Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yaşanan şey 1001 gece masalı değil, 1001 gece gerçeği...
Mustafa Balbay ve hukuk 1001 gecedir tutuklu.
Ülkemizde uzun tutukluluğa... Tutukluluğun cezaya dönüşmesine herkes karşı...
Cumhurbaşkanı çok üzülüyor...
Bülent Arınç çok üzülüyor...
Bakanlar çok üzülüyor...
Avrupa Bakanı Egemen Bağış üzüntüsünden gazetecilikten tutuklu kimse yoktur diye yalan bile söylüyor...
Uzun tutukluluğa herkes karşı da Balbay ve diğer tutuklular neden yıllardır hapiste...
Neden tahliye kararı veren yargıçlar sürgüne gönderildi ya da istifaya zorlandı?
Acaba Silivri mahkemeleri bir başka merkeze mi bağlı?
O merkez neresi?
HSYK, iktidar yandaşlarını kurtarmak için Deniz Feneri savcılarını görevden alıverdi...
İktidar uzun tutukluğa karşıysa neden HSYK eliyle adaletsizliği gidermiyor?
Neden Meclis adaleti sağlayacak bir yasa çıkarmıyor?..
CHP neden AKP’nin bütün yasalarına katkı sunarken kendi milletvekilini hapisten kurtarmak için Meclis’teki gücünü kullanmıyor?
Halk neden bu konularda duyarsız?..
“Bir kişiye yapılan adaletsizlik bütün topluma yapılmış demektir” kabilinden güzel sözleri halkımız defterinin bir kenarına not etmeyi sever... Sever de o notu bir daha okumaz mı?
Dersim’de 74 yıl önce yaşanan acılara duyarlı olanlar, muhalif oldukları için kimi ihbar mektubu, kimi gizli tanık, kimi sahte kanıtla hapis yatırılan insanlara karşı neden duyarsız?
Başkası için uygulanan hukuksuzluklara sırtını dönen insanımız neden sık sık hakkının yendiğinden, adaletsizliğe uğradığından, devlete derdini anlatamadığından yakınır?
Acaba insanımız yalnızca demir parmaklık ardındakilerin değil kendinin de teslim alındığının farkında mıdır?
Yoksa olup biteni 1001 gece masalı mı sanıyor?

Haberin Devamı

“Türkiye kendisi ile yüzleşmeye çalışmıyor, yeni siyaset kendisine göre yeni tarih yazmaya çalışıyor....”
... Eskinin ajan provokatörleri, şimdinin aktif yalakalarına son günlerde yeni bir görev verildi:
Yeni siyasetin yazmak istediği yeni tarih için öncülük ediyorlar!..”
Cüneyt Ülsever

Haberin Devamı

Yol geçen hanı...
Topkapı Sarayı’nda rastgele ateş ederek bir asker ve bir güvenlik görevlisini yaralayan Libya uyruklu saldırganın, iki silahı Mercan’da iki ayrı silah satıcısından aldığı belirlendi. Saldırgan iki silaha 500 lira ödemiş. Sudan ucuz... Mercan’daki silah satıcıları turistlere pasaportlarını gösterdikleri takdirde silah satabiliyormuş... Adamın silahı satın aldıktan sonra ne yaptığını izleyen yok elbet...
Yabancı uyruklulardan oluşan bir veya birkaç suikast timi sınırdan girse, İstanbul’da onlarca silah satın alıp büyük suikastler gerçekleştirebilir bu durumda. Kimse görmedi mi bu ihtimali?

Yunan’la savaşmadık!
Sonunda bu da oldu.. İstiklal Savaşı’nın da büyük bir yalan olduğu ortaya çıktı! Yunanlılarla savaşmamışız...
Şehit falan da vermemişiz. Hepsi kurmaca imiş...
TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda konuşan AKP Ordu milletvekili İhsan Şener şöyle diyor:
“Yunan tarihinde bir Ege savaşı yok. Bunu biliyor musunuz? Yunan tarihinde Ege’de Türklerle bir savaş yok. Biz milli güvenlik akademisinde oralardaki şehitlikleri dolaştık. Bütün şehitlikler temsili. O zamanki İngiliz sefirinin telgrafları var, İngiltere’ye çektiği telgraflar. Bunlar bütünleştiği zaman tartışacağımız şeyler çıkıyor.”
Bu sözlere bizzat tanık olan Prof. Ümit Özdağ, Yeniçağ’daki sütununda yazdı. Dr. Şener’e Yunan kaynaklarına dayanılarak yazılan “Yunan Tarihçiliğinin Gözüyle Anadolu Harekatı” (İstanbul 2010) adlı 570 sayfalık kitabı önerdi... TBMM üyeleri bir de ruhsal sağlık taramasından geçirilse iyi olmaz mı?

Haberin Devamı

Aile
Eski milletvekili dostumuz, “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” adlı filme gitmiş. “Gitmez olaydım” dedi dün telefonda. Nedenini şöyle anlatt:
“Film, Adana Altın Koza Film Festivali’nde ‘En İyi Film’, ‘En İyi Senaryo’ ödüllerini aldığı için ilgimi çekmişti. 15 yaşındaki kızım son anda vazgeçince tek başıma gittim. İyi ki kızımla gitmemişim. Çünkü filmde zaman zaman öyle küfürler vardı ki, anlatılır gibi değil. Bu yüzden filme konsantre olamadım. Sinemadan çıkarken dikkatimi çekti. Bu filmle ilgili yaş sınırı 12 olarak belirlenmiş. Yani 12 yaş ve üstündekiler filmi izleyebilir. Buna, filmi izledikten sonra mı karar vermişler yoksa izlemeden mi bilemiyorum. Ama ailelere tavsiyem, gideceklerse dahi, bu filme çocuklarıyla gitmesinler.”

Balyoz savcıları hakkında
“delilleri sakladıkları” gerekçesiyle soruşturma başlatılmış.
Delilleri
niye sakladılar
acaba?
İnandırıcı bulmadıkları
için mi?
Haldun Ertem

Devlet Bahçeli
artık prompter’den konuşacakmış.
Tamam ama...
Artık konuşsun!
Fahrettin Fidan