REFERANDUM SONUCU YEREL SEÇİM HARİTASI

Kimi görsem, kimle selamlaşsam aynı soruyu soruyor..
Hal hatırdan önce..
‘Nasılsın iyi misin’ sualinden önce..
Kafadan..
Ne çıkar?
2009 yerel seçim haritasını açın, karşınıza ne çıkarsa referandumda da o çıkar diyorum..
O haritadaki sarı yerlerden evet çıkar..
O haritadaki kırmızı yerlerden hayır çıkar..
O haritadaki yeşil yerlerden boykot çıkar.. Tabii ki envantere boykot diye geçmez, öyle bir şık yok.. Oy kullanma çok düşük olur..
Mavi boyalı yerler ortadadır.. Evet de çıkabilir, hayır da.. Kafa kafaya da gelebilir.. 49’a 51 gibi..
*
Açalım mı biraz..
Türkiye haritasında sarı ile boyanan iller yerel seçimde AKP’nin belediye başkanlığını kazandığı illerdir.. Doğu Anadolu, İç Anadolu, İstanbul’un doğusu.. Kocaeli, Sakarya, Bursa.. Karadeniz’de Samsun, Trabzon, Rize..
Buralarda çok rahat evet çıkar..
Hele Bingöl, Erzurum, Kayseri, Elazığ, Konya gibi yerlerde evetler fark atar..
*
Kırmızı ile boyanan yerler CHP’nin kazandığı illerdir.. Akdeniz ve Ege sahil şeridi ile Trakya.. Mersin’den Çanakkale’ye uzanan hat.. Buralarda AKP sıkıntılı.. Zaten Başbakan birkaç gün önce ‘sahil şeridi rantiye yeri’ diye ipleri koparıp attı..
Mersin, Muğla, İzmir başı çekiyormuş..
*
Mavi ile gösterilen yerler MHP ile DSP’nin belediye başkanlıklarını kazandıkları illerdir.. Eskişehir, Ordu gibi DSP’nin aldığı yerlerle Adana, Balıkesir, Manisa, Isparta gibi MHP’nin aldığı yerler..
Buralar ortada dedik.. Aslında evetler kıl payı önde gözüküyormuş..
*
Bir de yeşil ile boyalı iller var.. BDP’nin etkin olduğu bölge.. Bir çırpıda sayalım.. Hakkâri, Şırnak, Batman, Iğdır, Diyarbakır.. BDP kararından vazgeçmezse buralarda sandığa gitme oranı düşük olur.. Yani boykot çıkar..
*
Gördüğüm kadarıyla 12 Eylül referandum manzarası budur..
2009 yerel seçim haritasının benzeri..

Tek tek basaraktan
Son zamanlarda Başbakan’ın ağzından en çok duyduğunuz söz nedir?
Hemen söyleyeyim:
Tek millet, tek vatan, tek ülke, tek bayrak..
Ne var bunda diyeceksiniz?
Bir şey yok da ben devamı gelir diye korkuyorum..
Uykularım kaçıyor..
Ya ‘tek parti, tek lider, tek önder, tek ses, tek nefes, tek sesli medya’ diye devam ederse..

Hanefi Avcı’yı yanlış anladılar!

Hanefi Avcı’nın iddialarına karşı çıkanlar şunu söylüyor:
İnançlarından dolayı insanları suçlayacak mıyız? İnanç suç mu? Fethullahçılık suç mu? Böyle bir suç tanımı olabilir mi? Fethullahçılar birbirlerini kolluyorsa, yüksek makamlara geliyorlarsa suç mu?
Değil tabii..
Avcı da bunu söylemiyor zaten.. O da o cemaate yakın bir isim..
Avcı’nın söylediği başka; bu insanlar örgüt kurdu, örgüte hizmet eder hale geldi, rutin dışına çıktı, kanun dışına çıktı diyor..
Yoksa kimse kimsenin inancına laf söylemiyor, dil uzatmıyor..
Mesele inanç değil..
Başka!..

Aynı linç ayini
Polis müdürü Hanefi Avcı için yazılanları okudukça ben bu filmi görmüştüm diyorum..
Bu linç ayininin benzerine tanık olmuştum..
Çok eski değil, yakında.. Şunun şurası iki yıl önce..
Prof. Binnaz Toprak’ın ‘Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileşenler’ adlı araştırması yayımlanınca yine aynı liberal çevreler demediklerini bırakmamışlardı..
Binnaz Toprak ne yapmıştı?
Cemaatin toplum içindeki örgütlenmesini anlatmıştı..
Işık evlerini, ağabeyleri, ablaları, perşembe toplantılarını, iş âleminde kurulan çemberi..