Dünden bugüne

5 Eylül 2003

"İttihatçılar gerçi Almanyayla gizli bir anlaşma imzalamışlardı ama savaşa ne zaman gireceklerine kendileri karar vermek niyetindeydiler. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Hazinede para yoktu; Almanlar da vermeyi kabul ettikleri borcu İstanbul savaşa girdikten sonra göndereceklerini söylüyorlardı. Ayrıca o günlerdeki genel kanı, savaşın kısa süreceği, 1914 sonlarında, en geç 1915 baharında biteceği yolundaydı. O sıralarda İstanbulda bulunan Alman Askeri Yardım Heyeti de, İttifakın savaşı kazanması durumunda Osmanlı İmparatorluğunun da toprak kazanacağına ilişkin güvence vermişti; ne var ki, barış görüşmelerine katılabilmek için Babıâlinin savaşa da katılması gerekiyordu. Bu yaklaşım, İttihatçıların Enver Paşa önderliğindeki askeri kanadının hoşuna gitmişti. Bu grup Alman zırhlıları Goeben ve Breslauı Karadenizde Ruslara saldırmak için kullanarak ülkeyi savaşa sokmayı başardı. Ancak, müttefiklerinin savaşta Osmanlı Devletine eşit gözle bakmayacağı ve askeri stratejiyle diplomasi konularında kararların Berlinde alınacağı açıktı.""Dünya Savaşı Osmanlılar için felaketle sona erdi; ..." Cumhuriyet Ansiklopedisinde Feroz Ahmad imzalı "Cumhuriyete Doğru" başlıklı yazının bir paragrafını

Yazının Devamı

Dünden bugüne

5 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
Cumhuriyet Ansiklopedisi'nde Feroz Ahmad imzalı "Cumhuriyete Doğru" başlıklı yazının bir paragrafını birlikte okuyalım:
"İttihatçılar gerçi Almanya'yla gizli bir anlaşma imzalamışlardı ama savaşa ne zaman gireceklerine kendileri karar vermek niyetindeydiler. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Hazine'de para yoktu; Almanlar da vermeyi kabul ettikleri borcu İstanbul savaşa girdikten sonra göndereceklerini söylüyorlardı. Ayrıca o günlerdeki genel kanı, savaşın kısa süreceği, 1914 sonlarında, en geç 1915 baharında biteceği yolundaydı. O sıralarda İstanbul'da bulunan Alman Askeri Yardım Heyeti de, İttifak'ın savaşı kazanması durumunda Osmanlı İmparatorluğu'nun da toprak kazanacağına ilişkin güvence vermişti; ne var ki, barış görüşmelerine katılabilmek için Babıâli'nin savaşa da katılması gerekiyordu. Bu yaklaşım, İttihatçıların Enver Paşa önderliğindeki askeri kanadının hoşuna gitmişti. Bu grup Alman zırhlıları Goeben ve Breslau'ı Karadeniz'de Ruslara saldırmak için kullanarak ülkeyi savaşa sokmayı başardı. Ancak, müttefiklerinin savaşta Osmanlı Devleti'ne eşit gözle bakmayacağı ve askeri stratejiyle diplomasi konularında kararların Berlin'de alınacağı açıktı."

Yazının Devamı

Başkanın uçağı

4 Eylül 2003

Gazeteci, kulüp başkanının uçağına binmemeliymiş.Hem "tarafsızlık" ilkesi onu gerektirir... Hem gazetecinin onuru... Erman Toroğlu sütununda anlattı... Fenerbahçe - Diyarbakır maçından sonra, naklen yayını yapan Show TVnin 4 elemanı Fenerbahçenin özel uçağına biniyor. Aziz Yıldırım muhabir Denizi uçakta istemiyor. O iniyor. Rıdvan Dilmen, Melih Şendil ve Uğur da inmek istiyor. Hostes "İnerseniz birinizin bomba koyduğu kuşkusuyla herkesi indiririz" diyor. Suratlar asılıyor... Falan filan... Demek ki neymiş: Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini. Afrika atasözü Silahlı militanları büyük ölçüde Kandil Dağında yuvalanmış olan PKK düşük yoğunluklu savaş başlatacağını açıkladı. Türkiye Kandil Dağına operasyon yapamıyor, çünkü bölge ABD denetiminde. Bir başka deyişle PKK Amerikan himayesinde. Kendi yurttaşını PKKdan koruyamayan Ankara ne mi yapıyor? Amerikan askerlerini koruma telaşıyla Iraka asker göndermenin hesaplarını...."Hükümet ne yapmalı?" sorumuza CHP İstanbul milletvekili Onur Öymen şu yanıtı veriyor:"Hükümet, Amerikaya şunu demeli: Sen, 11 Eylül saldırısından sonra, hiçbir ayrım yapmaksızın yeryüzünün neresinde olursa olsun bütün

Yazının Devamı

Başkan'ın uçağı

4 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
Erman Toroğlu sütununda anlattı... Fenerbahçe - Diyarbakır maçından sonra, naklen yayını yapan Show TV'nin 4 elemanı Fenerbahçe'nin özel uçağına biniyor. Aziz Yıldırım muhabir Deniz'i uçakta istemiyor. O iniyor. Rıdvan Dilmen, Melih Şendil ve Uğur da inmek istiyor. Hostes "İnerseniz birinizin bomba koyduğu kuşkusuyla herkesi indiririz" diyor. Suratlar asılıyor... Falan filan... Demek ki neymiş:
Gazeteci, kulüp başkanının uçağına binmemeliymiş.
Hem "tarafsızlık" ilkesi onu gerektirir... Hem gazetecinin onuru...

Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini.

Yazının Devamı

Meraklı ABD...

3 Eylül 2003

- Bu ziyaretlerinin sebebi hikmeti acaba neydi? Soruyu dün büyükelçiliğin bir yetkilisine sorduk. Gelen yanıt;- Bildiğiniz gibi Yargıtay 3 Kasımda yapılan seçimlerle ilgili 11 Eylülde önemli karar verecek. Konu bu karardan sonra Yüksek Seçim Kurulunun gündemine girecek, belki de bir seçim kararı çıkabilecek. Diplomatlarımız bu konuda bilgi almak, sürecin nasıl işleyeceğini öğrenmek istediler.- Anlaşılan o ki bu konu sizi çok ilgilendiriyor.- Evet. Ziyaret de ilgilendirdiği için yapıldı zaten.- Diplomatlarınız başka kuruluşlara da bu tür ziyaretler yapar mı?- Tabii ki. Siyaset, savunma, iktisat müşavirlerimiz vardır, bu diplomatlarımız kendi alanlarıyla ilgili kurumlara gerektiğinde nezaket, gerektiğinde bilgilenmek amaçlı ziyaretler yaparlar.Washingtonda görevli diplomatlarımız da orada böyle ziyaretlerde bulunurlar mı? İstedikleri zaman istedikleri kamu kuruluşlarına gidip bilgi alabilirler mi? Dışişlerimiz bu konuda bir açıklama lütfeder mi? Son sorumuz... YSKnın seçimleri yenilememesi için ABDnin kulis yaptığı ziyaretin de bu amaca yönelik olduğu yolundaki dedikodular doğru mu? ABD Büyükelçiliğinden iki diplomatın geçenlerde Yüksek Seçim Kurulunu ziyaret etmeleri hem bir hayli

Yazının Devamı

Meraklı ABD...

3 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
ABD Büyükelçiliği'nden iki diplomatın geçenlerde Yüksek Seçim Kurulu'nu ziyaret etmeleri hem bir hayli ilginç karşılandı hem de merak uyandırdı.
- Bu ziyaretlerinin sebebi hikmeti acaba neydi?
Soruyu dün büyükelçiliğin bir yetkilisine sorduk. Gelen yanıt;
- Bildiğiniz gibi Yargıtay 3 Kasım'da yapılan seçimlerle ilgili 11 Eylül'de önemli karar verecek. Konu bu karardan sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun gündemine girecek, belki de bir seçim kararı çıkabilecek. Diplomatlarımız bu konuda bilgi almak, sürecin nasıl işleyeceğini öğrenmek istediler.
- Anlaşılan o ki bu konu sizi çok ilgilendiriyor.

Yazının Devamı

Mendil bayraklar

2 Eylül 2003

Milli bayramlarda Anakent Belediyesi AKMye dev bir Atatürk posteri asıyordu. Tayyip Erdoğanın 1994te göreve gelmesinden sonra bu poster ortadan kayboldu. Hâlâ kayıp. Onca Atatürkçü kuruluş bu portrenin bir benzerini yaptıramadı. Adam gibi bayrak da bulunamıyorsa çok ayıp!.. 30 Ağustos gecesi Harbiye Orduevinin bir cephesini neredeyse tamamen bir Türk bayrağı kaplıyor, ışıklar altında pırıl pırıl parlıyordu. Taksimdeki manzara ise karanlık... AKMnin cephesinde mendil büyüklüğünde iki Türk bayrağı ve aynı büyüklükte bir Atatürk portresi... Bayrakların tozdan rengi atmış, kumaşı yıpranmıştı. "Entelektüel, başkalarından daha çok şey bilmediğini daha çok sözcükle anlatan kişidir..." Eisenhower Dünya Şampiyonasında birincilik beklidiğimiz Süreyya Ayhan ikinci oldu. Bir yandan soğuk duş... Bir yandan da isabet oldu. Çünkü hak etmemiştik. Ne ülke olarak atletizme bir yatırımımız var, ne Süreyyanın bu noktaya gelişinde devletin, siyasetçinin ve toplumun payı... Ne var ki zaferin ucu görününce cümle memleket evladı bindi kızcağızın incecik omuzlarına...Zafer emek ister... O emeği paylaşmayanların zaferden pay istemesi arsızlıktır. Süreyyanın bilinçaltı belki de vermek istemedi o haksız

Yazının Devamı

Mendil bayraklar

2 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
30 Ağustos gecesi Harbiye Orduevi'nin bir cephesini neredeyse tamamen bir Türk bayrağı kaplıyor, ışıklar altında pırıl pırıl parlıyordu. Taksim'deki manzara ise karanlık... AKM'nin cephesinde mendil büyüklüğünde iki Türk bayrağı ve aynı büyüklükte bir Atatürk portresi... Bayrakların tozdan rengi atmış, kumaşı yıpranmıştı.
Milli bayramlarda Anakent Belediyesi AKM'ye dev bir Atatürk posteri asıyordu. Tayyip Erdoğan'ın 1994'te göreve gelmesinden sonra bu poster ortadan kayboldu. Hâlâ kayıp. Onca Atatürkçü kuruluş bu portrenin bir benzerini yaptıramadı. Adam gibi bayrak da bulunamıyorsa çok ayıp!..

"Entelektüel, başkalarından daha çok şey bilmediğini daha çok sözcükle anlatan kişidir..."

Yazının Devamı