<#comment>#comment>Sütun komşum Ece Temelkuran şiir kitabını göndermiş. İçinde binlerce resim, binlerce hayal, binlerce hayat... Ve iç yakan seslenişler:
Bu meydandaki seslerin hiçbiri,
Zamana kalmayacak
Her şey gerçekleştiği zamanın içine düşüp
Bir kumulun bir iskeleti yutuşu gibi
Sesler, kendi zamanlarınca yutulacak
Okurumuz Cumhur Güzel, dün sözünü ettiğimiz Bilsay Kuruçun "Cumhuriyet Dönemi Ekonomisi" adlı kitabından bir bölüm göndermiş... 1931in İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey (Özkan), Türkiyeyi sömürge haline getiren bugünkü aklıevvel liberallere ta o günlerden ders veriyor:"Eğer bir millet üretim hususunda geri ise teknik güçler hususunda ilerlememiş ise, o memleketin dengesini vücuda getirmeyi uluslararası piyasanın düzenleyişine terk etmek, o memleketin yıkılışına göz yummak olur. Her sene bilanço açığını milletin öteden beri toplamış ve asırlardan beri biriktirmiş olduğu menkul kıymetlerle ödemek mecburiyetine düşer. Açık, senelerce devam ettiği takdirde memleket dahilinde süsler ve değerli eşyalardan, ev ağırlıklarından başlayarak, nihayet o memleketin şimendiferlerinin, bankalarının, ticari ve sınai teşebbüslerinin, arazinin yabancılara geçmesine kadar varabilir." Cumhuriyeti kuran kadrolar ekonomi bildikleri iddiasında değildiler. Ama asla bugünkü ekonomik umutsuzluk ve onursuzluğa düşürmemişlerdi ülkeyi. 1950den sonra gelen kadrolar (hele hele Özal kadroları) ekonomi alanında adeta birer "allame i cihan"dılar. Ülkeyi dibe oturttular... Seçim neden mi yapılır? Halka demokrasiye
<#comment>#comment>Cumhuriyet’i kuran kadrolar ekonomi bildikleri iddiasında değildiler. Ama asla bugünkü ekonomik umutsuzluk ve onursuzluğa düşürmemişlerdi ülkeyi. 1950’den sonra gelen kadrolar (hele hele Özal kadroları) ekonomi alanında adeta birer "allame i cihanödılar. Ülkeyi dibe oturttular...
Okurumuz Cumhur Güzel, dün sözünü ettiğimiz Bilsay Kuruç’un "Cumhuriyet Dönemi Ekonomisi" adlı kitabından bir bölüm göndermiş... 1931’in İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey (Özkan), Türkiye’yi sömürge haline getiren bugünkü aklıevvel liberallere ta o günlerden ders veriyor:
"Eğer bir millet üretim hususunda geri ise teknik güçler hususunda ilerlememiş ise, o memleketin dengesini vücuda getirmeyi uluslararası piyasanın düzenleyişine terk etmek, o memleketin yıkılışına göz yummak olur. Her sene bilanço açığını milletin öteden beri toplamış ve asırlardan beri biriktirmiş olduğu menkul kıymetlerle ödemek mecburiyetine düşer. Açık, senelerce devam ettiği takdirde memleket dahilinde süsler ve değerli eşyalardan, ev ağırlıklarından başlayarak, nihayet o memleketin şimendiferlerinin, bankalarının, ticari ve sınai teşebbüslerinin, arazinin yabancılara geçmesine kadar varabilir."
Seçi
Sözü edilen yıllar Dünya Ekonomik Krizi ve İkinci Dünya Savaşı yıllarıdır...Bilsay Kuruç "Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi" (Bilgi Yayınevi) adlı kitabında anlatılır... Dünyayı kasıp kavuran krize rağmen Türkiye o yıllarda bir yandan Osmanlının devrettiği borçları temizlemenin, bir yandan millileştirmelerin, bir yandan temel sanayii kurmanın seferberliği içindedir. O döneme ilişkin rakamları Ekrem Pakdemirlinin yazdığı "Ekonomimizin 1923ten 1990a Sayısal Görünümü" (Milliyet Yayınları) adlı kitapta bulabilirsiniz...1923 - 38 yılları arasında yıllık ortalama kalkınma yüzde 7.4 olmuştur... Menderes dönemi olan 1950 - 60ta bu oran yüzde 6.7, Demirel döneminde yüzde 5.6, Özal döneminde yüzde 4.7dir...Atatürk yönetimindeki on beş yıllık dönemde fiyatlar her yıl ortalama yüzde 2 düşmüştür... Böyle bir şeyi Cumhuriyet tarihi bir daha yaşamamıştır... Bütçelerin açık vermediği, ihracatın ithalatı geçtiği mutlu yıllar da sadece Atatürk döneminde yer almıştır... Genç nesil bu gerçeklere sahip çıkmalıdır.* Liberal Parti Başkanı Besim Tibuk geçenlerde CNN Televizyonunda Demokrat Parti dönemini överken, 1930 - 50 yılları ekonomisini mahkûm etti. Karşısında oturan ve onunla röportaj yapan yazar da
<#comment>#comment>Liberal Parti Başkanı Besim Tibuk geçenlerde CNN Televizyonunda Demokrat Parti dönemini överken, 1930 - 50 yılları ekonomisini mahkûm etti. Karşısında oturan ve onunla röportaj yapan yazar da bu görüşe katıldı. Cumhuriyet’e birlikte gol attılar.
Sözü edilen yıllar Dünya Ekonomik Krizi ve İkinci Dünya Savaşı yıllarıdır...
Bilsay Kuruç "Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi" (Bilgi Yayınevi) adlı kitabında anlatılır... Dünyayı kasıp kavuran krize rağmen Türkiye o yıllarda bir yandan Osmanlı’nın devrettiği borçları temizlemenin, bir yandan millileştirmelerin, bir yandan temel sanayii kurmanın seferberliği içindedir.
O döneme ilişkin rakamları Ekrem Pakdemirli’nin yazdığı "Ekonomimizin 1923’ten 1990’a Sayısal Görünümü" (Milliyet Yayınları) adlı kitapta bulabilirsiniz...
1923 - 38 yılları arasında yıllık ortalama kalkınma yüzde 7.4 olmuştur... Menderes dönemi olan 1950 - 60’ta bu oran yüzde 6.7, Demirel döneminde yüzde 5.6, Özal döneminde yüzde 4.7’dir...
Atatürk yönetimindeki on beş yıllık dönemde fiyatlar her yıl ortalama yüzde 2 düşmüştür... Böyle bir şeyi Cumhuriyet tarihi bir daha yaşamamıştır... Bütçelerin açık vermediği, ihracatın ithalatı
İsmet Paşa bir gün İhsan Sabri Çağlayangile nasihat veriyor:- Sana bir nasihat vereyim; bir karar alacaksan bir 24 saat düşün, sonra al... Kararı aldıktan sonra da hemen uygulama. Üzerinden bir 24 saat geçsin, bir kere daha gözden geçir, ondan sonra uygula...İhsan Sabri Çağlayangil bu nasihatin dayanağını anlamaya çalışırken İnönü ekliyor:- Ben İkinci Dünya Savaşına girmekten bu sayede kurtuldum...***Washingtondan Tokyoya, Romadan Sydneye Batının önemli merkezleri pazar günü Irak Savaşına karşı mitinglerle sarsıldı. Yüz binler yürüdü. Batı dünyasının insanları petrol uğruna milyonlarca masum insanın kanına girecek bir savaşa karşı vicdan cephesi oluşturuyor... Bu savaştan zararlı çıkacağı kesin olan ülkemizin siyasetçileri ise Bushun desteğini almak uğruna asrın cinayetine çanak tutuyor. Koltuk söz konusu olunca karar almak için 24 saniye bile düşündüklerini söylemek zor... Altan Öymenin "Bir Dönem Bir Çocuk" adlı kitabı iki haftada ikinci baskıyı tüketmiş, üçüncü baskıya girmiş. 600 sayfalık göz korkutan hacmine rağmen su gibi okunan, popüler bir tarih kitabı yazmış Altan Öymen... Sürekli çekelenen Cumhuriyet geçmişimize belgelerle ışık tutuyor, gerçek devlet adamlarının
<#comment>#comment>Altan Öymen’in "Bir Dönem Bir Çocuk" adlı kitabı iki haftada ikinci baskıyı tüketmiş, üçüncü baskıya girmiş. 600 sayfalık göz korkutan hacmine rağmen su gibi okunan, popüler bir tarih kitabı yazmış Altan Öymen... Sürekli çekelenen Cumhuriyet geçmişimize belgelerle ışık tutuyor, gerçek devlet adamlarının yaşamlarından çizgiler aktarıyor...
İsmet Paşa bir gün İhsan Sabri Çağlayangil’e nasihat veriyor:
- Sana bir nasihat vereyim; bir karar alacaksan bir 24 saat düşün, sonra al... Kararı aldıktan sonra da hemen uygulama. Üzerinden bir 24 saat geçsin, bir kere daha gözden geçir, ondan sonra uygula...
İhsan Sabri Çağlayangil bu nasihatin dayanağını anlamaya çalışırken İnönü ekliyor:
- Ben İkinci Dünya Savaşı’na girmekten bu sayede kurtuldum...
***
Yolsuzlukların bu oturumda gündeme geleceği belliydi. Ne var ki Deniz Bey dersini çalışmamıştı. Erdoğan hakkındaki yolsuzluk iddialarını gereği gibi masaya yatıramadı. Böylece Erdoğanı adeta "ibra" etti...Erdoğan da İş Bankası konusunun üzerine fazla gitmedi. Her haliyle seçim sonrasında kendisini siyasete sokacak Anayasa değişikliği için Deniz Beye çiçek atıyor gibiydi...Bir de simit satma yarışı başladı ki.. Evlere şenlik...- Ben mahalle arasında simit sattım...- Ben Ali Ustanın simidini satardım...Deniz Baykal nedense "Siz simit satarken ben üniversitede doktora yapıyordum, ders veriyordum" gibisinden bir nitelik farkı yaratmayı akıl edemedi.İki liderin dün akşamki oturum sonrasında en büyük kazancı diğer partileri klasman dışı görüntüye sokmaları oldu...Liderlerin kavga etmemesi iyi bir şeydir. Ama bu kadar çetrefil sorunları olan bir ülkede liderlerin tartışacak fikirleri yoksa bu iyi bir şey değildir. Ligde birinciliği ve ikinciliği fazla zahmete girmeden garantilemiş iki takımın ruhsuz ve heyecansız maçını izledik önceki akşam. İdeoloji yok, ilke yok, proje yok.... İddia yok... Dolaysıyla özlü tartışma da yoktu. Bir piyesi en fazla eleştirenler, o piyesi bedava seyredenler