Haciz dramı...

12 Nisan 2001


<#comment>Telefondaki hanım yaşadığı dramı anlatırken gözyaşlarını tutamıyor..
Geçen yaz kızını evlendirirken Bakırköy'deki "Sevilmiş" mağazasından bir buzdolabı ile çamaşır makinası satınalmış. Borca girmiş. Ancak taksitleri ödemeyi becerememiş. Bunun üzerine olan olmuş. Evindeki eşyaya haciz gelmiş.
Kullandığı televizyon, çamaşır makinası, buzdolabı ile oğlunun borç harç alınan bilgisayarını haciz memurları alıp götürmüş.
Ne var ki bu malların satışından istenen para toplanamamış.
Gerisini şöyle anlatıyor:
- Bugüne dek 750 milyon lira ödedim. 1 milyar lira daha ödememi istiyorlar. bu parayı bulamıyorum. Bu yüzden hakkımda 10 gün hapis cezası verildi. Her an polisce alınıp hapse götürülmeyi bekliyorum. Ne olur yardım edin...

Yazının Devamı

Bu ne tesadüf Gazi Bey?

11 Nisan 2001


<#comment>Ne şehittir ne gazi, devalüsyon sonucu yılların birikimleri bir gecede oldu niyazi... Merkez Bankası Başkan Gazi Erçel başta olmak üzere yetkililerin "dolar kuru değişmeyecek" sözüne inanıp paralarını TL mevduatında tutan tüm yurttaşlar son 50 günde, yüzde 50 fakirleştiler. Senelerin birikimi bir gecede yüzde 50 eridi.
Uluslararası para simsarları ile Ecevit, Bahçeli, Yılmaz üçlüsünün ortak prodüksiyonu sonucu halkın hem geçmiş, hem gelecek yılları çalındı.
Bir ülkenin böylesi iflasa sürüklenmesi ne tesadüf, ne aymazlık, ne bilgisizlikle açıklanabilir.
Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz koltuk uğruna, ülkenin uluslararası para çetelerince soyulmasına göz yumdular. Hatta destek oldular.
Bu süreçte Gazi Erçel'in bir büyük marifeti ortaya çıktı.
Gazi Bey'in Halk Bankası'ndaki 52 milyarlık mevduatı devalüsyondan üç gün önce dolara çevrilmiş. Hem de tesadüfen ve ondan habersiz! Böylece Gazi Bey'in TL mevduatı "niyazi" olmaktan kurtulmuş. Dolar olmuş. Ne inandırıcı ve mutlu bir tesadüf diyeceksiniz! Haklısınız...

Yazının Devamı

Hortuma perde!

10 Nisan 2001


<#comment>Kimi bakanlar dün makam araçlarını bırakıp küçük araçlara binmişler. "Şov" yapmışlar... Padişah Abdülmecit döneminde de Hazine'nin dibi görününce Sadrazam ve vekiller beş çifte kayıkları bırakıp üç çifte kayıklara binmişler. Birkaç gün sonra beş çifteye dönmüşler...
Bırakalım numarayı... Gerçeğe bakalım...
Sadece Etibank'ta batan para 438 milyon dolar...
Buna karşılık İçişleri Bakanlığı bütçesi 255 milyon dolar... Kültür Bakanlığı 158 milyon, Bayındırlık 188, Enerji 59 milyon dolar... Birkaç bakanlığı ortadan kaldırsanız bir tek bankada hortumlanan parayı karşılayamazsınız.
Bunlarla vakit geçirecek yerde şu hortumculardan götürdükleri parayı geri almaya çalışsanız... Neden aklınıza bu gelmiyor?

Yazının Devamı

Hesapta yoktu

8 Nisan 2001


<#comment>Posta yazarı arkadaşımız Ömer Tarkan, dün, Siyasal'dan öğrenci arkadaşlarıyla sohbet ediyordu, bir ara;
-Hatırlar mısınız arkadaşlar dedi, öğrenciliğimizde devrim kırlardan mı başlayacak yoksa şehirlerden mi, köylü öncülüğünde mi olacak işçi öncülüğünde mi diye gece gündüz tartışırdık. Esnaf öncülüğünde olacağı hiç ama hiç aklımıza gelmemişti...
Arkadaşları teselli etti:
- Hiç üzülme.. Karl Marx'ın aklına da gelmemişti...

İran'ın unutulmaz şairlerinden Şirazlı Sadi'nin yaklaşık 800 yıl önce yazdıkları bugün de canlı ve geçerlidir. Sadi, Gülistan'da der ki:

Yazının Devamı

İstikrar marşı

7 Nisan 2001


<#comment>Korkma; bitmez bu hazineleri hep çalsak
Sönmeden asgari ücretlideki en son ocak
O benim milletimin kerizidir, parlayacak
O benimdir, o benim, rantiyemindir ancak.
***
Çatma, kurban olayım, çehreni ey zavallı hilal

Yazının Devamı

Felaketin gelişi

6 Nisan 2001


<#comment>Kitabın adı "Bırakınız Yapsınlar Bırakınız Geçsinler"... Alt başlığı "Türkiye ekonomisi 1980 - 1985"... Kitapta 10 yazar; Tuncay Artun, Bilsay Kuruç, Yılmaz Akyüz,Oktar Türel, Taner Berksoy, Şükran Ketenci, Mete Törüner, Ercan Akarakaş, Koktu Boratav ve Ergun Türkcan, 1980 - 85 yılları arasını, Özal'ın ilk beş yılını değerlendiriyorlar.
Yazarların en çok dikkatini çeken Türkiye'nin hızlı borçlanması oluyor.
Türkiye'nin 1979 sonunda dış borcu 13,9 milyar dolardır.
80 - 84 yılları arasındaki beş yılda Türkiye 4,5 milyar dolar dış borç ödemiştir
Bu durumda borcumuzun 9 milyar dolara düşmesi lazım
Ama öyle olmamış... Dış borç 19,8 milyar dolara yükselmiştir.

Yazının Devamı

Affı şahane...

5 Nisan 2001


<#comment>Bülent Ecevit iç kaynak sorununu çözmek için gecekondu affı öneriyor...
Kaçak gecekondular belli bir bedel karşılığında affedilecek.
Gecekonduda oturan bir şoför arkadaşa projeyle ilgili düşüncesini sorduk:
- Arsanın parasını zamanında mafyaya ödedik, dedi, zaten belediye de rüşvetini aldı bizim gecekonduyu kaçak olmaktan çıkardı... Daha ne parası alacaklar?
Bülent Ecevit'in dahiyane projesine bir katkı da Prof. Onur Kumbaracıbaşı'ndan geldi...
Onur Hoca:

Yazının Devamı

Günün olayı

4 Nisan 2001


<#comment>Metin Münir'in yazdığı "Sabah Olayı" adlı kitap Bilgin ailesi ve Sabah Gazetesi'nin serüvenini akıcı bir dille anlatır. Kitabın son satırları şöyledir:
"...Yirmi bin metrekarelik Medya Plaza'da çalışanlar binanın neresinde olurlarsa olsunlar, günün bir saatinde muhakkak, eski şatodan kopamayan tedirgin bir hayalet gibi Medya Plaza'yı günde en aşağı üç beş defa turlayan Dinç Bilgin'le karşılaşıyorlar. işlerin yıllardan beri hep iyi gitmesine rağmen birdenbire iyi gitmeyeceğine dair bir korku vardır içinde hep. Onun için sürekli muhasebeye bakmak, işletmeye bakmak, tiraja bakmak, reklam servisine bakmak, yazı işlerini kolaçan etmek ihtiyacını duyar. Ayrıca bir şeylerin yapılıyor olmakta olmasını seyretmek de hoşuna gidiyor... Bu korku ve keyif onu hep ileri itiyor.
Bazı yolculuklar için söylenebilecek sözler onun hayatını tarif etmek için de geçerlidir: Varılmak istenen yer yolculuğun kendisidir...
****
1994'de basılan kitapta Dinç Bilgin'in "işlerin birdenbire iyi gitmeyeceğine dair" korkusundan söz idilir ama Dinç Bey sonraki yıllarda bu korkuyu üzerinden atmış, özel uçaklar, yatlar, katlar derken hayli

Yazının Devamı