Mehmet Yalçın

Mehmet Yalçın

Tüm Yazıları

Viski dünyasında İskoçların üstünlüğü tehlikede... Bizzat İskoç tadımcılar Japon ve Tayvan viskilerinin dünyanın en iyileri arasına girdiğini belirtiyor, Asya viskilerine ödül yağdırıyorlar

Japon viskisi İskoç’a karşı

Tayvan'ın viskisi, ko¨r tadımda I·skoc¸ rakiplerini geride bıraktı.

Viski dünyası 2001 yılının mayıs ayında büyük bir şokla sarsıldı. İngiltere’de yayımlanan Whisky Magazine, her mayıs ayında olduğu gibi o yıl da kapak konusunu dünyanın en iyi viskilerine ayırmıştı. Derginin çoğu viski üreticilerinden ve tadımcılarından oluşan profesyonel jürisi, körlemesine tadımla puanlamalar yapmış, böylece dünyanın en iyi viskilerini belirlemişti.
Buraya kadar bir olağandışılık yoktu. Şoku yaratan, o yılın galibiydi. “Dünyanın en iyisi” her zaman olduğu gibi bir İskoç viskisi değil, bir Japon viskisi seçilmişti. Üstelik Japon viskisine bu onuru, çoğu İskoç olan tadımcılar vermişti... Ünlü içki yazarı Michael Jackson, sonucu “Kaliforniya şaraplarını Fransız şaraplarından daha üstün bulan 1976 Paris tadımı şarap dünyası için ne idiyse, Whisky Magazine’in bu yılki tadımı da viski için o” diye yorumlayacaktı.

Haberin Devamı

George Clooney de Japon viskisinin reklamında oynadı
Geçtiğimiz günlerde viski dünyası bir başka sürprizle, yine bir Asya viskisinin ardı ardına kazandığı büyük ödüllerle çalkalandı. Bu kez bir Tayvan viskisi pek çok dalda ipi göğüslemişti. Kavalan’ın iki çeşidi “İskoçya harici dünyadaki en iyi malt viski” seçilmiş, farklı yarışmalardan da altın ve gümüş madalyaları boynuna dizmişti. Viski yazarı Jim Murray’in “Whisky Bible” kitabında da 100 üzerinden 95 puana layık görülmüştü.
Asya’nın viskiye ağırlık koyan bir başka ülkesi de Hindistan oldu. Yıllarca dudak bükülen ve basit bir taklit olarak görülen Hint viskileri, son yıllarda uluslararası yarışmalarda ödül üstüne ödül aldı, kör tadımlarda İskoç viskilerini geçti.
Asya’nın viskiye merakı, 1800’lerin sonlarında başlamıştı. 19’uncu yüzyılda 120 civarında ülkeye ihraç edilip bir dünya markası haline gelen İskoç viskisine, birçok ülke gibi Asya da hatırı sayılır miktarda döviz ödüyordu. Gerisinde kaldığı birçok noktada Batı’yı taklit ederek aynı sanayileri kurmaya karar veren Japonya, viskiyi de stratejik bir sektör olarak gördü ve 1800’lerin sonlarında viski üretimine başladı. 2001’de dünyanın en iyi viskisi seçilecek Nikka ise 1934’te devreye girdi. Japonya, Tayvan, Güney Kore derken, birçok Asya ülkesi ardı ardına kendi viskisini yaptı yapmasına ama İskoç viskisinin bir karikatürü durumundaki viskiler sadece kendi ülkelerinde sattı.
Asya viskilerinin ülkeleri dışında tanınması için viskinin yanında gıda ve içecekte de büyüyen Suntory’nin Amerikan pazarına girdiği 1970’leri beklemek gerekecekti. Suntory dünyanın en değerli reklam alanlarından biri olan New York’un Times Meydanı’ndaki duvar panolarını kiralayarak ve Hollywood’u kullanarak viski ülkelerinden Amerika’yı kendi silahlarıyla vurdu. Sean Connery, Mickey Rourke, George Clooney gibi starlar, Japon viskilerinin reklam filmlerinde oynadı; suşi barların da yayılması sayesinde Japon viskileri mahalle aralarına kadar girdi.
Japonlar 1980’lerde de “Japon malı tapon malı” önyargılarını yıktı, Japonya özellikle elektronikte en saygın ülke haline geldi. Viskide de aynı biçimde mükemmeliyetçi davrandılar. Bazı İskoç damıtımevlerini satın alarak üretim sırlarını öğrendiler, fıçılarda yıllandırma sürelerini uzattılar, fiyatları pahalı tutup lükse oynadılar. Ve başardılar... Diğer Asya ülkeleri de Japon viskilerinin başarısının yarattığı özgüvenle, kaliteli viski ligine çıkmaya başladı.

Yeni kuşak Asya viskileri denenmeli, yabana atılmamalı
Günümüzde dünyanın en iyi viskilerinin büyük bölümü Asya ülkelerinde yapılıyor. Yine de İskoçların korkmasına pek gerek yok, zira İskoç stilini örnek alan bu viskiler her durumda İskoç rakiplerinden daha pahalıya mal oluyor. Bu da fiyatlarını yüksek kılarak rekabet şansını azaltıyor. Zira bu ülkelerin çoğu arpayı, arpa maltını tütsülemekte kullanılan turbayı ve fıçıyı ithal etmek zorunda. Hammadde dışarıdan gelince, bu da maliyeti yüksek tutuyor. Bu yüzden viski üretimi fazla artırılamıyor. Yine de hiçbir örneği henüz Türkiye’ye gelmeyen bu yeni kuşak Asya viskilerini yabana atmamalı, yurtdışına çıkan viskiseverler fırsat bulursa bunları denemeli. Türk içki devi Mey de İskoç tekelinin kırıldığı bu dönemde yılların Ankara viskisinin üretimine son vermesinin isabetli olup olmadığını bir kere daha sorgulamalı...