Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bazen ön plana çıkan, manşetlere kadar yükselen; bazen gerilere düşen ama akıllardan hiç çıkmayan bir meselemiz var..
Cumhurbaşkanı’nın görev süresi..
Yabana atmayın, seçim kadar önemli.. Türkiye’nin beş yıllık hatta on yıllık rotası çizilecek..
Belki de rejimin adı değişecek.
Veya adı konulacak..
Her şey Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresine bağlı.. Beş yıl yani 2012 tezi ağır basarsa, bilin ki Erdoğan adaydır..
Bilin ki yarı başkanlık sistemine geçiyoruz..
* * *
İyi de.. Beş yıl mı, yedi yıl mı kim belirleyecek..
Sahi halka sormuştuk, ne demişti?
Halka sormuştuk da yarım yamalak sormuştuk.. Oradan cevap çıkmadı.. Top ortada kaldı..
Peki kararı kim verecek?
* * *
Diyorlar ki kararı Gül versin..
Fransa’da da aynısı olmuştu; Cumhurbaşkanı Chirac, görevdeyken anayasa değişti, süresi yedi yıldan beş yıla indirildi ama karar kendisine bırakıldı.. Chirac yedi yıl görev yapmayı tercih etti..
Kimse sesini çıkarmadı.. Biz de aynısını yapalım..
Kararı Gül’e bırakalım!..
Bırakalım da Erdoğan 2012’de Çankaya’ya çıkmak isterse..
* * *
Şimdilik bulunan formül şöyle.. Muhalefet de beş yıl dediğine göre, Meclis anayasa değişikliği yapar ek bir madde ilave eder, süreyi indirir..
O zaman da Cumhurbaşkanı azledilmiş gibi olmaz mı?
Gibisi fazla azledilmiş olur..
Ama başka çare yok!..
* * *
Peki, iktidar partisinden gelen bu dayatmaya karşı Cumhurbaşkanı Gül de referandum kozunu oynarsa ne olur?
Haydi sandığa derse..
Beş yıl mı, yedi yıl mı halk karar versin..
Zaten halk alıştı.. 12 Eylül’de çetrefilli maddeleri anlayıp, bir önceki madde ile kıyaslayıp doğrusunu bulacağına göre..
Süre konusunu anında çözer..

Haberin Devamı

Hayırcının sonu..

GÜL’ÜN SÜRESİNİ HALKA SORALIM

Gizlisi saklısı kalmadı..
Başbakan, ‘bitaraf olan bertaraf olur’ deyince insanların nasıl bertaraf olacakları konusunda herkes kafa yormaya başladı..
Hayır diyen bertaraf olacak da nasıl olacak.. Ne hale gelecek.. Fotoğraftaki gibi mi olacak?
Beterin beteri var derler ya, bertaraf olmanın da bi ölçüsü olmalı..
Ölçüsünü kimse bilmiyor ama az bertaraf olma duası bile varmış..
Başbakan’ın eski danışmanı Akif Beki, Radikal’deki köşesinde hem hayırcının sonunu gösteren bu fotoğrafı yayımladı hem de duasını.. Dua şöyle:
“Allah hayırcıyı şaşırtmasın, şaşırtırsa süründürmesin, süründürürse çektirmesin, çektirirse perişan etmesin, perişan ederse sersem avare etmesin..”

Cemaat üçüncü güç
Hanefi Avcı’nın kitabıyla birlikte cemaat örgütlenmesi yeniden gündeme geldi..
Şöyle şeyler yazılıyor:
Sahadaki güçler arasında siyasi iktidar da var, merkez medya da, ordu da var, Avcı’nın altını çizdiği cemaat de..
Bir başka yazar da şöyle diyor:
Gülen cemaati, Türkiye’nin üçüncü gücü.
Sormak lazım..
Birinci, ikinci güç kim?
İşin fena tarafı ne biliyor musunuz?
Bu ifadeler normal karşılanıyor, olağan kabul ediliyor..
Bir ülkede bir cemaat o ülkenin üçüncü gücü olmuşsa.. Siyasal iktidarla, orduyla birlikte sahadaki güçler arasında sayılıyorsa..
O ülkede demokrasiden söz edilebilir mi?
O ülkeye dense dense cemaatin ülkesi denir..