak bile istemiyor..
*
Hal böyle olunca uzlaşma kelimesi anlamsızlaşıyor.. Uzlaşma ihtimali sıfıra iniyor..
Kutuplaşma derinleşiyor..
İnsanlar keskinleşiyor..
2014 Türkiye’sinin manzarası budur..
İyi pazarlar!..

Haberin Devamı

İETT Müdürü’nden küçük bir ricam var

Haberin Devamı

İETT, TÜBİTAK ile anlaşma imzalamış.. Metrobüsün daha verimli kullanılması için proje geliştirilecekmiş.. İnsanların binerken, inerken, beklerken daha rahat etmeleri sağlanacakmış..
Çok güzel..
İnsanların daha rahat yolculuk etmesini istiyorsa (ki mutlaka istiyordur) işe, metrobüslerin içine telefonla konuşmak yasaktır uyarısı asarak başlasın..
Sigara içmek yasaktır uyarısı var ya..
Onun gibi.. Telefonların üzerine de çarpı işareti konsun.. Görünecek her yere yapıştırılsın..
*
Niye mi?
Metrobüse binince milletin aklına telefon geliyor.. Koltuğa oturan yapışıyor telefona, başlıyor konuşmaya..
Kimi işini anlatıyor, kimi tartıştığı arkadaşını, kimi kocasıyla ettiği kavgayı.. Dereden tepeden konuşanlar da var tabii.. Avaz avaz.. Yemek tarifi vereni bile duydum..
Bunu yapan yanındakini, karşısındakini düşünmüyor.. Herkes onu dinleyecek mecbur!..
İki satır bir şey okumanın imkânı yok.. Okumayı geçtim, başkasının hayatını dinlemek zorunda mıyım?
*
En çok kızlar yapıyor.. Telefon kulaklığını takıyorlar kulaklarına; car car.. İnene kadar daha ne var ne yok muhabbeti..
İETT Müdürü’nden ricam bu..