İktidarın her alana el atmasına.. Yaşam tarzına, günlük hayata, sanata, tiyatroya, televizyon dizilerine müdahale etmesine..
Yaşam reçetesi yazmasına..
Yazdığı reçetenin uygulanmasını istemesine..
Karşı çıkanın bizzat Başbakan tarafından haşlanmasına..
Hayret edenlere ben de hayret ediyorum..
Nedenini izah edeceğim..
* * *
Liberal demokrat kesimde büyük bir şaşkınlık var.. Her gün ‘aaaa bu da nereden çıktı’ demekten bitap düştüler..
Ortalık tam yatıştı derken yenisi patlıyor.. Son krizimiz Şehir Tiyatroları.. Başbakan ‘parayı veren düdüğü çalar sanatını’ protesto edenleri haşladı.. Daha doğrusu işsizlikle tehdit etti..
Tiyatrolar özelleştirilecek sözünün anlamı şu..
Kapının önüne koyarım.. Gününüzü görürsünüz!..
* * *
Bir süre önce doktorların başına gelmişti.. Adalet Bakanlığı’yla ilgili yasal düzenleme yapılırken içinden ‘doktorlara performans uygulaması’ çıkmıştı.. Hocaların birçoğu ‘bana müsaade’ dedi.. Doktorlar, ‘hocalarımızı istiyoruz’ diye yürüdü.. Hastalar ‘deneyimli doktor’ bulamamanın sıkıntısıyla sarsıldı..
İsim yapmış, ekol olmuş tıp fakülteleri çöktü..
Bütün bunlar bir gecede oldu.. Tiyatroları da benzer bir son bekliyor..
* * *
Liberal demokrat kesim bu sebeple şaşkın.. Bir sonraki adımı kimse kestiremiyor..
Daldan dala atlıyoruz..
Biçer döver bi o tarlaya dalıyor bi bu tarlaya..
Nihai hedef belli.. Tek tip nesil.. Muhafazakâr nesil.. İtaat eden nesil..
Liberal demokratların bir kısmı -uzun süredir iktidarın uygulamalarını sert ifadelerle eleştiren kesimi diyelim- yapılan edilene kızgın...
Devlet eliyle toplum yeniden inşa mı ediliyor diye feryat ediyorlar..
* * *
Başbakan ‘dindar nesiller yetiştireceğiz’ sözüyle başlattığı yolculuğu sonuna kadar götürmekte kararlı..
Yüzde 58’in anlamı buymuş.. Yüzde 58’in talebi..
Eee.. Yüzde 58 içinde liberal demokratların da oyu var.. ‘Yetmez ama evet’çilerin..
Yazının başında..
Onların olan bitene hayret etmelerine ben de hayret ediyorum demem bundan..