Manda olunca

11 Mayıs 2001


<#comment>Telekom'un satışa çıkarılması Türkiye'ye neler kaybettirecek, neler kazandıracak? Kamuoyu bilmiyor. Çünkü mevzu kamuoyunda tartışılmıyor. Tartışılmasının yararı da yok.
Türkiye "ya bu yasayı çıkaracaksınız ya da çıkracaksınız", çıkmazına sıkıştırıldı.
Yasa çıkmazsa para yok, kriz var.
Bu bağlamda Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün direnişi de safsata...
Kamu ve özel bankaların soyulmasına seyirci daha doğrusu yardımcı olan Üçlü Koalisyon, Telekom, THY, Tekel gibi kuruluşları satılmaya mahkum etti.
Üstelik de satışların daha başındayız. Dışardan yönetilmeye başlayan Türkiye daha neler satacak. Bilmiyoruz. Bush'lar biliyor...

Yazının Devamı

Hiciv sporu...

10 Mayıs 2001


<#comment>Galatasaray maçında Fenerbahçe tribünlerine Namdar Rahmi Karatay'ın ünlü şiirinden esinlenen dizeler asılmış... Günlerdir lacivert gömlek ve sarı kravatla dolaşan ve pek mutlu görünen Sevgili Hasan Pulur'un dün sütununa aldığı dizeler şöyle bitiyordu:
"Üstüne çul vursanız it onu kanat sanırEşeğe gem vurmayın kendini at sanır..."Galatasaraylılar da bu dizeleri kendilerine göre değiştirmiş:
"Üstüne tüy dikseniz kuş onu kanat sanır,Bir defa yem vermeyin, kendini şampiyon sanır..."***Fener - G.Saray maçıyla ilgili şikayetler bitecek gibi değil. Stada gelen G.Saray'lı taraftarlar iki saat kapıda bekletilmiş. Stad içinde tuvaletleri kilitli bulmuşlar. Su bile satılmıyormuş. Bu arada tribünlerden "Öleceksiniz..." yollu anonslar yapılıyor seyirci "a..a..göreceksiniz" diye tempo tutuyormuş. Gözlemciler ne bunları ne tribünlerden yağan maddeleri görmemiş..
Sadece onlar olsa iyi.. TRT'deki spor programında anlı şanlı spor yazarları da üç maymunları oynuyordu geçen akşam. Bırakın çakmakları sahaya atılan koca koca su şişelerini bile görmemişlerdi. Artık neyi gördülerse...
Eyyamcı Federasyon 500

Yazının Devamı

Satranç da ne?

9 Mayıs 2001


<#comment>Satrançtan tasarruf olur mu? Eğer sözkonusu ülke Türkiye ise olur, nitekim oldu ve bu yıl yapılması planlanan Üniversitelerarası Satranç Şampiyonası iptal edildi. Peki, sebep?
Üniversiteler Federasyonu Genel Sekteri Nihat Doker sebebi şöyle açıklıyor:
"Başbakanlık'tan gelen 'Tasarruf Genelgesi' nedeniyle pekçok federasyon gibi bizim federasyonumuz da bazı yarışmaları, şampiyonaları iptal etmek zorunda kaldı. Geçmiş yıllarda hentbol, satranç, okçuluk, boks, kürek, kayak, dağcılık vs. gibi branşlarda şampiyonalar düzenlerdik. Bu yıl "Tasarruf Genelgesi" gelince yukarıda saydığım branşlardan hentbol hariç diğer bütün müsabakaları iptal ettik. "
Üniversite oyunlarına 2500 genç katılacakmış... Toplam masrafı 64 milyar lira imiş... Bu paradan tasarruf edilmiş.
Bu kadarcık para için üniversite gençlerinin yılda bir kez biraraya gelip spor etkinliklerinde kaynaşması önleniyor.
Devlet, bu kadarcık parayı tasarruf edeceğim diye, ders yılı başında gençlere verdiği sözü tutmuyor.

Yazının Devamı

Doğru yanıtlar

8 Mayıs 2001


<#comment>Geçen pazar günü yayınladığımız bilmecenin doğru yanıtları şöyle:
1)Yarışı Andersson kazanır... 2) X ve Y yapışık ikizlerdir...3) Ortaya yakın bir yerde, boru kibrit vb. ile ısıtılır. Isınan suyun aktığı yönde boru da ısınacağı için boruya dokunularak yön bulunur... 4) A yalancı, B doğrucu, C ise yalancıdır.5) Kız siyah saçlı, erkek ise sarı saçlıdır. (ikisi birden yalan söylüyor).6) 90 dakika. (12:15'ten 1:45'e kadar geçen süre. Eğer arka arkaya 7 defa bir kez çalan gong sesi duyarsanız saati anlamanız için yeni bir gong beklemenize gerek yok, çünkü ilk çalacak olan gong, saat 2'nin ilk gongu olacaktır.)
Doğru yanıtları dolaysıyla Volkan Doda, Aydın Göçer, İsmail Bilgin, Sinan Özdil, Orhan Buluç, Gülşah Kotil, Engin Oruç, Sezgin Sucu, Hasan Otu ve Cengiz Eremektar'a teşekkürle...

Haber gazetelerde "Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesinde çocukları yağmur duasına götüren minibüs devrildi, 2 çocuk öldü" başlığıyla yayınlanmıştı. Yozgat Valisi Hüseyin Önal , bir açıklama göndererek Boğazlıyan İlçesi Gazipaşa İlkokulundaki öğrencilerin yağmur duasına değil ağaç dikme törenine gitmekte olduklarını bildirdi. Sayın Vali, kazanın oluştuğu mekanda köylülerin

Yazının Devamı

Metin Yazır...

6 Mayıs 2001


<#comment>OECD'deki dostumuz Mehmet Öğütçü dün Paris'ten şu notu göndermiş:
"Fransız dostlarım bizi geçen akşam Seine Nehri üzerinde büyük bir gemide tango dans partisine davet ettiler. Son derece nezih bir gruptu. Arjantin, İtalyan, Fransız, İngiliz ve Amerikalı konukların çoğu tango meraklısı idiler.
Gecenin beni hem çok şaşırtan hem de sevindiren yönü hepsinin "guru"su olan tango hocasının bir Türk çıkması oldu: Metin Yazır.Yozgat'ın bir köyünde çobanken yedi yaşında Almanya'ya gitmiş. Araba hırsızlığından sokak serseriliğine kadar her şeyi denemiş. Taa ki "Paris'te Son Tango" filmini seyredene kadar. Ve tangocu olmaya karar vermiş. Çok çalışmış. Şimdi "Tangonun anavatanı Arjantin, yavruvatanı Türkiye" dedirtecek bir şöhrete sahip. Dört günden fazla bir ülkede kalamıyor. ABD'de, Almanya, İtalya ve Fransa'da dans okullarında ders veriyor. Kadınların gösterdiği ilgiye ve tango performansına tanık oldum. Çok etkileyici idi.
Hele hele Onur Mete'nin "Günlerden Yaz" parçası eşliğinde üç kadın danscı ile aynı anda figürlerini sergilemeye başladığında koltuklarımız kabardı. Gözlerim daldı. Galiba tanıtım için yüzmilyonlarca dolar döküp sicilimizi temiz

Yazının Devamı

Eller doğru yere

5 Mayıs 2001


<#comment>Romanya'nın önde gelen gazetelerinden Adevarul'da yayımlanıp dün Reuters Ajansı tarafından dünyaya duyurulan şu küçük habere bir göz atalım:
"Rumen Kültür Bakanlığı bünyesinde 'pornografik yayınların kontrol altına alınması' ile ilgili yeni yasa çalışmasını yürüten bürokrat Ion Antonescu ve Devlet Başkanı Danışmanı Eugene Mihaescu, bir striptiz yıldızıyla alem yaparken basıldılar... Antonescu istifa etti. Henüz istifa etmeyen, hakkında herhangi bir cezai işlem de yapılmayan Başkan Danışmanı Mihaescu ise şöyle konuştu:
- En küçük bir pişmanlık duymuyorum. Romanya'nın kafa yoracak çok daha ciddi meseleleri var... Rüşvet ve yolsuzluk gibi... Sorarım size, hangisi daha kötü: Ellerimi tanrının yarattığı en muhteşem varlık olan kadının göğsüne uzatmam mı?.. Yoksa... Devlet kesesine uzatmam mı?..
***
El uzatacak yeri seçerken keşke bizimkiler de aynı titizliği gösterse...

Yazının Devamı

Mavi bulutlar...

4 Mayıs 2001


<#comment>Bu sütunda "Dalton Biraderler Moskova" da başlığı ile 1999 yılında yayınlanan fotoğrafı okurlarımız anımsayacaktır. Bir uzun masa... Masanın bir yanında zamanın Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Cumhur Ersümer... Bakanlık görevi olmayan Mesut Yılmaz... İşadamı Şarık Tara... Moskova Büyükelçimiz Nabi Şensoy... Mesut Yılmaz'ın biraderi Turgut Yılmaz, işadamı Erdal Aksoy sıralanıyordu. Karşı tarafta Moskova Belediye Başkanı Lujkov ile Gazprom Başkanı Çernomyrdin... Acaba bu toplantıda ne görüşüldü? Ne pişirildi?
Bu soru iki yıldır yanıtsız... Dün Fatih Altaylı fotoğraf konusunda Turgut Yılmaz'ın kendisine gönderdiği şu açıklamayı yayınladı:
- Haberiniz ve eldeki resminiz Nazlı Ilıcak mahreçlidir. Bu iddia Nazlı Ilıcak'ın iddiasıdır ve tabii ki de yalandır ve olay mahkeme safhasındadır...
Açıklama görüldüğü gibi hiçbir şeyi açıklamıyor.
Bakalım "Mavi Akım" la ilgili DGM soruşturması fotoğrafa açıklık getirecek mi?
Diye meraklanırken Mavi Akım dosyası Nuh Mete Yüksel'in elinden alınıyor.

Yazının Devamı

Cazdan bize ne?

3 Mayıs 2001


<#comment>Macaristan'ın ünlü caz pianisti Karoly Binder önümüzdeki hafta başında 2 konser vermek üzere Ankara'ya geliyor. Aynı zamanda Franz Lizst Müzik Üniversitesi Caz Bölümü Başkanı olan Binder, 800'den fazla konser vermiş, 100'den fazla bestenin sahibi dünya çapında bir isim.
Karoly Binder Ankara'da ilk konseri 7 Mayıs'ta Hasanoğlan Köyünde verecek. Köydeki "Sanat Bayramı" nı süsleyecek.

İkinci konseri 9 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı Konser Salonunda.
Karoly Binder'in konser masraflarını Macar asıllı işadamı Zoltan Boronkay karşılamış. Konser organizasyonunu Ankara'daki Macar Büyükelçiliği yapıyor. Elçilik mecburen bilet satışına da yardımcı oluyor. Elçilik tercümanı ODTÜ, Hacettepe gibi üniversitelere giderek öğrencilere bilet satıyor.
Bu arada tabii Ankara Devlet Konservatuarı öğrencilerine de bilet satmayı (1,5 milyon lira tanesi) düşünmüşler. Elçilik Müsteşarı Janos Kollar, Konservatuar Müdürü Ali Doğan'a telefon açarak okula konser afişinin asılması ve afişin altında birkaç saat öğrencilere bilet satılması için izin istemiş. Fakat:

Yazının Devamı