Yargıtay kararıyla oldu.. Diyelim ki; herhangi bir telefon konuşmasında dinlemeye takıldınız..
Diyelim ki; sizinle ilgili dava..
Veya sizinle ilgisi yok, davada adı geçen herhangi bir isimle konuştunuz..
Her iki durumda da muhabbetin davayla uzaktan yakından ilgisi de yok.. Tamamen geyik muhabbeti..
Yayınlanması suç mudur?
Özel hayatınızı ilgilendirdiği için suç olması gerekir, yayınlayan hakkında tazminat talebiniz doğar..
Yargıtay doğmaz dedi..
Aklım almadı..
Yargıtay nasıl böyle bir karara imza attı..
Oysa aynı Yargıtay beş ay önce hukuk dışı bulmuştu; şimdi bulmadı..
Şöyle bi düşünün..
O konuşmada çok özel bir sırrınızı paylaştınız..
Amirinize sövüp saydınız..
Bir arkadaşınızı çekiştirdiniz, ailenizin bir ferdi hakkında kötü söz ettiniz..
Tamamen özel hayat yani..
Hayır artık değil.. Yayınlamak serbest!
Anlayacağınız özel hayat yargı kararıyla açık hayat oldu..
*
Konuşma davayla ilgili olsa anlarım.. Yine çok tartışmalı ama ‘kamu yararı’ gerekçesi ağır basabilir.. Kamunun neler döndüğünü öğrenme hakkı vardır..
Diyorum ya; davayla ilgisi alakası yok.. Yargıtay aynı gerekçeyi gösterdi; ‘kamu yararı bulunmaktadır.’
Özel hayata dair konuşmadan kamu yararı nasıl çıkardılar anlamış değilim!
Açıklanmaya muhtaç bi durum..
*
Anayasa değişikliğinden sonra, yeni HSYK Yargıtay’a 160 yeni üye yolladı, Yargıtay tepeden tırnağa şekillendi; bunun sonucudur desem..
Diyemiyorum.. Siyasi bir mesele değil ki..
Yarın herkesin, her kesimden insanın başına gelebilir..
Sonuç itibarıyla özel konuşmalar yayınlansın mı yayınlanmasın mı meselesi..
Haklarında tazminat davası açılması istenen kişiler siyasi kişilik bu yüzden karar değişti desem..
İçinde hukuk bulamıyorum..
*
Bu kararı veren Yargıtay üyelerine sormak istiyorum..
Özel konuşmaları yayınlandığı için, işinden gücünden olan, aile hayatı yıkılan, mağdur olanın hakkını kim koruyacak?
Yargıtay da kapısını kapattıysa kime başvuracak?
Referandumun ilk golünü memur yedi
Referandumdan önce, memura dediler ki..
Bu anayasaya ‘evet’ de, toplu sözleşme hakkı kazan.. Hakem heyeti kurulsun zam oranlarını o belirlesin..
Çoğunluk şahane dedi, ‘evet’i bastı..
Anayasa yüzde 58 ile geçti..
Geldik uygulama safhasına.. Taraflar anlaşamazsa memur maaşını kim belirleyecekti..
Hakem heyeti?
Hakem heyetinin nasıl olması gerekir?
Adı üstünde hakem heyeti; bağımsız olmalı.. İki tarafı da dinlesin ‘hakem’ olarak kararını versin..
Normali bu değil mi?
Hükümet kabul etmiyor.. Hakem heyeti olsun ama şöyle olsun diyor.. 5 kamudan, 4 memur konfederasyonlarından.. Heyete bir bakan da başkanlık etsin..
Bu yapıdan ne karar çıkar?
Kafadan hükümetin istediği çıkar..
Bu heyete zaten hakem heyeti denmez ki..
*
Memur sendikaları tepkili; ‘maden böyle olacaktı biz niye referandumda evet oyu verdik’ demişler..
O zaman çok yazdık, çizdik..
Bu maddeler göz boyamaca maddesi dedik.. Bir nevi havuç dedik..
12 Eylül’den hesap soracağız maddesi gibi bi şeydi..
(Kampanyanın lokomotifiydi, anılar tazelendi, şiirler okundu, gözyaşı döküldü.. Ertesi gün unutuldu gitti)
İktidar için önemli olan; yüksek yargıydı.. Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın, Danıştay’ın, en önemlisi HSYK’nın yapısını değiştirmekti..
Referandum bunun için yapıldı..
Memura hakem heyeti kurmak için değil..
Bu madde bonus bile değildi.. Olmadığı ortaya çıktı..
Partilere lojistik destek..
Dün anayasa çalışmaları bu kez doğru başladı demiştim..
Meclis Başkanı Çiçek, 24 anayasa hukukçusuyla buluştu.. Meselenin teknik yanını görüştü..
Yani alfabenin ‘A’sından başlandı..
‘B’si de şuydu..
Muhalefet partilerini daha ilk günden bu işe katmak..
Bunlar yapılırsa ‘C’si, ‘D’si daha kolay gelir..
*
Dün Meclis Başkanı Çiçek’le konuştum.. ‘Üniversitelerde görev yapan anayasa hukukçularını topladım.. İlk kez bir araya geliyorlarmış.. Çoğu birbirleriyle orada tanıştı’ dedi..
Yıllardır anayasa ile yatan anayasa ile kalkan bi ülkede anayasa hukukçularının ilk kez bir masa etrafında toplanması başlı başına haber..
Neyse..
Çiçek, ‘Herkes görüşünü söyledi, kendilerinden izin alarak bütün görüşleri bir tutanak haline getirtiyorum.. Bütün partilere vereceğim.. Kim ne söyledi bilinsin’ dedi..
Sadece partilere değil isteyen bütün kuruluşlara da verilecekmiş..
Çok doğru adım.. Yeni anayasanın her aşaması şeffaf olmalı..
Olmalı ki hepimizin anayasası olsun..
Ayrıca..
Meclis Başkanlığı bütün partilere lojistik destek de verecekmiş..
Şöyle..
Dünyadaki örnekleri, hangi ülkenin anayasa değiştirirken hangi yöntemi uyguladığı rapor halinde partilere aktarılacakmış..
Bunlar güzel adımlar..
