Birkaç gündür bu vaziyetteyim.. Resmen iki farklı hayat, iki farklı dünya arasında gidip geliyorum..
Aynı gün içinde bi o dünyaya giriyorum, bi bu dünyaya..
Nasıl mı oluyor?.
Şöyle..
Birkaç gündür Bodrum’dayım.. Resmi hayat ile tatil hayatını bir arada sürdürmeye çalışıyorum..
Zormuş.
Saat 11 gibi resmi hayat başlıyor.. Günün gelişmelerini takip etmek için haber kanallarının karşısına çörekleniyorsun, bir yandan da internetten dünyayı gezmeye başlıyorsun..
Elinin altında tüm gazeteler, dergiler vb..
Haftanın gündemi yüklüydü..
2003 yılında ABD Büyükelçisi’ne verilen sahte darbe ihbarından, Anayasa Mahkemesi’nin ibare iptaline kadar bir dizi gelişme yaşandı..
Televizyonlar gün boyu bu meseleleri tartıştı.. Mecbur yoğunlaşıyorsun.. Genelkurmay Başkanı Başbuğ çok önemli açıklamalar yaptı; ilgilenmemek mümkün mü?
Tatildeyiz ama gün böyle geçiyor..
Akşamüstü beynin bu işlerle harmanken sahile iniyorsun, senin gün boyu ilgilendiğin, çok önemsediğin meselelerin bahsi yok..
Kimse önemsememiş..
Kimse kale almamış..
Kulak kabartıyorum; sohbetlerin küçük bir bölümüne bile takılmıyor..
Yok, yok..
‘Cıstak’çıların olduğu yerde değilim.. Her kesimden insanın yaşadığı büyük sitedeyim ve markette beklediğimin çok üzerinde gazete satılıyor..
Ama nedense, ne Başbuğ’un sözlerini konuşanı duydum, ne Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının ne anlama geldiğine kafa yoranı..
Tatil havası böyle bir şey herhalde..
Perşembe günleri kurulan Yalıkavak pazarının çarşamba günü kurulan Gümüşlük pazarından daha iyi olup olmadığı daha çok ilgi çekiyor.. Sohbet bu minvalde gidiyor..
Demek ki insanlar beyinlerini böyle dinlendiriyorlar.. Okusalar da, dinleseler de, izleseler de konuşmayarak tatil boyunca o meseleyi yok sayıyorlar..
Güzel yöntem..
*
İyi de benim halimi düşünün..
İki dünyanın da içinde olmak zorundayım.. Yelken muhabbetinin ortasına Cemil Çiçek’in demecini duydunuz mu diye giremeyeceğime göre, yazın çiftlik çuprasının neden deniz çuprasından daha lezzetli olduğu tartışmasını bölerek Anayasa Mahkemesi kararlarına dikkat çekerek bölemeyeceğime göre..
İki dünyada da yaşamak zorundayım..
Valla uyum sağladım..
Biraz ondan biraz bundan.. Halimden memnunum..
İyi pazarlar..
Süper değil normal çocuk..
SBS sınavına girmiş boşu yok.. Sadece bu yıl değil, üç yıl üst üste tam puan almış..
Süper çocuk diyeceksiniz, değil.. Normal çocuk..
Annesi ev kadını, babası kasap.. Normalliği oradan gelmiyor, büyük başarısından sonra normal davranmasından kaynaklanıyor..
Önceki yıllara bakın..
Bu tür başarıya imza atanlar; valla pek çalışmadım diye söze başlardı.. Anneleri lafı böler oğlum dersi derste öğrenirdi diye böbürlenirdi..
Yani başarıya süperlik penceresi açardı..
Birçok veli de tilt olurdu.. Benim çocuk gece gündüz çalıştı nafile diye hayıflanırlardı.. Bazıları da benimki de çalışmadı ama demek ki o çok zekiymiş diye meseleyi IQ ile açıklamaya çalışırlardı..
Ne olursa olsun ortaya bunalımlı bir durum çıkardı..
*
Bu yıl bu alengirlilik hali ortadan kalktı. Manavgatlı Mustafa her gün beş saat çalıştığını açıkladı.. Çalıştığı için bu başarıyı elde etiğini söyledi..
Yani normal çocuğum dedi..
YÖK usulü demokrasi oyunu
İsterseniz buna yasal katakulli diyelim..
İlk girişim yemedi, direkten döndü..
Şöyle ki..
Giresun Üniversitesi’nde rektörlük seçimi yapıldı. YÖK en çok oy alan ilk iki adayın üzerini çizdi, iki oy alan adayı rektör olsun diye listeye koydu..
YÖK, gündem yoğunluğundan faydalanarak aradan golü çakmak istiyordu..
İlk fark edenlerden biri oldum.. Arkası geldi..
İki oy alan Yılmaz Can sonunda rektör adaylığından çekildi..
Bitti mi?
Yooo..
En çok oy alan adayları YÖK listeden attığı için yeniden seçim yapılacakmış..
Alın size vesayetin daniskası..
YÖK seçimde ortaya çıkan iradeyi beğenmediği için yasal katakulli yoluyla seçimi iptal etti..
Hocalara yeniden sandığa diyecek..
İşte getirilmeye çalışılan ileri demokrasi böyle bir şey..
Beğenilmeyen seçim iptal edilir..
*
Not: Liberal demokrat arkadaşlar bu meseleye demokrasi adına açıklık getiremez mi? Hatırlatırım yüzde 10 barajı da bekliyor.. Çok konu birikti hadi artık..
Oybirliğini gizleme çabası..
Kıyamet koparmaya çalışıyorlar.. Anayasa Mahkemesi’nin kararı hukuka aykırıymış, hukuk tanımazlıkmış..
Falan filan..
Anayasa Mahkemesi hinlik dolu seçim sistemini nasıl iptal etmiş..
Oybirliğiyle..
Tüm üyelerin oyuyla..
Neden iptal etmiş..
Demokrasiye aykırı diye..
*
Anayasa Mahkemesi’nin kısa gerekçesi açıklandı.. Nedense AKP’ye yakın duran gazeteler bu bölümü gizlemişler.. Yazmamışlar..
Neden sizce!..