Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Saraybosna
Başbakan bir süredir ince bir strateji izliyor.. Grup toplantılarında yaptığı konuşmanın önemli bölümünü CHP’ye ayırıyor..
Ayırıyor da bugüne dair bir şey söylüyor mu?
Hayır..
CHP’yi ya cami yıkan parti olarak gösteriyor, bu vurguyu yapıyor ya da CHP ile darbeleri ilişkilendiriyor..
Çoğu zaman ikisini bir arada yapıyor.. 1930’lara gidiyor yıkılan, kapatılan camilerden söz ediyor.. CHP’nin din düşmanı olduğu imajını yayıyor.. Bu CHP, o CHP’nin uzantısı demek istiyor..
1960’lara uzanıyor.. CHP’nin 27 Mayıs darbesini desteklediğini uzun uzun anlatıyor.. 28 Şubat’ın arkasında durduklarını söylüyor..
Bunu sık sık yaparak da beyinlere şu algının iyice yerleşmesini istiyor..
Bir: CHP=Askerdir.. Darbecidir..
İki: CHP din düşmanı partidir.. Dinimize karşıdır, camileri ahıra çevirmiştir..
*
CHP lideri Kılıçdaroğlu ile Saraybosna yolunda bu meseleleri konuştuk..
Hem de ne konuşma..
Bir ara uçak orta şiddetli türbülansa girdi, zangır zangır titremeye başladı.. Baktım, Kılıçdaroğlu’nun umurunda değil.. Ankara temsilcilerinden oluşan kalabalık bir gazeteci grubunu bulmuşken fırsatı kaçırmak istemedi.. Hararetle anlatmayı sürdürdü..
Hoplamanın zıplamanın şiddeti artınca mecburen sustu.. Çünkü kendisini dinleyen gazetecilerin o anki derdi, kafayı sağa sola çarpmamaktı..
Şimdi ne işiniz vardı Saraybosna’da diyeceksiniz..
Bosna savaşının 20. yılı nedeniyle dostluk ziyareti.. Konferans, bir dizi görüşme..
*
Sohbete, Başbakan’ın sık sık tek parti dönemini gündeme getirmesini sorarak başladık.. “Tek parti hepimizin ortak paydasıdır. Ölmüş liderlerle hesaplaşma hiç olmamıştı ilk kez yaşıyoruz. Başbakan ölmüş liderle mücadele ediyor. Yakın tarihten intikam almaya çalışıyor” dedi..
Peki bunu neden yapıyor?
Kılıçdaroğlu güldü; “Bugünkü CHP’ye bir şey söyleyemiyor da ondan.”
Ekledi; “bir ara Sivas’ın ötesine geçemiyorlar diyordu şimdi kendi geçemiyor.”
Önemli bir iddia!..
*
Gelelim, CHP din düşmanı partidir imajına..
“Evet, böyle bir algı yaratıldı ama yıkmaya başladık. Dini istismar etmiyoruz. İmam hatiplere de karşı değiliz.”
CHP=Ordu meselesi!..
Kılıçdaroğlu’nu en çok sinirlendiren CHP’ye bu elbisenin giydirilmesiydi..
“12 Eylül yasalarının değişmesi için, İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin kaldırılması için, yüzde 10 barajının düşürülmesi için, siyasal partiler kanununun değişmesi için biz teklif verdik. AKP aldırmadı. Yeni Kenan Evren modeli uyguluyor. 12 Eylül kanunlarının arkasına sığınıyor” dedi..
12 Eylül’ün benzeri yaşandığını söylerken soruldu..
Hiç mi farkı yok?
“Var. Apolet yok, idam yok. Fark bu!”
*
(Galiba şiddetli türbülansa işte o anda girdik)
*
Mesele mühimdi, mühim olduğu için türbülansın gürültüsüne kurban gitmemeliydi..
Gitmedi de..
Kılıçdaroğlu bir solukta benzerlikleri sıraladı.. Sudan sebeplerle hapse atılan öğrencileri hatırlattı:
“12 Eylül’den farkı ne?”
*
Türbülansın ortasında şunu sordum..
‘Başbakan’ın ısrarla bu iki konu üzerinden CHP’ye yüklenmesi cumhurbaşkanlığı seçim hazırlığı olabilir mi?’
CHP’yi hem dinsiz hem darbeci parti göstererek meydanlara çıkmak.. Seçim kampanyasını bunun üzerine bina etmek..
Öyle ya.. Anayasa Mahkemesi yasayı iptal ederse bu yaz seçim var demektir..
Kılıçdaroğlu net yanıt vermedi.. Olabilir demekle yetindi..
*
Bir saate yakın süren sohbette şunu gördüm.. Kılıçdaroğlu medyaya kırgın..
İki nedenden kırgın..
Söylediklerinin yansıtılmamasından.. Başbakan’a bazı soruların sorulmamasından..

Haberin Devamı

Kutlu Doğum Haftası düğünü beklemiş!
CHP lideri sohbet arasında dini konuları konuşmaktan kaçınıyorum ama mecbur bırakıyorlar dedi..
Ve sordu..
Kutlu Doğum Haftası törenleri neden geç başladı biliyor musunuz?
Bilenimiz çıkmadı.
Kılıçdaroğlu kendi sorusuna kendi yanıt verdi..
“Başbakan düğündeydi. Onun gelmesi beklendi. Ben bu konuları istismar etmek istemiyorum ama” dedi; sustu..
*
Yeri gelmişken 23 Nisan resepsiyonu soruldu.. Daha doğrusu türban takan eşlerin katılması..
“Niye geliyorsunuz diye sorulması anlamsız. Sorunlar olmuş aşıldı. Aşıldığı için de memnunuz” dedi..
Türban meselesini yeniden gündem yapmamaya kararlı.. Bu sebeple olsa gerek resepsiyonun üzerinde durmadı.. Normal karşıladı..

Haberin Devamı

Fişlemede AKP’nin rolü
CHP lideri Devletle mahkemelik..
Niye mi?
28 Şubat sürecinde fişlendiği için.. Devlette devamlılık esastır diye dava açmış.. Dava Danıştay’da.. Sonuç alamazsa AİHM’ye gidecekmiş..
Bu davaya önem veriyor..
Niye mi?
Çünkü, Başbakanlık’ın Danıştay’a gönderdiği savunmadan ortaya şu gerçek çıkmış.. 28 Şubat sürecinde yapılan fişlemeler ham veri olarak duruyormuş.. 2004 yılında AKP iktidarı tarafından resmi kayda geçirilmiş..
Yani fişleme resmileşmiş!..
Erdoğan’ın Başbakanlığı sırasında.. Kılıçdaroğlu’nun beni fişleyen Başbakan demesi bundan..