<#comment>#comment> İstanbul’a kar yağıyor... Radyolarda "Neler oluyor gülüm" şarkısı...
Televizyonlarda Amerikan gemisinin İskenderun Limanı’na zırhlı araçlar çıkardığı haberi...Hangi mutabakat ve hangi tezkereye göre bu çıkarma? Meçhul...
Tayyip Erdoğan’ın "uluslararası meşruiyet olmadan ABD ile anlaşma olmaz" sözlerini unuttuğu gözleniyor...
Tezkere TBMM’ye gelirse milletvekillerinin silme "evet" demelerini istiyor... Birkaç hafta önce Rauf Denktaş’a çağrılar yaparak onu "halkın sesine kulak vermeye " çağırıyordu... AKP grubunda "Kuşkusuz hiçbirimiz popülizme teslim olmayacağız" sözleriyle "boş verin halkı" demek istiyor... Bir yandan da kirli pazarlık sürüyor.
Profesör Cem Say yazıyor:
- Son günlerde yabancı TV kanallarında "Türkiye’nin fiyatı" hakkındaki haberleri izledikçe yerin dibine geçiyorum... Bizimkilerin istediği hibe miktarını nüfusumuza bölünce 150 dolar çıkıyor. Demek adam başı 150 doları kim bastırırsa şehit kanlarıyla sulanmış toprağımızı kullanarak istediği komşumuza saldırabiliyor. Çok sayın yöneticilerimizden ricam, eğer komşumuzun yıkılmasına yataklık edeceksek hiç para almadan edelim, öylesi daha onurlu.
"We are all American"Yani; Hepimiz Amerikalıyız...Geçen hafta sonu Amerikadaki barış gösterilerinde şu pankartlar göze çarptı:"We are all French"Yani... Hepimiz Fransızız...Sevgili Ayça Apak Tonge Londra yürüyüşünden pankart örnekleri göndermiş... En sevimlisi:"Make tea not war/ Çay yap savaş değil"Pazar günü San Francisconun Market caddesindeki yürüyüşe katılan Deniz Ezginin izlenimlerinden birkaç satırı teşekkürlerimizle ekleyelim:- İlk gözüme çarpan slogan "Were queer as folk, but not as queer as war against Iraq" oldu.. Yani: "Biz inbeyiz ama Irakla savaşacak kadar inbe değil"... Exxon benzin pompası kılığında biri "I support the war / Ben savaşı destekliyorum" diyen bir pankart taşıyordu... Bebeklerin üzerine "Make babies not war/ Bebek yap savaş değil" yazılmıştı..."Dünyanın aydın ve barışçı insanları Amerikaya, haksızlığa, haydutluğa karşı ayaklandı. Ya insanlık kazanacak, ya haydutluk, gaspçılık, haksızlık, hukuksuzluk... New Yorkta İkiz Kulelerin vurulduğunun ertesi günü Fransız gazetesi manşet atmıştı: Savaş isteyenler ve savaştan yarar umanlar şahin değil "akbaba"dır. Komplo ihtiyacı... Kimi Amerikalı yazarlar değiniyor buna...- Amerikayı 11 Eylül benzeri bir saldırı
<#comment>#comment> New York’ta İkiz Kuleler’in vurulduğunun ertesi günü Fransız gazetesi manşet atmıştı:
"We are all American"
Yani; Hepimiz Amerikalıyız...
Geçen hafta sonu Amerika’daki barış gösterilerinde şu pankartlar göze çarptı:
"We are all French"
Yani... Hepimiz Fransızız...
- Efendim işsiz bir oğlumuz var mümkünse...- Ne demek efendim yarın gelsin insan kaynakları ile görüşsün...- Teşekkürler efendim kurumunuz da maşallah pırıl pırıl...Sevgili Erdal Bilallar Stardaki köşesinde TRT Genel Müdürü Yücel Yenere sordu:- TRTyi denetleyen Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeleri arasında Namık Aydemir var mıydı? Aydemirin kızı Aybüke Aydemir TRTde işe alındı mı?- Yine aynı şekilde kurumunuzu denetleyen Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyesi Alaaddin Savunun askerliğini bile yapmayan oğlu Erdinç Savun TRTde göreve başladı mı? Ve kısa bir süre sonra da askere gitti mi?Yazı 6 Şubatta yayımlandı. Aradan iki hafta geçti. Ne TRT Genel Müdüründen ne sözü geçen müfettişlerden yanıt yok. Müfettiş teftiş ettiği kurumla böyle alışverişlere girer mi? "Başbakanlık" adına yapılan böylesi görev suiistimalleri görmezden gelinebilir mi? Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu TRTyi denetliyor... Bekliyorsunuz ki Genel Müdürü ve Kurumu şöyle bir silkelesinler... Yolsuzlukları, adam kayırmaları, usulsüzlükleri ortaya çıkartsınlar.. Çok beklersiniz. Şimdi işler değişti. Müfettiş Genel Müdürün önünde ezilip büzülüyor: İnsanları idare edebilmek için ya onlardan daha başarılı
<#comment>#comment> Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu TRT’yi denetliyor... Bekliyorsunuz ki Genel Müdürü ve Kurum’u şöyle bir silkelesinler... Yolsuzlukları, adam kayırmaları, usulsüzlükleri ortaya çıkartsınlar.. Çok beklersiniz. Şimdi işler değişti. Müfettiş Genel Müdür’ün önünde ezilip büzülüyor:
- Efendim işsiz bir oğlumuz var mümkünse...
- Ne demek efendim yarın gelsin insan kaynakları ile görüşsün...
- Teşekkürler efendim kurumunuz da maşallah pırıl pırıl...
Sevgili Erdal Bilallar Star’daki köşesinde TRT Genel Müdürü Yücel Yener’e sordu:
- TRT’yi denetleyen Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeleri arasında Namık Aydemir var mıydı? Aydemir’in kızı Aybüke Aydemir TRT’de işe alındı mı?
Vermezdi kimse kimseye nân minnet olmasa, Bir maslahat görünmez idi rüşvet olmasa. Yok bî - garaz muamele ehli zamanede, Kimse ibadet etmez idi cennet olmasa.Tahsîl - i ilmin üstüne tercih eder mi nâs,Tahsîl - i mâl vâsıta - yı rifat olmasa. Etmez zuhûr - ı arsada bir kimseden Kerem, Zımmında kasd - ı dâiye - i şöhret olmasa.Bakmazdı kimse âyîne - i sâfa Nâbîyâ Hodbînlik alâkasına âlet olmasa.Türkçesi...Minnet olmasa kimse kimseye ekmek vermezdi/ Rüşvet olmasa hiçbir iş görülmezdi/Şu dünyada insanlar amaçsız iş yapmıyor / Cennet olmasa kimse ibadet etmezdi/Mal edinme yükselme için araç olmasa / Herkes bilim yerine onu yeğler miydi?/ İçinde ün yapma amaç olmasaydı / Bağış için ortalıkta hiç kimse görünmezdi/ Ey Nâbî, bencillik ilişkisi için araç olmasa/ Tertemiz aynaya kim bakardı? Ömer Özcan yeni çıkan "Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah" adlı kitabında dünden bugüne mizah birikimimizden örnekler veriyor. İşte 1642 - 1712 yılları arasında yaşamış Nâbîden (bugün de yaşayan) satırlar... Size hiçbir zaman gururla kütüphanesini gezdiren bir kadın göremezsiniz Amerikan fıkrası... - İçine 5 dolar koyup yollayın çocuğa, demiş,...Çocuk mektubu alınca çok sevinmiş. Tanrıya bir teşekkür
<#comment>#comment> Ömer Özcan yeni çıkan "Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah" adlı kitabında dünden bugüne mizah birikimimizden örnekler veriyor. İşte 1642 - 1712 yılları arasında yaşamış Nâbî’den (bugün de yaşayan) satırlar...
Vermezdi kimse kimseye nân minnet olmasa,
Bir maslahat görünmez idi rüşvet olmasa.
Yok bî - garaz muamele ehli zamanede,
Kimse ibadet etmez idi cennet olmasa.
Tahsîl - i ilmin üstüne tercih eder mi nâs,
"Silah denetçilerinin görev süresini uzatacak Fransız - Alman ortak planı duyarlıdır. Bu planın işleyeceğini düşünüyorum. İşlemeyecek olan Irakın işgalidir. Birincisi, bütün İslam dünyasını Batının aleyhine döndürecektir. İkincisi... ABDnin daha sonra ne yapacağına ilişkin en küçük bir fikri yoktur. En akla yakın senaryo Kürtler, Şiiler ve Sünni Müslümanlar arasında bir iç savaşın patlak vereceği ve bu savaşın Suudi Arabistan, İran, Suriye, Ürdün gibi komşu ülkelere sıçrayacağıdır. ABD, BM kararı olsun olmasın harekete geçeceğini belli etti... Bu hareket yalnız Irak konusunda değil BMin birliği açısından da felaket olacaktır... Savaş ABD ve Batıya karşı terör eylemlerinde büyük bir artışa yol açacaktır. Saddama saldırı, terörü azaltmayacak, artıracaktır.Iraka savaş halinde yalnız Arap dünyası değil Endonezya, Filipinler gibi nüfusu Müslüman ülkeler de Batıya yüz çevireceklerdir. Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerdeki dost hükümetlerin düşmesine yol açacaktır. Tabii ki her ülkenin bu sorunu çözmek için atacağı her barışçı adımı destekleyeceğim... İngiltere eski Savunma Bakanı Dennis Healeyin 10 Şubattaki yazısının başlığı: "Irak savaşı tam bir felaket olacak" şeklindeydi