Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün Gayrettepe’deki Nimet Abla camiinde tanık olduklarımı yazmıştım. İmam Cuma Hutbesi’nde cemaatte çocuklarını imam hatip ortaokuluna yazdırmalarını tavsiye etmişti..
Meğer Şişli’ye özgü bir olay değilmiş!..
Neredeyse bütün camilerde benzer durum varmış.. Mesela Manavgat’taki hoca, imam hatip okulu için yardım (para) bile istemiş..
Anlaşılan o ki.. Diyanetin emriyle camii bu işi üstlenmiş.. Bilemiyorum, bu canhıraş çabanın hedefi bu okulları camii okuluna dönüştürmek olabilir mi?
Avrupa’daki kilise okulları gibi..
Camii okulları!..
*
Çünkü imam hatiplerin miladını doldurup doldurmadığı dindar kesimler arasında tartışılıyor.. Zaman Gazetesi’nde Mümtaz’er Türköne ile Ali Bulaç bir süredir bu konuyu tartışıyor.. Bulaç, imam hatiplere bugün daha çok ihtiyaç var derken, Türköne imam hatiplerin kapısına kilit vurulmasını savunuyor..
*
Şunu kabul edelim; imam hatiplerin amacı sadece imam ve hafız yetiştirmek değildi.. Politik işlevi vardı.. Erbakan yıllar önce bu sebeple ‘arka bahçemiz’ demişti.
Sadece okul olarak görülmüyordu...
İktidar olununca.. Bu okulların politik mücadele görevi bitti.. Geriye eğitim kısmı kaldı ki; işte orası zayıf!..
*
Hem doğu kültürü hem batı kültürü alıyorlar görüşü gerçekçi değil.. Çocuklar ikisini de almıyor.. Çünkü okullara başka bir misyon yüklenmişti..
Neydi o derseniz.. Türköne bu durumu şöyle anlatmış:.
*
“İmam-Hatipleri, demir tekerlekli eski model John Deere traktörlere benzetiyorum. Vaktiyle koca bir millet bu traktörlerle tarla sürdü, ekin ekti ve çamurlu-taşlı yolları aştı. Ekilen tohumların mahsulleri ortada. Bugün aynı traktörle otobanda seyredemezsiniz.” (1 Temmuz)
*
“Hatiplerin artık misyonunu tamamladığını ve bu okullar üzerine inşa edilecek din eğitiminin ve doğrudan genel eğitimin gelecekte büyük sorunlara yol açacağını düşünüyorum. Bu alan bataklık bir alan. Mevsime göre sular çekiliyor, mevsime göre her adımınız batağa gömülüyor. İmam-Hatip modelinin eğitim sistemi içindeki ağırlığı din eğitimi sorununu çözmüyor, tersine sürekli bir siyasi bir kavga konusu olarak gündemde tutuyor.
(26 Haziran)
*
Diyanet’in camileri devreye sokması bu sebeple olabilir mi?

Haberin Devamı

Önüne haritayı koy Türkiye’yi bulamaz!
10 bin metre erkekler finali.. Spikerin sesi; Atletimiz Polat Arıkan ilk grup içinde,beşinci sırada yarışı götürüyor..
Bakıyoruz bakıyoruz yok.. Bizim atlet yok!..
Ara ki bulasın!..
İlk beşte hep siyah derililer var.. Belli hepsi Afrikalı.. Kamera biraz daha yakınlaşıyor; Polat’ı görüyoruz.. Milli formamız içinde kapkara bir adam..
Kenyalıymış..
Adı Paul Kipkosgei Kemboi..
Paul’u Polat yapmışız.. Kombei korumuşuz.. Arıkan soyadını vermişiz..
Olmuş, Polat Kombei Arıkan.. Geçen yıl olimpiyat için transfer etmişiz.. Bir yıldır vatandaş.. Madalya alsa sevinir miydik?
Devlet büyüklerimiz başarımızı gururla anlatırlar mıydı?
Yarıştan sonra canlı yayına aldılar; Türkçe hak getire tabii..Önüne haritayı koy Türkiye’yi gösteremez.. O halde!..
*
Diyecekler ki Britanya adına yarışıp altın alan atlet de Somalili.. Adı; Muhammed Ferah..
İyi de hiç olmazsa İngilizce biliyor!..

Haberin Devamı

Politik hiciv artık imkânsız
Benim gençliğimde politikacıları hicvetmek yaygındı.. Zeki Alasya ile Metin Akpınar Devekuşu Kabare’de ortalığı kırar geçirirlerdi..
Zeki Demirel, Metin Erbakan taklidini mükemmel yapardı.. Metin Akpınar o günleri; “Demirel’le Erbakan’la çok uğraştık, çok ekmeklerini yedik” diye anlatıyor
Peki ya bugün!..
Bugün, Devekuşu Kabare olsaydı aynı ayarda politikacı hicivleri yapılabilir miydi?
Milliyet Sanat’ta Asu Maro bu soruyu Metin Akpınar’a sormuş..
“Akpınar zannetmiyorum demiş ve eklemiş; öyle bir özgürlük yok şimdi. Hatta bugün belki ama yarın asla.”
*
İleri mi gidiyoruz geri mi?