Arap Baharı’ndan önce
ilişkilerimiz iyiydi..
Esad kardeşti..
Şam komşu kapısı.. Ortak bakanlar kurulu bile yaptık.. Ortak sınır kapısı projesini tam hayata geçirecektik ki..
Arap Baharı patladı..
Tunus’tan Mısır’a sıçradığı günlerdi, Libya daha renk vermiyordu..
Ekranlara çıkan yorumcular anlaşmışçasına; bu dalga Suriye’ye sıçramaz, Şam, Ankara’nın kontrolünde, Ankara sayesinde dünyaya açılıyor, Ankara’nın sözünden çıkmaz fetvası verdi..
Şam, Ankara’nın kontrolünde değişecek, kısmi demokrasiye moda tabirle otoriter demokrasiye adım atacaktı!..
Söylenen buydu..
Veya hayal edilen..
*
Ufak ufak gösteriler başlayınca Esad rejimi yumruğunu indirdi.. Sindiremeyince silahlarını, bombalarını boşalttı..
Ankara etme eyleme dedi.. Davutoğlu apar topar Şam’a gitti, altı saat dil döktü.. Fayda etmedi..
Esad bildiğini okudu..
Bizim bilmediğimiz şuydu.. Esad ‘Batılı’ gibi dursa da sonunda ‘Doğulu’ diktatördü.. Muhalefete bir parça izin verdiği zaman, örgütlenme hakkı tanımaya başladığı zaman rejimin sarsılacağına, alaşağı olacağına inanıyordu..
Onun için reform demek ölüm demekti!..
*
Ankara’nın reform yap çağrılarını kulak arkası etmesinin nedeni de buydu..
Ankara bastırdı, Şam duymazdan geldi, istifini bozmadı..
Gerilim tırmandı tırmandı, dost ülke altı ayda düşman ülke oluverdi..
Arap Birliği, Suriye’nin üyeliğini askıya alınca Esad yanlıları bunu Ankara’nın aktif politikasına bağladı..
Kontrollü elçilik baskınının, Türk bayrağının yakılmasının, Atatürk’ün resimlerinin parçalanmasının nedeni budur..
*
Şu sorulabilir?
ABD de Avrupa da Arap ülkeleri de daha yumuşak giderken Ankara neden bu kadar aktif rol oynadı..
(Arap ülkelerini geçelim.. Oralarda demokrasi olmadığı için hepsi kendi derdinde)
Gelelim Ankara’nın neden aktif olduğuna..
Esad her gösteriyi kanla bastırınca Ankara iç savaş çıkmasından korktu.. Mezhep çatışmasına dönüşmesinden..
Çünkü o savaş Suriye ile sınırlı kalmazdı.. Anında çevre ülkelere yayılırdı..
Bir de işin insani boyutu vardı.. İnsanlar öldürülüyordu..
*
Ankara doğru mu yaptı derseniz..
Evet, doğru yaptı..
O zaman gelelim çıkarılacak derse..
Demek ki, diktatörlükle yönetilen ülkeyle sarmaş dolaş olunmazmış..
Demek ki, diktatörlükle yönetilen ülkeyle ‘sıfır sorun’ hayalmiş..
Demek ki, diktatörlükle yönetilen ülkeye güvenip ‘ortak bakanlar kurulu toplantısı’ yapılmazmış..
Demek ki, diktatörden kardeş olmazmış, başka ülkelere karşı korunmazmış..
Van depreminde yanlış neydi?
Kim ne derse desin gerçek şu..
Bu işi kıvıramadık..
Van’da başarılı olamadık.. Felaketin büyüklüğünü anında tespit edemedik..
Kısaca organize olamadık..
Devlet olarak havamız kaçtı, badana boyamız döküldü.. Düne kadar büyük devletiz, her yere yetişiriz diye caka satıyorduk..
Van’da yanlış yaptık..
Neredeyse bütün bakanlar gittiği halde, yerinde tespit yaptıkları halde!
Deprem 23 Ekim’de oldu, 15 Kasım’a geldik.. Sokaklar hâlâ çadır arayan insanlarla dolu..
Somali’deki açlara daha kolay ulaşmıştık.. Anında 526 milyon lira topladık, heyetler gitti, çadırlar kuruldu, yemekler dağıtıldı..
Pakistan’daki sel felaketine de öyle.. Yetiştik..
Van’da hız yapamadık..
Van Valisi, dün yardıma büyük ihtiyaç var diye açıklama yaptı.. Neredeyse kullanılan hiç bina yokmuş Van geceleri hayalet kente dönmüş.. Elde kala kala biri hasarlı iki kamu binası kalmış!
*
Başbakan üç gün önce oradaydı, yerinde inceleme yaptı.. 10 bakan eşlik etti..
Sızan haberler doğruysa Başbakan bakanlara bürokratlara kızmış..
“Siz bana sorunu tam anlatamamışsınız. Burada sorun çok daha ciddi’ demiş..
İş baştan sıkı tutulmadı, vahamet sonra ortaya çıktı.. İlk günlerden dışarıdan gelen yardım önerilerine ihtiyacımız yok denmesi meğer bundanmış!..
İki adım ötesini görememek..
Bakın..
Kaddafi sağdı, köşeye sıkışmıştı ama adamları çatışıyordu.. Dışişleri Bakanı Davutoğlu 100 milyon dolar (178 milyon lira) nakit para götürdü..
Hibe ettik!.
200 milyon dolar da acil kredi sözü verdik..
Başbakanlığın Van’a gönderdiği para 15 milyon..
Bu da gösteriyor ki, sorun Başbakan’a iyi aktarılmamış..
Millete de iyi anlatılmamış.. Kentin kullanılmaz hale geldiği görülmemiş, görülse bile gösterilmemiş..
Zafiyet gizlenmiş..
Millet de deprem oldu, büyük acılar yaşandı ama anında müdahale edildi, yaralar sarıldı zannetti!..
Zannetmese..
Somali için 526 milyon lira yardım yapan bu millet, Van için 200 milyon lirada kalır mıydı?
*
Vali halkın duyarlılığı düştü aman acil yardım diyor..
Nasıl düşmesin ki..
Ekrana çıkan her yetkili duruma hâkim olduklarını, gerekenin misliyle yapıldığını, ihtiyaçların karşılandığını söyledi..
Duyarlılık düştü!