Dar bölge iki turlu seçim sistemini yıllardır savunuyorum.. CHP lideri Kılıçdaroğlu muhtarlar konfederasyonunda yaptığı konuşmada güzel formüle etmiş..
‘Vatandaş milletvekilini de muhtar gibi seçmeli’ demiş, eklemiş..
“Yani vatandaş kendi milletvekilini kendi seçmeli. Siyasi partilerin dayatması olmamalı.
Örnek mi istiyorsunuz işte muhtarlar.”
*
Ankara’nın ilk işi bu olmalı; milletvekillerini özgürleştirmek.. Milletvekillerinin sırtını millete dayamasını sağlamak..
Bu aralar sık sık kuvvetler ayrılığından bahsediliyor ya.. Seçilme şeklini değiştirmeden bu iş olmaz..
Yürütme her zaman yasamayı tutsak alır.. Bugün olduğu gibi kelepçeler..
Hele hele bu halde başkanlık sistemine.. Yarı başkanlık sistemine geçersek..
Allah korusun!..
*
Yapılacak iş basit ama liderlerin işine gelmediği için yapılmıyor.. 550 milletvekili mi var?
Türkiye 550 seçim bölgesine bölünecek.. Yüzde 50 şartı konulacak.. İkinci tura en çok oy alan iki vekil katılacak..
Torba usulü bitecek..
İstanbul’a bakalım.. Koskoca Anadolu yakası tek seçim bölgesi.. 30 milletvekili çıkarıyor.. Kim kime dum duma hali..
Vatandaş kendi vekilini seçmiyor.. Tanımıyor bile..
Peki kim seçiyor?
Genel başkanlar.. Genel merkezler.. Listenin üst sıralarında yer kaptın mı Meclis garanti demektir..
*
Milletvekillerini muhtar gibi seçersek, siyasi oyunlara kurban gittim, halk beni istiyordu ama partim göstermedi muhabbeti de biter..
Bağımsız girersin halk seviyorsa zaten oy verir..
*
Bunun ne yararı var diyeceksiniz?
BİR: Milletvekilleri Meclis’te kendi dilleriyle konuşmaya başlar..
İKİ: Milletvekilleri seçmene hesap vermek zorunda kalır..
ÜÇ: Genel merkez baskısı ortadan kalkar.. Özgür irade devreye girer..
DÖRT: Gücünü seçmenden alan vekil hükümete daha rahat hesap sorar..
BEŞ: İktidarlar için ben yaptım oldu politikası biter..
ALTI: Uzlaşma, konuşma, tartışma kültürü artar.. Her yasa değişikliği için ayrı ittifaklar kurulabilir..
*
Kılıçdaroğlu’nun önerisini destekliyorum.. Keşke öteki liderler de desteklese de demokrasi inşasına başlasak..
18 yaşında vekil popülizmin daniskası
AKP seçilme yaşını 18’e indirmek istediğini söyledi..
Milletvekili olma yaşını 25’ten 18’e indirmek istiyorlar.. CHP’den anında destek geldi.. Duyunca yok artık daha neler dedim..
Tamam, Türkiye genç bir ülke..
Tamam, gençler de Ankara’da temsil edilmeli..
Tamam, gençler de sesini daha rahat duyurmalı..
Tamam da 18 yaşındaki çocuk hangi bilgi, birikim ve deneyimle politika yapacak.. Önüne gelen yasaları nasıl tartacak, nasıl değerlendirecek?
Eğitime, yönetilmeye ihtiyacı olduğu yaşta yönetmeye mi kalkacak?
*
Memlekete hiçbir faydası olmaz.. Sadece o çocuklara yazık olur!.. Bunu yapacağınıza teşvik edin, kapıları açın; derneklerde, sivil toplum kuruluşlarında çalışsınlar..
Oralarda pişsinler..
Düşüncelerinden dolayı terör örgütü üyesi damgası yeme korkusu yaşamadan..
Samet, kümede kalırız değil mi?
Beşiktaş’ın kötü futbol oynamasına, üst üste yenilmesine, ligin alt sıralarına doğru yolculuk yapmasına bakıp öldük bittik diye feryat etmiyorum..
Böyle olsaydı çok fazla önemsemezdim.. Nasıl olsa düzelir, toparlanır derdim..
Eee, o zaman!
Beşiktaş’ın derdi bunun ötesinde..
Beşiktaş futbol oynamıyor.. Futbol takımı ama futbol oynamıyor..
Futbol oynamak için sahaya çıkıyor ama oynadığı oyuna artık futbol denmiyor..
Eskiden denirdi ama şimdi denmiyor..
Pazar günü Fenerbahçe karşısında izledik.. Bir hafta önce Sivas karşısında gördük..
Futbolcular zaman zaman seyirci gibiydi.. Rakibi seyrediyorlardı..
Kümede kalır mıyız diye sormamın nedeni bu..
*
Beşiktaş bütün umudunu sezon başından beri göndermeye çalıştığı Ricardo Quaresma’ya bağladı.. Dün aniden affettiler, kampa çağırdılar..
Q7 oynadı oynadı..
Oynamadı, yandı gülüm keten helva..
Beşiktaş’ın durumu budur..
*
Bi umut milli maç arası.. Dönüşte Trabzon maçı var ki; dibe vuran Beşiktaş ya sıçrayacak, futbol takımı olduğunu hatırlayacak..
Ya da dip balığı olacak.. İkisinden biri..