SİYASETÇİNİN BAŞKA İŞİ YOK

Dün Erbakan Hoca’nın cenaze törenini izlerken düşündüm.. Galiba en büyük sıkıntı siyasetçilerin başka işinin olması dedim...
Veya siyaset dışındaki bir hayata kendilerini hazırlayamamaları diyelim..
Erbakan çok yetenekli, çok saygın bir bilim adamı değil mi? Motor mühendisi, profesörü..
Peki bu alanda ne yaptı?
Siyaseti bıraktıktan sonra (bıraktırıldı da denilebilir) o alanda en küçük bir çalışması var mı?
Yoo..
Mesela, üniversitede ders verme anlamında demiyorum ama yol gösterme anlamında acayip katkıları olurdu.. Siyasetin dışına itildiği son 14 yılda Türk sanayisi üzerine makaleler yazar, hedefler gösterebilirdi..
Yapmadı..
Sadece o değil..
Diğer siyasetçiler de yapmıyor..
Çoğu birikimli, entelektüel.. Konularında uzman olan kişiler.. Ama ne yazık ki siyasete adım attıkları gün, kendilerini siyasete taşıyan birinci hayatı silip atıyorlar..
İkinci hayatın tutsağı oluyorlar..
Hep o hayatın içinde kalmak istiyorlar..
Birinci hayata dönmeyi yenilgi olarak görüyorlar..
Bu sebeple, siyaseti bir türlü bırakamıyorlar; Erbakan’ın 85 yaşında, yürüyemez haldeyken yeniden Saadet’in başına geçmesi biraz da bu yüzdendir..
*
Batı’ya bakıyoruz tam tersi.. Bırakın ağır seçim yenilgisini bu kadar yeter diyen veya kendisine karşı eleştirilerin çoğaldığını hisseden hemen bir önceki hayatına dönüveriyor..
Çünkü biliyor ki gerçek hayat o hayat..
İkincisi geçici..
Bizdekiler ise tam tersi kabul ediliyor.. O geçici siyasi hayatı asıl hayat sayıp dört elle yapışılıyor..
Mesele de bundan çıkıyor..

Erdoğan ile Kurtulmuş omuz omuza
Cenazenin ekranlara yansıyan en önemli fotoğrafı buydu.. Siyasi kulisleri meşgul edecek karesi de diyebiliriz..
Fatih Camii’ndeki cenaze namazına, önce Meclis Başkanı geldi, sonra Başbakan, ardından Cumhurbaşkanı..
Ama musalla taşının olduğu yere beraber gittiler..
Yanlarında kim var?
Fatih Erbakan ile Numan Kurtulmuş..
Fatih Erbakan’ın olması normal.. Hoca’nın oğlu.. Cenazenin sahibi..
Peki, Başbakan neden sağ yanına Kurtulmuş’u almıştı?
Güne damgasını vuran soru budur..
Kurtulmuş’u biliyorsunuz, Saadet Partisi Genel Başkanı’ydı.. Erbakan ile ters düşünce hem koltuğu hem de partiyi bırakmak zorunda kaldı.. Kendi partisini kurdu.. (HAS)
Erdoğan’ın avluya girerken yanında Kurtulmuş’un olması tesadüf olamaz..
AKP çatısında birleşmenin habercisi olabilir mi?

İran da hak etti!..
Aslolan demokrasiyi yaşatmaksa..
Aslolan sokağın sesini dinlemekse.. Dinlemeyeni uyarmak insanlık göreviyse..
Misyon işiyse..
Sırada İran var demektir..
*
İran’da muhalif liderler patır patır tutuklanıyor.. Mir Hüseyin Musevi ile Mehdi Kerrubi cezaevine konuldu..
Çok suçları var da sonuncusu Mübarek’e karşı ayaklanan göstericileri desteklemek.. Onlarla dayanışma mitingi düzenlemeye çalışmak..
Başbakan’ın bir sözü olur herhalde..
Görmezden gelmez herhalde..