<#comment>#comment> Independent gazetesinin ünlü Ortadoğu yazarı Robert Fisk Bağdat'taki yağmayı anlatıyor...
"Yağma günüydü. Alman elçiliğine giren Iraklılar, elçinin masasını bahçeye fırlattılar. Vize bölümünün önündeki su birikintisinin içine atılan Avrupa Birliği bayrağını kurtardım. Çarşafları içinde kadınlar ve bağrışan çocuklar elçinin odasındaki Mozart plaklarını ve Alman tarihi kitaplarını pencereden aşağı atıyorlardı. Birkaç saat sonra Slovakya elçiliği de yağmalandı.
Aslında yağmalamanın da bir tür kanunu var. Kim önce gelip elini bir sandalyenin, avizenin ya da kapı çerçevesinin üzerine koyarsa, onun oluyor.
Bu konuda hiçbir tartışma ya da kavga yaşandığını görmedim.
Bağdat'taki elçiliklerin ve BM binalarının Amerika tarafından korunması gerekiyordu ama dün yağmalama sürerken Amerikan askerleri binaların yanından geçip gittiler.
Bu, Amerikan birliklerinin görmezden geldiği bir skandal, bir tür hastalık, kitlesel bir kleptomani... Çaldıkları iki katlı otobüsü buzdolaplarıyla tıka basa dolduran iki hırsız
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ihale kanununun yürürlüğe girmesinden iki gün önce yangından mal kaçırır gibi 175 trilyonluk ihale verdi...Neden? İhale yasası yandaş müteahhitlere ihale verilmesini zorlaştırıyor da o yüzden...Peki nedir verilen ihaleler?- 40 trilyon liraya Bakırköy - Florya akvaryum inşaatı... 15 trilyon liraya İstanbul Hayvanat Bahçesi inşaatı... 6 trilyon liraya Taksim Meydanı ses ve müzik sistemi gösteri havuzu... 3.5 milyon dolara Moda tramvay inşaatı...İstanbul'un önceliği ve ihtiyacı olan yatırımlar mıdır bunlar?En azından Moda tramvay inşaatının gereksizliğinin yakın tanığıyız.Moda otoyol inşaatı ise başlı başına bir çevre felaketidir.Anakent Belediyesi'nin kenti imar için değil, yandaş müteahhitleri beslemek için ihale verdiği görüşü giderek yaygınlaşıyor... Yandaş müteahhitlere doğrudan ödeme yapsalar da projelerden vazgeçseler İstanbul bundan adeta daha kazançlı çıkacaktır. Müteahhitler iş ilişkisi içinde olduklarından devlet ve belediyeleri eleştirmekten kaçınırlar. Ne var ki işler çığırından çıktığı için müteahhitler de bu özeni elden bırakmışlar. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkan Vekili Erdal Eren İstanbul Belediyesi'ni açık açık eleştiriyor:
<#comment>#comment> Müteahhitler iş ilişkisi içinde olduklarından devlet ve belediyeleri eleştirmekten kaçınırlar. Ne var ki işler çığırından çıktığı için müteahhitler de bu özeni elden bırakmışlar. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkan Vekili Erdal Eren İstanbul Belediyesi’ni açık açık eleştiriyor:
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ihale kanununun yürürlüğe girmesinden iki gün önce yangından mal kaçırır gibi 175 trilyonluk ihale verdi...
Neden?
İhale yasası yandaş müteahhitlere ihale verilmesini zorlaştırıyor da o yüzden...
Peki nedir verilen ihaleler?
- 40 trilyon liraya Bakırköy - Florya akvaryum inşaatı... 15 trilyon liraya İstanbul Hayvanat Bahçesi inşaatı... 6 trilyon liraya Taksim Meydanı ses ve müzik sistemi gösteri havuzu... 3.5 milyon dolara Moda tramvay inşaatı...
- Hocam Sergen size ne gibi şımarıklık yaptı?- Ara sıra otoparkta benim yerime arabasını park ediyor. Onun dışında bana bir şey yapmadı. Ben yalnız Sergeni değil bütün futbol yaşamını kastettim. Bu ülkede futbola çok fazla vakit ve para ayrılıyor. Futbolcular o parayla hiç faydalı bir iş yapmıyor.- Hocam sizin konferanslar nasıl gidiyor?- İyi... Her gün bir veya iki konferans veriyorum. Masrafları cebimden ödüyorum. Bugüne kadar 2500 konferans vermişim. Her çağrılan yere gidiyorum. Sigara, çevre, kitap sevgisi, hayvan sevgisi, her konuda halkı eğitmeye çalışıyorum...- Faydası oluyor mu hocam?- Tabii ki... Mesela biri geliyor hocam ben ilkokuldayken siz sigaranın zararlarını anlatmıştınız ben de babamı sigaradan caydırdım, diyor... - Ne kadar etkili olabiliyorsunuz?- Bir konferansta 300 kişiden 3 kişiyi etkileseniz yeter... Gazetede gözümüze ilişen haberin başlığı "Komşum Sergen şımarık..." Konuşan kişi Profesör Orhan Kural... Hani şu çok gezen, çok yazan, yurttaşlık görevi gereği her gördüğü aksaklığı anında düzeltmeye çalışan, karşılaştığı hödüklüklere "bana ne" demediği için başı zaman zaman belaya giren sevimli profesör... Verdiği bir konferansta apartman komşusu
<#comment>#comment> Gazetede gözümüze ilişen haberin başlığı "Komşum Sergen şımarık..." Konuşan kişi Profesör Orhan Kural... Hani şu çok gezen, çok yazan, yurttaşlık görevi gereği her gördüğü aksaklığı anında düzeltmeye çalışan, karşılaştığı hödüklüklere "bana ne" demediği için başı zaman zaman belaya giren sevimli profesör... Verdiği bir konferansta apartman komşusu futbolcu Sergen için "şımarık" demiş....
- Hocam Sergen size ne gibi şımarıklık yaptı?
- Ara sıra otoparkta benim yerime arabasını park ediyor. Onun dışında bana bir şey yapmadı. Ben yalnız Sergen’i değil bütün futbol yaşamını kastettim. Bu ülkede futbola çok fazla vakit ve para ayrılıyor. Futbolcular o parayla hiç faydalı bir iş yapmıyor.
- Hocam sizin konferanslar nasıl gidiyor?
- İyi... Her gün bir veya iki konferans veriyorum. Masrafları cebimden ödüyorum. Bugüne kadar 2500 konferans vermişim. Her çağrılan yere gidiyorum. Sigara, çevre, kitap sevgisi, hayvan sevgisi, her konuda halkı eğitmeye çalışıyorum...
- Faydası oluyor mu hocam?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım AŞ Genel Müdürü Abdurrrahman Gündoğdu, THY Genel Müdürlüğüne, İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu, DSİ Genel Müdürlüğüne. İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Kahraman Emmioğlu, TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığına. İstanbul Büyükşehir Belediyesi KİPTAŞ AŞ Genel Müdürü Erdoğan Bayraktar, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığına. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Emlak ve İstimlak Daire Başkanı Yusuf Beyazıt, Vakıflar Genel Müdürlüğüne. İstanbul Büyükşehir Belediyesi SPOR AŞ Genel Müdürü Mehmet Atay, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Erman Tuncer, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne. İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Recai Berber, ERDEMİR Yönetim Kurulu Başkanlığına. İETT Genel Müdür Yardımcısı Süleyman Karaman TCDD Genel Müdürlüğüne. AKP iktidarının gözü kara biçimde kadrolaştığını... Mevcut yöneticilerin başarısına ve bilgi birikimine bakılmaksızın yerlerine İstanbul Belediye kadrolarının getirildiğini CHP lideri Deniz Baykal dünkü grup toplantısında anlattı... Birkaç örneği birlikte görelim: Fenerbahçeliler Aziz Yıldırıma beyaz mendil sallayacakmış. Hep rakip takımlara sallayacak
<#comment>#comment> AKP iktidarının gözü kara biçimde kadrolaştığını... Mevcut yöneticilerin başarısına ve bilgi birikimine bakılmaksızın yerlerine İstanbul Belediye kadrolarının getirildiğini CHP lideri Deniz Baykal dünkü grup toplantısında anlattı... Birkaç örneği birlikte görelim:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım AŞ Genel Müdürü Abdurrrahman Gündoğdu, THY Genel Müdürlüğü’ne,
İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu, DSİ Genel Müdürlüğü’ne.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Kahraman Emmioğlu, TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı’na.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi KİPTAŞ AŞ Genel Müdürü Erdoğan Bayraktar, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Emlak ve İstimlak Daire Başkanı Yusuf Beyazıt, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne.
Bizim bakanlar değil sokakta insan içine çıkmak... Sadece gazetecilerin katıldığı basın toplantılarında bile en az 10 koruma tarafından çevreleniyor, etten duvar içinde konuşuyorlar. Neden acaba? Türkiyede asayiş Iraktan daha mı bozuk? Yoksa bizimkiler "Zalim Saddam"a göre kendi halklarından daha mı çok korkuyor? Ne olursa olsun bizimkiler korumaların arasında adeta kaybolurken çok aciz ve sakil bir görüntü oluşturduklarını acaba farketmiyorlar mı? Iraklı bakanları televizyon ekranında sık sık izliyoruz... Çevrelerinde hemen hiç koruma görevlisi görülmüyor. Geçen hafta sokağa çıkan Saddam Hüseyinin çevresinde de belirgin bir koruma fark etmedik. Büyükler neden mi büyüktür? Biz, dizlerimizin üstüne çökmüşüz de ondan. Artık ayağa kalkalım! Stirner Busha can almak yetmedi, doğumevine attığı bombalarla gözünü ceninlere bile dikti. G. Kökçe Cep mesajları... Ben 14 yaşındayım. Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak diyorlardı, bana öyle görünüyor ki bu gidişle bir gün hiç Fenerli kalmayacak. Amerikanın Iraka yaptığından çok daha fazlasını bu Fener, taraftarına yapıyor. Fenerbahçe futbolcu transfer edeceğine İlhan Cavcav ve Ersun Yanalı transfer etsin, Avrupa şampiyonu olur.