Başbakan’ın önem verdiği meselelerin başında geliyor.. Herkese üç çocuk tavsiye ediyor, aile başına üç çocuğu gerekli görüyor..
Haklı tarafı var.. İçi boş, kafadan uydurulmuş istek değil.. Üç çocuk ortalamasını yakalarsak 30 yıl sonra da 40 yıl sonra da genç nüfusa sahip oluruz..
Üçün altına düşersek giderek yaşlı topluma dönüşürüz.. Avrupa gibi yani.. Bilimsel veriler bunu söylüyor..
*
Başbakan her fırsatta üç çocuk diyor ama tam tersi oluyor.. Doğurganlık hızı düşüyor.. 2010 yılında doğurganlık hızı 2.05 iken, 2011’de 2.02 olmuş..
Başbakan üç çocuk diyor, üç çocuk diye ısrar ediyor ama olmuyor..
Türk halkı iki çocuğun üstüne çıkmıyor..
Çıkamıyor..
*
(Burada küçük bi parantez açalım.. Başbakan, Başbakan olduğu tarihte; yani 2003’te doğurganlık oranı 2.23’müş. Şimdi 2.03.. Başbakan bastırın diyence, millet frene basıyor nedendir acaba!)
*
Parantezi kapattıysak soruyu soralım..
Neden?
Neden doğurganlık hızı düşüyor?
Söyleyeyim.. ÖTV yüzünden, KDV yüzünden.. Başbakan bütçe açığını kapatmak için iki de bir de dolaylı vergileri artırıyor ya..
Bu sebeple..
Her şeyin en pahalısı bizde.. Benzinin, doğalgazın, elektriğin.. Battı dediğimiz, dalga geçtiğimiz Yunanistan’dan bile pahalı tüketiyoruz..
Sanki Almanlardan daha zenginiz!
Onlar 40 bin dolarlarda, biz 10 bin.. Hayat onlarda ucuz, bizde pahalı!..
Meselenin özeti şu..
Başbakan’ın kurmayları ülkeyi yanlış yönetiyor, bedelini millete ödetiyor..
Bu şartlarda üç çocuk nasıl olsun ki.. Biri bile lüks!.
*
(Not; ülke yanlış yönetiliyor, bedelini millete ödetiliyor tespiti bana ait değil.. Başbakan’a yakın gazeteye ait. Adını biliyorsunuz..)
Türbana özel yetkili savcı!
İstanbul Barosu staj yapan avukatlara türban yasağı koymuş..
Derse almamış..
Doğru, yanlış, haklı, haksız bir kenara koyun.. Şikayet üzerine devreye kim girmiş biliyor musunuz?
Özel Yetkili Savcı..
Adalet Bakanlığı da izin vermiş.. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan dava açılmış..
TCK’nın bu maddesi acayip bi madde.. Faşist ülke maddesi.. Herkesi bu maddeye sokup anında terör örgütü üyesi ilan edebilirsin.. Yıllarca hapiste yatırabilirsin.
Nitekim yatırıyorlar da..
*
Düşünün.. Derse giremediğini, tez sunumu yapamadığını söyleyen türbanlı avukatlar şikayetçi oluyor, devreye normal savcılar girmiyor.. Özel yetkili savcılar giriyor..
Demokrasinin olduğu ülke için iyi bir durum değil.. Yakında Baro’nun yönetimini örgüte sokarlarsa şaşmam..
Bu sebeple yazayım dedim.. Kayda geçsin..
*
Peki, tesettürlü avukat, hakim, savcı var mı?
Yok..
Yoksa, acaba tesettürlü avukatları duruşmaya almayan bütün hakimleri.. Yasayı değiştirmeyen politikacıları halkı kin ve nefretten hapse mi atmak lazım..
Yoksa bu hamle başka şeylerin hazırlığı mı?
Normal bir ülkede olsak manşetteydi
Sorunlarını çözmüş, terörü bitirmiş, ‘öteki’ sözcüğünü lügatından silmiş ülke olsak valla manşet olur.
Böyle ülke olmadığımız için bizim gazetenin Ege ilavesinin arka kapağına girdi.. Yine de başarı..
Ne mi o?
İzmirli gençler güneş enerjisi ile çalışan üç tekerlekli bisiklet yapmış..
Seferihisar Belediye Başkanı ile Ege Üniversitesi Rektörü test etmiş.. Onay vermiş..
Saatte 30 km hız yapıyormuş.. Güzel..
*
Eee, ne yapalım demeyin..
Ginger’i hatırlayın.. Ortalık ayağa kalmıştı.. Dönemin ABD Başkanı Bush teşvik etmek için binmişti bile.. Gerçi düşmüştü ama olsun!..
Değer vermişti, önem vermişti.. Dünyaya tanıtmıştı..
*
İzmirli gençler güneş enerjili üç tekerlekli bisiklet yapmış (düşme ihtimali sıfır) kimsenin umurunda değil..
Nasıl olsun ki..
Her gün şehit, her gün kavga , her gün gürültü..
