<#comment>#comment>Viyana'da yaşayan okurumuz Ahmet Tarhan diyor ki:
- Avusturya Devlet Televizyonu ORF 1 ve ORF 2 tarafından tüm gece bültenlerinde Swissotel baskınıyla ilgili haber tekrar tekrar verildi. Türkiye'nin tamamen riskli bir ülke olduğu bildirilirken, Avusturya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ekrana çıkarak Türkiye'ye gitmek isteyen Avusturya vatandaşlarına uyarılarda bulundu...
Diğer pekçok ülkenin televizyonu da dün gece aynı yönde yayın yaptı...
Adına "Çeçen direnişçi" denilen, çoğu Türk uyruklu bu kişilerin yaptığı Avrasya veya Swissotel eyleminin Çeçenistan'a ve Çeçen halkına ne faydası var bilinmez.
Ama Türkiye'yi dünyaya rezil etmekte çok başarılı oldular.
Turizm mevsiminde turizme akıl almaz bir darbe vurdular.
<#comment>#comment>Doğrusu ucunda ödül olmayan ve böylesine zor bir bilmece ile bu kadar çok okurumuzun ilgileneceğini ve soruyu başarıyla çözeceğini hiç tahmin etmezdik. Einstein tarafından düzenlendiği söylenen ve önceki gün sütunumuzda yayınlanan bilmeceğinin doğru yanıtı "Balığı Alman besliyor" idi.
Doğru yanıt veren okurlarımız:
"Sezgin Sucu, Yener Yardım, Hasan Otu, Mete Neptün, Türker Kezert, Uğur Deniz Uyutan, Gamze Şahin (17 yaşında), Emel Zengin, Evrim İskir, Nihan Soyugenç, Umut Esen, Ulaş Cıngıl, Ergun Kaya, Rübab Erşen, Özgün Özkan, Ceren, Ari Çakaroğlu, Caner Demir, Volkan Doda, Dilek Özgün, Baat İlter, Erol Uyar, Doğu Sarı, Suat Güneştay, Gökhan Sesişen, Fulya Ulusoy, Sinan Özdil, Oğuz Çakır, Neslihan Tuğcu, Kemal İşsezer, Esra Panayırcı, Aydın Göçer, Bahadır Ürkmez, Murat Taylan, Esin Dişçi, Hasan Ali Kaplan, Akın Yazgaç (15 yaşında), Samim Türker, Gülşah Kotil, Mustafa Oral (13 yaşında), Yeşim Kürkçüoğlu, M. H. Özdeş, Hatice Hanım, Selçuk Çoban, Osman Uyanık, İhsan Akçaer, Eren Karamustafa (13 yaşında)..."
Bu değerli, zeki ve yetenekli okurlarımızı candan kutlarız.
İnternette "www.mailgazete.com" anket yapmış: - Banka hortumlamak için
<#comment>#comment>Bu sınav Einstein tarafından hazırlanmış. Dünyadaki insanların ancak yüzde 2 sinin çözebileceği hesaplanmış.
Bir deneyin isterseniz .
Kurallar :
1) 5 Farklı renkte 5 ev var
2) Her evde farklı ülkeden 5 kişi oturuyor
3) Herkes farklı marka sigara , farklı marka içki ve farklı hayvan besliyor
<#comment>#comment>Tuhaf bir durum var ortada... Kemal Derviş İMF'nin ve ABD'nin tavsiyesi ile bakan yapıldığı halde yıllardır kapitalizme ve emperyalizme karşı çıkmış sol çevreler onu destekliyor... Bu çelişki sorulduğunda bir dostumuz dedi ki dün:
- Tabii Kemal Derviş'i destekliyorum. Çünkü onun kuyusunu kazmaya çalışan siyaset erbabı çok daha tehlikeli Türkiye için. Amerika Türkiye'den alacaklarını kurtarmak için Türkiye'yi hiç olmazsa ölmeyecek kadar yaşatmayı düşünür. İçerdeki vurguncular ve onların iktidardaki temsilcileri ise Türkiye'yi değil tamamen kendilerini düşünüyor. Dikkat edin ülke uçurumun kenarına gelmiş bunlar hala koltuğu kurtarmanın peşinde. Mecburen onlara karşı Derviş'i destekliyorum...
0,0000008340... Ne midir bu? 1 TL’nin dolar karşılığı.
Melih Pekdemir, "Meğer" adlı kitabında anlatıyor:
"12 Mart sonrası günlerdi. Ecevit geçmişe sünger çekme edebiyatıyla iktidara talipti. Necatibey'de bir sinema salonunda TTSİP'in düzenlediği bir toplantıda Can Yücel şöyle demişti:
<#comment>#comment>Emniyet teşkilatı "polis balıkadam" ihtiyacı duyuyor. Balıkadam yetiştirilmesi için 31 mart 6 nisan tarihleri arasında sınav düzenlendi. Sınavı geçenler kursa katılarak balıkadam olacaklar. Sınavda 250 metre serbest, 50 metre sırtüstü yüzme, 5 metreye dalış, 3 bin metre koşu, erkekler 40 bayanlar 30 kez mekik çekmek vs. gibi hareketler yaptırılacak, adaylar sıkı bir fizik performans yarışından geçirilecekti. Sonra ne mi oldu? Bunların hiçbiri yaptırılmadı. Adaylar gruplar halinde suya sokulup birkaç metre yüzdürüldü; sonra kimlik kontrolu bile yapılmadan salıverildi.
Katılımcılar sınavın neden bu şekilde yapıldığını merak ediyor?
Eğer bilgi lütfedilirse duyuracağız.
Kara para, kayıt dışı para, silah komisyonu, eroin parası, havadan para, hortumdan para, rüşvet, ihale vurgunu... Dengelerini bu kirli ekonomi üzerine inşa etmiş "siyasi yapı" ile ülkede siyasi ve ekonomik reform yapılabilir mi? Bu yapı kendi çıkarını bırakır Türkiye'nin çıkarı için parmağını oynatır mı?
Yoksa her türlü krizi mi tercih eder? Üzerinde düşünelim...
<#comment>#comment>Kemal Derviş şortlu sabah turunda halkın elini sıkmış, şoförlerle sohbet etmiş. Söz arasında şoför arkadaş demiş ki:
- Yıllardır bu işin içindeyiz, hiç bu kadar perişan olmadık...
Kemal Derviş'in yanıtı:
- İki üç ay daha sabredeceksiniz....Sayın Derviş aynen böyle söylemişse bu sözü "Artık doğrular söylenecek" parolasıyla çelişmiyor mu?
Şoförlerin (ve cümle emekçilerin) iki üç ay sonra düze çıkacağına ilişkin hangi umut var ortada?
Emekçilerin falında sadece uzun ve sıkıntılı bir yol göründüğünü en iyi Derviş biliyor.
<#comment>#comment>Madem bugünlerde herkes Galatasaray'ı örnek gösteriyor. Kemal Derviş dahil herkes başarı için Galatasaray'ı örnek alıyor. "Oldu olacak kabineyi de Galatasaray oluştursun" demiş Murat Taylan ve yeni Hükümet'i şöyle kurmuş:
Lucescu: Başbakan ( Yabancı olmasına bakmayın bu ülke ne başbakanlar gördü)
Hagi: Başbakan Yardımcısı ( Lucescu'nun Özkan'ı)
Bülent: İçişleri Bakanı ( Ne de olsa kaptan)
Jardel: Ekonomiden sorumlu bakan ( Maksat gol atmaksa ondan iyisi yok)
Fatih : Ulaştırma bakanı ( Real maçında sağ kanadı otobana çevirdi de)
<#comment>#comment>İMF Başkanı Köhler, Bülent Bey'e telefon açıp soruyor:
- Derviş'in programını destekliyor musunuz?
Eğer bu program Türk Hükümeti'nin programı olsa İMF Başkanı:
- Destekliyor musunuz?diye sorar mı... Mahçup olmasa şunu da soracak:
- Acaba MHP'li bakanlar da destekliyor mu?Malum MHP'li bakanlara ne Başbakan Ecevit ne Bahçeli söz geçirebiliyor. Onlar ayrı birer federasyon!
İMF Başkanı'nın aklından başka sorular da geçiyor olmalı. Mesela: