Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yerel seçimi 4.5 ay öne çekme operasyonu fiyaskoyla noktalandı.. AKP-MHP işbirliği sekiz fire verince imdada Cumhurbaşkanı yetişti..
Karda, kışta, kıyamette referandum olmaz diyerek veto etti.. Fire, iktidar partisini de muhalefet partisini de bozdu..
Başbakan imzamıza sahip çıkamadık diyerek fırça kaydı.. Lafı ortaya söyledi ama adresi belliydi..
Grup başkan vekilleri ile kaytaran veya mazeret beyan eden milletvekilleri..
Bunlardan biri de Hakan Şükür’dü.. Amerika’daymış, kızına okul arıyormuş, bu sebeple en kritik oylamaya katılamamış..
Başbakan’ın bi planı vardı.. Bozulmakta, kızmakta haklı..
Ama..
Hakan Şükür de haklı..
Niye mi?
Adamın haberi yokmuş.. Düşünün iktidar partisi milletvekilinin böyle bir değişikliğin Meclis’in gündemine geleceğinden haberi yok!..
Acayip bi durum değil mi?.
*
Nerden biliyorsun derseniz..
Şükür, Sabah yazarı Mahmut Övür’le New York havaalanında karşılaşmış.. Ayaküstü; “ABD’de bulunuyordum. Benim bulunacağım dönemde böyle bir plan yoktu. Yoksa grubun kararları ne ise ona uyarım” demiş..
Farkında olmadan kendini aklamaya çalışırken partisini batırmış.. Sadece partisini değil sistemin defosunu ifşa etmiş..
Bizim yıllardır söylediğimizi.. AB’nin ilerleme raporuna aldığı meseleyi iki cümleyle anlatmış..
*
Ne mi o?
Yasa değişikliklerinin konuşulmaması, tartışılmaması.. Gizlenmesi, gece yarısı operasyonlarıyla yapılması, oldu bittiye getirilmesi..
Bu konuda örnek çok..
Başbakan’ın 444 diye ifade ettiği, eğitimde sil baştan anlamına gelen değişikliğin nasıl yapıldığını hatırlayın..
Meclis’e sunulduğunda Eğitim Bakanı’nın bile haberi yoktu!.. Gerisini düşünün..
Yasayı geçtim, demek ki; Anayasa’yı değiştirecekler kendi milletvekillerine bile bilgi vermiyorlar..
Hakan Şükür’ün haberi olsa Amerika’ya gider miydi?
Asla!..
*
Sonuç; Hakan Şükür haklıysa iktidarın ülkeyi yönetme biçimi yanlış..
İkisinden biri..

Haberin Devamı

BDP’li vekilleri Başbakan kurtardı..

Ne alakası var, her gün kızıyor, her gün suçluyor diyeceksiniz ama öyle değil..
İzah edeyim..
PKK, Şemdinli’nin Bağlar köyüne giden 9 BDP milletvekilinin önünü kesmişti..
Vekillerle PKK militanları öpüşmüştü.. Kameralar çekmiş anında servis yapmıştı ya..
Hatırladınız mı?
Başbakan; bu yol kesme değil; buluşma demiş çok öfkelenmişti.. Van Başsavcısı da anında soruşturma açmıştı..
Başbakan beklenenden sert çıkmıştı ama sarf ettiği bir cümle BDP’li vekilleri kurtardı..
Dedi ki; yargıya gerekeni söyledik..
*
Başbakan’ın sözlerinden çıkan sonuç şuydu.. Savcı vekillerin dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyecek, Meclis onay verecek, vekiller hapse atılacak..
18 yıl önce DEP’lilere yapılan BDP’lilere de yapılacak..
İpler daha da gerilecek..
*
Tam tersi oldu.. Başbakan’ın o sözleri BDP’lileri kurtardı.. Savcının elini kolunu bağladı.. Bu saatten sonra; fezleke yazıp yollasa anında ‘talimatla mı yazdın’ denilecek.. Gümbürtü kopacak.. Savcı buna rağmen yaptı diyelim, Meclis uysa yine Başbakan’ın sözleri akla gelecek..
Dünyaya böyle yansıyacak..
Kısaca, Başbakan, yargının da yasamanın da elini bağladı..
Haa iyi oldu.
BDP‘li vekilleri Başbakan kurtardı demem bundan..