Bomba senaryosu!

25 Ağustos 2012

ABD’nin en önemli 3 düşünce kuruluşu geçen haziranda Suriye kriziyle ilgili savaş oyunu oynuyor... ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan’ı temsilen üç takım halinde yürütülen simülasyonda, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi bölgelerde bombalamalar da var. Temsili oyunun sonunda Türkiye, Suriye’yi kısmen işgal ediyor. Esad rejimi düşüyor. Irak’ta şiddet 2006 seviyesine dönüyor. Lübnan’da mezhep çatışmaları başlıyor.
Hürriyet’te Tolga Tanış’ın haberinde şöyle deniyor:
“...Türkiye oyunun sonuna kadar Suriye’ye tek başına müdahale etmekten kaçındı. ABD ve Suudi Arabistan ekipleri ise Türkiye’yi buna zorladı.
Bombalar başlayınca önce Suriye’deki olaylarda ölenlerin sayısının artması meselesi gündeme geldi. Türkiye yine müdahaleden uzak durdu. Bu kez Suriye’den kaçan mültecilerin sayısı arttı. Bu da Türkiye’nin müdahalesine yetmedi. Senaryonun ilerleyen kısımlarında ne zaman ki Türkiye’de bombalama olayları başladı. Tüm dengeler değişti. Ve sonunda Türkiye, Suriye’ye tek başına girmek zorunda kaldı...”
Haber şöyle devam ediyor:
“Son günlerde Türkiye’de yaşanan gelişmelerin iki ay önceden öngörüldüğü anlaşılıyor.”
Ne isabet... Ne tesadüf... Ne derseniz deyiniz...

Yazının Devamı

Çok tereddüt var!

24 Ağustos 2012

Gaziantep katliamının sorumlusu “PKK mı, başkası mı?” tartışmasına Cumhurbaşkanı Gül de katıldı: “Tereddütsüz PKK” teşhisi koydu.
Oysa kimi veriler insanı kolayca tereddüde sevk ediyor... Mesela Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) bombalama eyleminden önce Gaziantep milletvekillerini uyarmış:
- Bayramda oraya gitmeyin, hareketlilik var, bir şeyler olabilir!
Hürriyet gazetesi 21 Ağustos 2012 tarihli İstanbul baskısının 16. sayfasındaki küçük kutu haberde şöyle diyordu: “Bölge milletvekillerinin MİT ve jandarma tarafından saldırıya karşı uyarıldığı ortaya çıktı. CHP milletvekili Mehmet Şeker, AKP milletvekili Şamil Tayyar uyarıldıklarını doğruladılar.”
Eylemden iki gün sonra bu sefer Milliyet’in orta sayfasında bir başka gerçek asılı duruyordu:

“Altı ay il il gezdirdiler...”

Yazının Devamı

Antep kokuları...

23 Ağustos 2012

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone bir hafta önce hiçbir bilgi, belge, kanıt gösterme gereği duymadan, “İran Suriye’ye silah veriyor. Beşar Esad bu silahları PKK’ya gönderiyor” iddiasında bulundu.
Onun bu sözünden iki gün sonra Mekke’de toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde Abdullah Gül:
“Türkiye, Suriye’nin kuzeyinden bir tehdit hissetmesi halinde her türlü operasyonu yapabilir” diye konuştu.
Irak’ın kuzeyinden - tehdit ne kelime - 30 yıldır aleni saldırılar gelmesine rağmen eli kolu bağlı oturan Türkiye birden celallendi...
Derken Gaziantep’te 9 yurttaşımızın ölümüyle sonuçlanan malum bombalama patlak verdi... Eylemin üzerinden henüz saatler bile geçmemiş... Dolayısıyla kimin, hangi örgütün yaptığı kesin olarak bilinmiyor. Sadece bazı tahminler var. Ama ABD’nin “Suriye rotasına girmiş” AKP sözcüleri için bilgi - belgeye ihtiyaç yok.
Ömer Çelik’in ardından Hüseyin Çelik, “Suriye’nin parmağı olabilir” diye konuşuyor... Şamil Tayyar daha ayrıntılı bilgi veriyor:
“PKK ile El Muhaberat’ın işbirliği...”

Yazının Devamı

Bombalı bayram

22 Ağustos 2012

Bayram günü Gaziantep’te teröristler bomba yüklü otomobili infilak ettirerek 8 yurttaşımızın ölümüne 60’tan fazla kişinin yaralanmasına yol açtılar. İlk haberlerde patlamanın PKK tarafından gerçekleştirildiği bildiriliyor. Ancak kesin değil...
AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik: Saldırının ardında Suriye ve İran olabilir, diyor. Olabilir. Siz Suriyeli teröristlerin eline silah verip Esad’ı devirmeye yollarsanız Suriye de size karşı PKK terör mekanizmasına katkıda bulunabilir. Ya da bu işi kendi militanlarıyla yapabilir. Malatya’ya füze kalkanı radarını yerleştirirseniz İran da size karşı her türlü terörü destekleyecektir. Eğer Suriye’ye karşı muhalifleri desteklerken veya füze kalkanı radarını oraya yerleştirirken muhtemel misillemeleri düşünmedi iseniz, o zaman zekânızı kontrol ettireceksiniz.
* * *
Suriye sınırının hemen bu tarafında mülteci kampları kuruldu. O kamplara kimin geldiğini, kimin gittiğini kontrol etmeniz mümkün değil. Suriye gizli servisi El Muhaberat’ın adamlarının kampa mülteci kılığında geldiği zaman zaman söyleniyor. Kürt teröristler de ellerini kollarını sallayarak kamplara gelebilir. Her türlü patlayıcıyı da sokabilirler.
Özetle ülkenin güneydoğusu her

Yazının Devamı

Muhabbet zamanı!

21 Ağustos 2012

BDP’li 9 milletvekili, Şemdinli’deki olayları incelemek üzere ilçeye geliyor. 50 araçlık konvoyla 20 kilometre uzaklıktaki Bağlar köyünü ziyaret ediyor... Konvoyu dönüşte biri kadın 5 PKK militanı durduruyor, sonra olanlar malum... Kameralar önünde BDP milletvekilleriyle teröristler sarmaş dolaş oluyor... Birbirlerine sarılıp uzun süre hasret gideriyorlar... Karşılıklı espriler yapılıyor.
En çok merak edilen soru şu...
Milletvekilleri ve gazetecilerden oluşan bu kadar kalabalık bir konvoyun refakatine, çatışmaların en yoğun olduğu bir bölgede valilik nasıl oldu da güvenlik gücü vermedi...
Üstelik henüz bir hafta önce bir milletvekili kaçırılmışken...
Başbakan konu kendisine sorulduğunda diyor ki:
- Bize ne demek düşer, ‘Bu ne muhabbet’ demek düşer...
Oysa kendisine teröristlerin nasıl olup da güpegündüz yol kestiği, nasıl olup da güvenlik güçlerinin rolünü üstlendiğini izah etmek düşerdi.

Yazının Devamı

Şeker haberler!..

19 Ağustos 2012

Bugün Şeker Bayramı. Büyük, küçük herkesin, “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” dediği gün. İyi de gazetelerde terör, cinayet, kadına şiddet, zam-zulüm, Silivri, Hasdal türü acı mı acı haberlerden geçilmezken tatlı yiyip tatlı konuşabilmek mümkün müdür? Tabii ki değildir. Bu durumda arkadaşımız Fahrettin Fidan, “Durumdan vazife” çıkarıyor, bir oturuşta ürettiği “Şeker haberler”inden bir demeti bila bedel ikram ediyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, İstanbul - Hakkâri arasını 2.5 saate indiren hızlı trenin hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törende medya patronlarına sert uyarılarda bulundu. “Ey patronlar, sizi son kez uyarıyorum, ayağınızı denk alın, yoksa karışmam” diyen Başbakan şöyle konuştu:
“Çalıştırdığınız emekçi kardeşlerimi insafsızca sömürüyorsunuz. Ortalama ücretler Avrupa ortalamasının sadece ve sadece iki, sosyal haklar ise ancak bir katı. Bunları hemen ve derhal dört kata çıkartacaksınız. Hedefimiz basın özgürlüğünde olduğu gibi basında emekçi hakları konusunda da dünya birinciliğine yükselmektir. Kim ki buna taş koymaya çalışırsa... Acırım ona. İşte o kadar.”
* * *
Başbakanın bu konuşması Gazete İşverenleri Sendikası’na ait olduğu tahmin edilen korsan bir

Yazının Devamı

Aynadaki Aygün...

18 Ağustos 2012

Tunceli’de PKK tarafından kaçırılan CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün salıverildikten sonra eylemciler hakkında söylediği olumlu sözleri olayın sıcaklığına bağlayıp geçtik.
Önceki akşam Habertürk’teki sözleri daha somut ve çarpıcıydı...
Aygün’ün konuşmasının toplamından çıkan anlam, PKK’ın dağdan inmek istediği, ancak onlara terörist diyen milliyetçi duygularla dolu yurttaşların ipleri gerdiği, eğer dağdakilere demokratik hakları verilirse silahların susacağı, örgütün dağdan ineceği yönündeydi...
Aygün PKK’yı da eleştirmekle birlikte sürüp giden terör ve savaştan daha çok Türk hükümetini ve yurttaşlarını sorumlu tutuyor.
Bizim aydın geçinen birçok yazar çizer aynı havada...
Eğer Türk halkı ve siyasi iktidar dostluk elini uzatır, demokratik haklarını verirse PKK silah bırakıp dağdan iniverecek, barış geliverecek...
Burada hemen şunu sormalı:

Yazının Devamı

Adım adım hedefe!

17 Ağustos 2012

Yaklaşık bir ay önce... PKK’lılar Şemdinli-Derecik yolunda sık sık yol kesip örgüt propagandası yapınca devlet harekete geçti... Binlerce asker ve özel timciyi bölgeye sevk etti. 20 gün boyunca şiddetli çatışmalar yaşandı. Operasyon bittiğinde 100’den fazla PKK’lının “etkisiz hale” getirildiği açıklaması yapıldı.
Emekli General Osman Pamukoğlu’nun “Hâkkari elden çıktı” açıklamasına Tayyip Erdoğan “Kimsin sen, gramın ne, çapın ne? General olmuş. General olsan ne yazar” diye tepki gösterdi.
Bu durumda normal olarak PKK’nın bölgeden atıldığı düşünüldü...
Oysa dünkü Haber Türk gazetesinden öğrendik ki... PKK, büyük operasyona neden olan noktada yine yol kesiyor. Yolu kesilenlerden biri de Haber Türk’ün Hakkâri muhabiri Zülfikar Ali Aydın. Yolunu kestikleri yolculara bir saat boyunca propaganda yapan örgüt militanları o kadar rahat, kendilerinden o kadar eminler ki Zülfikar Ali Aydın’ın fotoğraf çekme istediğini de geri çevirmiyorlar. Yüzlerini gizleme gereği duymadan fotoğraf çektiriyorlar.
Özel harekâtçıların geldiğini duyunca da yolcuları serbest bırakıp geldikleri yerlere dönüyorlar.
PKK alan hâkimiyeti iddiasında ısrarlı... Tunceli’de Hüsyin Aygün’ün kaçırılma

Yazının Devamı