Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Seçimin üzerinden bir hafta geçti, hâlâ konuşuyoruz..

Galiba daha uzun süre konuşacağız..

Konuşmalıyız!.

Çünkü, dünya siyaset tarihine geçen seçim oldu.. Şöyle düşünün, seçmen 13 yıl iktidarda olan partiyi iktidardan indiriyor; muhalefete yeşil ışık yakıyor..

Öyle veya böyle muhalefet bir araya gelip hükümet çıkaramıyor..

Beş ay sonra yapılan erken seçimi beş ay önce iktidardan indirilen parti açık ara kazanıyor..

Acayip bir durum değil mi?

Bir partinin oyunu beş ayda 4.5 milyon oy artırması incelenmeye gereken bir durum değil mi?

Haberin Devamı

Yüzde 41’den yüzde 49’a çıkarması..

Bana göre muhalefet iki önemli kararla kırıldı..

Tersinden bakarsak, iktidardan düşen parti, o iki önemli kararla kendine geldi..

Moral buldu..

Önüne koşu alanı açıldı..

Oyun planını kurma imkânı buldu..

Nedir onlar?

BİR: Kılıçdaroğlu’nun koalisyon kuralım önerisini Bahçeli’nin elinin tersiyle itmesi..

Böyle bir ihtimal var mıydı?

Hükümet olmaları gibi?

Vardı; Bahçeli ‘he’ dese olmuştu.. Çünkü koşullu ve süreli hükümete HDP destek vereceğini açıklamıştı..

Daha da ötesi.. Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’ndan gelen ‘Başbakan sen ol’ önerisini ‘Rüşvet mi teklif ediyorsun’ diyerek aşağılayıcı üslupla geri geçirmesi birinci kırılma anıdır..

İKİ: MHP’nin Meclis Bakanlığı’nı AKP’ye teslim etmesi siyasetin akışını değiştirdi.. MHP Baykal’a oy vermeyerek AKP’ye moral verdi..

Güç verdi.. Koşu alanı açtı..

Oyun kurucu hale getirdi..

Baykal Meclis başkanı olsaydı, siyasetin gidişatı çok farklı olurdu..

Tersi olduğunu düşünün..

Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun koalisyon kuralım önerisine evet demese bile..

Sıra size geldiğinde, görev size verildiğinde konuşuruz deseydi..

Meclis başkanlığı 13 yıl sonra muhalefet adayına geçmesi adına Baykal’a oy verseydi..

Siyasetin akışı değişirdi..

AKP kasım seçimini zorlayamazdı..

Göze alamazdı..

1 Kasım seçimi nasıl oluştu diye sorunlara cevabım budur..

1 Kasım’ı AKP nasıl kazandı sorusuna bir haftadır yanıt veriyorum..

Tekrara gerek yok..

Bağlantısı var mı derseniz, var..

30 kişi öldü hiç mi sorumlu yok?
Sahte içkiden 30 kişi öldü.. 91 kişi hastaneye düştü, zar zor kurtarıldı, 8 kişi yoğun bakımda..
Zıkkım içsinler..
İçiyorlarsa bulurlar belalarını..
Alkol öldürür demiştik, öldürdü işte..
Denilecek kadar basit bir olay değil..
Her şeyden önce insan hayatına karşı bu kadar ucuz tepki gösterilemez!..
Zıkkım içsinler söylemi meseleyi çözmez..
Sosyolojik bi durum var..
*
Daha önceki gün Gaziosmanpaşa’da bir büfenin deposunda beş bin şişe sahte rakı yakalandı..
Sadece bir depoda!..
Piyasada kaç bin şişe sahte rakı var bilinmiyor..
Bu iş bir anda da ortaya çıkmadı.. Üç yıldır, beş yıldır var.. Belki daha fazla..
İmalathaneler kurulmuş, dağıtım ağı örülmüş, büfeler şakır şakır satıyor..
Alıcısı oluşmuş.. Yüz binlerce kişi yıllardır sahta içki tüketiyormuş..
Nerde?
Yoksul semtlerde!. AKP’ye oy veren mahallelerde!..
*
Bu durum ne zaman ortaya çıktı?
Sahte içki üreticilerden biri, daha ucuz olsun diye etil alkol yerine metil alkol kullanınca tezgâh patladı..
Maalesef 30 cana bedel oldu..
Gerçek şu; ölümler olmasa o düzen devam edecekti..
*
Bu işin sorumlusu kim?
14 kişi tutuklanmış!.. Geçin..
Kamudaki sorumlusu kim?
*
Anormal vergi koyan, içki fiyatlarını el yakar hale getiren, sahte içki üretimine zemin hazırlayan Maliye Bakanlığı mı?
Sahte içki üreten imalathaneleri görmezden gelen belediyeler mi?
Bu organizasyondan haberi olmayan kaymakamlıklar mı?
İçişleri Bakanlığı mı?
Sağlık Bakanlığı mı?
Yoksa!..
*
30 insanın ölümünden birileri sorumlu olmalı değil mi?
Kim?
Yine top ortada taktiğiyle gidiyoruz.. Soma maden faciasında olduğu gibi..
*
Memleketin neredeyse üçte biri kaçak mazot, kaçak içki, kaçak sigara kullanıyor..
İktidar haberi yokmuş gibi davranıyor..
Başka ülkede olmuş gibi davranıyor..
Nedenleri üzerine kafa yormuyor..
Arada içki var ya; galiba müstahak diye bakıyor!..