Faiz lobisi varsa, borsada spekülasyon yapıyorlarsa, Başbakan’ın ümüklerini sıkmasına itirazımız yok..
Yok da; bu devasa direnişe, bu barışçıl isyana, bu kükreyişe faiz lobisinin marifeti de denemez..
Dersek; o gençlere ayıp ederiz..
Dersek; Gezi’den yükselen mesajı okuyamamış oluruz..
Dersek; kolaycılığa kaçarız..
Bakan Çağlayan gibi.. Efendim on gün önce Türkiye’den çok ciddi sermaye çıkışları varmış, sonrasında neler olduğunu hep birlikte görmüşüz!..
Sabah beşte Gezi Parkı’nda uyuyan gençlerin kafasına gaz bombası atanlar sermaye çıkışı yapanlar mıydı?
Faizi zıplatmak isteyenler!..
Peki yüz binlerin sokağa döküleceğini nasıl tahmin ettiler..
Radikal’de Uğur Gürses şahane bir tespitte bulunmuş..
“5 milyon TL’lik fonu olan 4 milyar TL’lik işlem hacmi olan borsayı manipüle edebiliyor ya da bu kadar fonu olan biri Türkiye hakkında olumsuz konuşursa borsa çakılabiliyor. En çok şaştığım yer de burası; ‘güçlü Türkiye ekonomisi’, ‘ekonomimiz örnek oluyor’, ‘finans merkezi olacağız’ diyenlerin, tersine bu ülkede en küçük borsa düşüşünde ‘dış mihrakların’, ‘faiz lobisinin’ iktidarı devirmeye kalktığını anlatmaya başlamaları oluyor.”
*
Benim de şaşırdığım yer tam da burası..
Mesela, Başbakan çok değil iki üç hafta önceki partisinin grup konuşmasında kamu bankalarını övdü.. Eskiden şöyle zarar ederlerdi, böyle zarar ederlerdi, şimdi şöyle kar ediyorlar, böyle kar ediyorlar diye övündükçe övündü..
Koltukları kabardı..
Gezi eylemlerini görünce tam tersini söyledi.. Geçen yıl en çok kar edenlere bakın diyerek bankaları işaret etti..
Faizi yüksek tutma çabasıyla suçladı..
Paranızı özel bankalardan çekin devlet bankalarına yatırın manasında cümleler telaffuz etti..
Tam böyle demedi tabii; anlayın artık diyerek özet geçti...
*
Başbakan’ın istediği şu.. Paranı Akbank’tan, Garanti’den, İş Bankası’ndan, HSBC ve diğerlerinden çek..
Ziraat’a yatır..
Halk Bankası’na yatır..
Vakıfbank’a yatır..
Yani.. Faizci bankalar görsün gününü!..
Tamam da Başbakan’ın zikrettiği üç kamu bankası faiz lobicisi değil mi?
Rekabet Kurulu soruşturma yaptı, Başbakan’ın paranızı yatırın işareti verdiği üç bankaya da ceza kesti..
Ziraat’a, Vakıfbank’a, Halk Bankası’na..
Ne cezası?
Özel bankalarla anlaşıp topladıkları mevduata düşük, verdikleri krediye yüksek faiz vermek cezası..
Meğerse onlar da faiz lobisiymiş..
Vali’nin özrü.. Arınç’ın itirafı..
İkisinin de sözü çok önemli..
Vali; bir gönül için bin özür dilerim dedi..
Başbakan Yardımcısı: Birilerinin bizi uyarması, silkelemesi lazım mesajı verdi..
*
Birincisinden başlayalım..
Bir kez daha anladık ki; en büyük yargıç vicdan..
Bir kez daha anladık ki; insan vicdanına (Yani Allah’a) hesap vermeden uyuyamıyor..
İstanbul Valisi Mutlu, öyle sözler etmiş ki; bugün yarın kızağa çekilebilir..
Başbakan’ın çapulcular dediği gençlere yanınızda olmak isterdim diye seslenmiş.. O çocuklar şiddet yapmıyor. Özgürlüklerine, bireylerine sahip çıkmak istiyorlar. Bunu anlamadan, dinlemeden nasıl uyurum demiş..
Kendini çapulcu ilan etmiş..
Biraz geç olmuş ama olmuş..
Kafalarına gaz sıktırdığı için o gençlere; bin kere özür dilerim diyorsa..
Gençlerin de ona bin kere selam çakması lazım..
Taksim’e gel çayımızı iç demeleri lazım.. Giderse alkışlarla karşılamaları lazım..
Hatadan dönmek erdemdir!..
*
Gelelim ikinci demece..
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözlerine..
“Yaşanan olaylar insanları kendine getirmeli. Biz kimiz, ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz, yapamadıklarımız var mı, mevki makam peşinde miyiz, birilerinin bizi sarsması lazım. Birilerinin yüzümüze bakarak ‘yanlış yapıyorsun, Rabbimizin bize gösterdiği budur’ demesi lazım” demiş..
Bir yerlere gönderme yapmış mı, yapmamış mı bilemem..
Bildiğim şu..
Fikrini sevin sevmeyin; Arınç vicdanlı adamdır, vicdanının sesini dinleyen adamdır..
Bu sözleri çok önemlidir..
*
‘Birileri bizi silkelemeli’ saptamasına gelirsek.. Gezi eyleminin amacı bu değil mi? İktidarı devirmek, alaşağı etmek değil..
Silkelemek, uyarmak, kendine getirmek..
Arınç’ın aradığı birileri zaten her gün meydanda!..
Mesajı partisi içinden birilerineyse onu bilemem..