Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Büyükşehir Belediyesi yeni bir belediyecilik anlayışı başlattı.. İzi bile kalmayan eski binaların arazilerine aynılarını yapmak.. İlk bakışta tarihi canlandırmak, kenti güzelleştirmek gibi görülse de..
Böyle düşünülse de..
Kazın ayağı öyle değil.. Amaç başka..
Nerden biliyorsun derseniz; Taksim’den..
Gezi Parkı’nın olduğu yere eskiden vardı diye Topçu Kışlası yapılacak.. Ne gereği var, parkın eli yüzü düzeltilsin kentin göbeğinde nefes alacak alan olsun seslerini dinleyen olmadı..
Peki kışlanın ne faydası olacak?
Sergi salonları, konser salonları, kafeler olacak dendi.. Sosyal bir mekan yaratılacağını söylendi..
İtiraz edenlere kızıldı..
Ama sonunda anlaşıldı ki, kültür işlerinde kullanılmayacak..
Peki ne olacak?
Topçu Kışlası’nın bir bölümü alışveriş merkezi olacak.. Kalan kısmı otel ve konut olacak..
Büyükşehir Belediyesi de tarihe geçecek..
*
Aynı proje Paşalimanı Parkı’nda da uygulanmak isteniyor.. Belediye araştırmış çok eskiden orada yalılar varmış.. Hemen kazı çalışmaları başlamış, altı ay uğraşılmış, yalıların kalıntılarına ulaşılmış..
Kültür ve Turizm Bakanlığı onay verirse belediye beş yalı yapacak..
Kültür Bakanlığı onay verir zaten..
Bölgesel kurul, Taksim’e Topçu Kışlası inşasını reddetti de ne oldu?
Yüksek Kurul onayladı.. Paşalimanı da onaylanır..
Park gider yerine ‘tarihi yalılar’ gelir!.
Peki o beş yalı ne olacak? Süs diye durmayacak herhalde?
Kültür merkezi, sosyal tesis falan mı yapılacak?
Yok canım..
Topçu Kışlası ne olacaksa yalılar da öyle olacaktır..
Butik otel..
Rezidans!

Haberin Devamı

Gizli tanığı unutmayın

Belli ki; PKK’nın çekilmesiyle birlikte birtakım adımlar atılacak.. Demokratikleşme yolunda mesafe alınacak..
Mesela, seçim barajı inecek, terör tanımı değişecek, vatandaşlık tarifi yeniden yazılacak falan..
Aman bunları yaparken en önemli sorunu unutmayın..
Yargının kanayan yarası mı diyeyim, adaletsiz yargılamanın simgesi mi diyeyim..
Ne mi o?
Gizli tanık meselesi..
Kim olduğu belli olmayan adamların verdiği ifadelerle o kadar çok can yandı ki.. Gizli tanıkların ağzından her çıkan doğru kabul edildi.. Suçlanan istediği kadar aksini kanıtlarsa kanıtlasın, istediği kadar belge çıkarsın hakimler bakmadı..
Gizli tanık işaret ederse akan sular durdu.. Çok canlar yandı..

Haberin Devamı

Türk modeli

Çözüm süreci de Türk usulü olmuş.. Türk modeline doğru gidiyormuşuz..
Hayırlısı..
Anlaşılan, her konuda olduğu gibi bu konuda da model yaratma peşindeyiz.. Zaten sürecin içine monte edilen ‘akil insanlar heyetleri’ tamamen bize özgü oldu..
Çünkü isimleri akil insan ama yaptıkları iş dünyadan bildiğimiz akil insan işi değil.. Uluslararası literatürde akil insan arabulucu gibidir, bir nevi hakem..
Bizdekiler anketör gibi.. Toplumun nabzını tutuyor, ne düşündüklerini not ediyor..
Bu haliyle bile şimdiden Türk modeli oldu..
*
Sadece barış süreci değil.. Anayasa yapma süreci de bize özgü oldu!. Uzlaşma komisyonu kuruldu, uzlaşılmamanın örnekleri verildi..
Neredeyse iki yıldır çalışıyorlar temel maddelerde, hassas konularda bir arpa boyu yol alamadılar..
Masadan kalkmamaları da bize özgü.. Batı’da olsa birisi ‘tiyatroyu bırakalım birbirimizi kandırmayalım bu komisyondan metin çıkmaz’ der ayağa kalkardı.. Bizimkiler sabırla oturuyor..
*
Getirilmek istenen başkanlık sistemi de bize özgü!. Ne ABD’dekiyle ilgisi var ve ne de Fransa’dakiyle.. Rejim değişikliği teklifini verenler adını baştan koydu.. Karıştırılmasın diye Türk Usulü Başkanlık dediler..
Mesela başkana yasa yapma yetkisi verilmek istenmesi tamamen Türk modelidir..
*
Milletvekillerinin seçmenler tarafından değil liderler tarafından seçilmesi de bize özgü!..
Tamamen Türk modeli..
Milletvekili olacakları liderler belirliyor seçmenler onaylıyor.. Daha doğrusu seçmen lidere oy veriyor.. Gerisine karışmıyor.. Kim seçilmiş, seçilen iyi mi, kötü mü o seçmeni ilgilendirmiyor..