İçki yasasını yaşam tarzına müdahale olarak algılayan çok..
Yasak sınırının burada kalmayacağı belli.. Bu ilk hamle; ileri yıllarda devamı gelecek..
Abartmıyorum..
Muhafazakar kesim haramdır, günahtır, yasaklanmalıdır diye bastırıyor.. Yakında her vali muhafazakar yaşamı kendi ilinin sınırları içinde daim kılmak için kolları sıvayacaktır..
Daha önce bir, iki vali denemişti.. İçki kırda, bayırda yasaktır genelgesi yayınlamışlardı.. Mahkemeden döndü.. Baktılar ki valiler marifetiyle yasağın sınırları genişletilemiyor, yasayla yaptılar..
Cumhurbaşkanı veto eder mi?
Zannetmiyorum..
Neyse bu ayrı konu, gelin biz içki yasasına farklı açıdan bakalım..
*
Diğerlerinde olduğu gibi içki yasasının yapılış şekli aslında hem Türkiye’nin nasıl idare edildiğinin, hem de toplumun nasıl baskılandığının tipik göstergesi..
Şahane örneği..
*
Aşamalarına geçelim.. Başbakan ayranın milli içki olduğunu söyledi.. Bir AKP milletvekili sözden vazife çıkararak hemen yasa önerisi verdi..
Hükümetin talebi değilmiş, milletvekilinin özgür iradesiyle verilmiş gibi sunuldu..
Bize karşı değil, dışarıya karşı.. Avrupa’ya karşı..
*
Teklifin paldır küldür geçmesinin sebebi de belli.. İktidar partisine mensup olanlar; şurası yanlıştır burası yanlıştır veya fazlaya kaçıldı diyemedi..
Diyen çıksa; hemen içkici ilan edilecekti!..
Diyen çıksa; seçimde listedeki yeri sarsılacaktı..
Bu sebeple yasa jet hızıyla geçti.. Çoğu milletvekili ne getiriyor ne götürüyor bakmamış bile..
İçkiyi götürüyor ya demişler..
Devreye takviye güç olarak iktidarı destekleyen yazarlar çizerler de girdi.. Yasadaki yanlışı söyleyeni alkolik ilan etmek için kollar sıvandı..
İçkiyi savunuyorsun haa parmakları sallanmaya başladı.. Baskının kralı yapıldı..
Neslimizi korumamız lazım düsturu çekildi..
Başbakan son noktayı koydu; ‘gece gündüz içen, gece gündüz sekr halinde kafa kıyak dolaşan, böyle bir nesil istemiyoruz‘ dedi..
Şu anki gençlik böyle bir gençlik mi?
Yoo.. İlgisi yok..
Ama işin sırrı burada.. Formül şu..
En kötü hali gerçekmiş gibi sunarak istediğini yapmak..
*
Bu bir idare şekli.. Bu bir toplumsal baskı yöntemi..
Daha önce de yaşadık.. Başbakan dindar nesil yetiştireceklerini açıkladı.. Muhafazakar yazarların bir kısmı ‘iktidarların görevi nesil yetiştirmek değildir’ diye karşı çıktı..
Meclis çoğunluğuna sahip olan düşünce nesil yetiştirmeye soyunursa memleketin hali ne olur sorusu ortaya atıldı..
Başbakan püskürttü..
Dindar olmasınlar da tinerci mi olsunlar dedi.. En kötü hali alternatif olarak gösterdi.. Sanki gençlerin yarısı tinerciymiş de iktidar onları kötü yoldan kurtarıyormuş havası yaratıldı..
*
4+4+4 yasası böyle çıktı.. Dikkat edin o da Hükümet’ten Meclis’e gönderilmedi.. İçki yasası gibi halledildi..
Türkiye’yi yönetme şekli demem bu..
*
Bir unsuru daha var.. Yasal değişiklikler, toplum ne olduğunu anlamadan, bilgilenmeden, tartışmadan yapılıyor..
Çok acilmiş gibi Meclis sabahlara kadar çalışıyor.. Bir an önce çıkartılıyor..
*
Misal; piknikçilerin haberi olmadan piknikte içki yasaklanıyor..
Türkiye’nin röntgeni
Alkol yasağına Efe Rakı da tepki gösterdi.. Ama bi farkla.. Yasağı getirenlere değil, yasağı eleştirenlere tepki verdiler..
Yazılı açıklama yaptılar.. Alkol kullanımını yasaklamaya yönelik olduğunu paylaşmıyorlarmış..
Yasayı geçiren iktidar alkol tüketilmesin istiyor, alkollü içecekler üreten firma aman ne iyi oldu, ne mutlu olduk anlamında açıklama yapıyor..
Yasağa karşı çıkan rakibine giydiriyor..
O açıklamayı kesip saklayın..
Niye mi?
İleride, 2013 yılının Türkiye’sini sorduklarında.. Siyasal, sosyolojik bir anlatım istediklerinde..
O açıklamayı gösterirsiniz..
Üstüne başka bir cümle etmeye gerek yok..
Derin analiz zaten içinde.. Ülkenin hali, röntgeni, fotoğrafı o açıklamada..