GAP devredildi

14 Şubat 2001


<#comment>Başbakanlık ATA ve Cumhurbaşkanlığı GAP uçağının bakım ve onarımının THY tarafından yapıldığını, THY'nin GAP için yılda yarım trilyonu aşkın masraf yaptığını yazmış... ABD'de Başkan'ın uçağının bakım ve onarımının ABD Hava Kuvvetleri'nce yapıldığını anımsatmış... GAP ve ATA'nın Türk Hava Kuvvetleri'ne devredilmesinin yerinde olacağını kaydetmiştik.
Cumhurbaşkanlığı konu üzerinde durmuş. İşlemler tamamlanmış. GAP uçağı geçen hafta sonunda Hava Kuvvetleri'ne devredilmiş... Ne var ki ATA uçağı hala THY'nin üzerinde. Uçuş koordinasyonu ve tasarruf sağlanması açısından ATA'nın da Hava Kuvvetleri'ne devri şart. Başbakanlığın dikkatine...

Teleon'un naklen maç yayınını durdurması sonucu mağdur duruma düşen dekoder sahiplerinden Zekeriya Alkış, Bursa Osmangazi "Hakem Heyeti"ne başvurmuş. Konuyu inceleyen "Hakem Heyeti" Teleon'un dekoderi geri almasına ve maç nakletmediği süre için aldığı üyelik parasını iade etmesine karar vermiş.
Bursa Tüketicileri Koruma Derneği Başkanı Necati Yentürk dedi ki:
- Ülkemizde her ilçede kaymakamlığa bağlı bir "Hakem Heyeti" vardır. Mağdurlar doğrudan tüketici mahkemelerine başvurabilecekleri gibi önce "Hakem Heyeti"ne

Yazının Devamı

Yürüyen parti

13 Şubat 2001


<#comment>CHP'de sokağa dökülmeler başladı. Pazar günü Taksim'de görevden alınan il ve ilçe yöneticileri yürüyüş yaptı. Diğer illerden "Ankara'ya yürüyeceğiz" sesleri geliyor. Bu illerden biri Bursa... Geçen hafta sonu görevden alınan Bursa İl Başkanı Kemal Ekinci ile konuşuyoruz:
- Görevden alınma gerekçeniz nedir?
- Gerekçe olarak basına asılsız haberler verdiğimizi öne sürüyorlar...
- Mesela?
- Genel Başkan'dan randevu istemiştik. Vermediler. Baykal yanlıları bizi küçük düşürmek için Genel Başkan'ın bize randevu vermediğini yerel basına sızdırdılar. Genel Merkez hiçbir soruşturma yapmadan bu haberi bizim sızdırdığımız iddiasıyla görevden aldı.
Baykal yönetimi 30'dan fazla il 100 dolayında ilçe yönetimini yukardaki türden komik sebeplerle lağvetti. Yaklaşık 2500 seçilmiş yönetici görevden alındı. Yerlerine sahte üye yazımı yapacak ve örgütü Baykal açısından dikensiz gül bahçesine çevirecek yetenekte kişiler atadı.

Yazının Devamı

"Sonra yol olur"

11 Şubat 2001


<#comment>İki babacan kedi yanyana yatmış sohbet ediyorlar... O arada minik bir fare bunlardan birinin bıyıklarının altından koşa koşa geçmiş.. Dönüşte aynı yerden yine koşa koşa geçerken babacan kedi pençeyi yapıştırdığı gibi yavru fareyi cansız yere sermiş. Arkadaşı sormuş:
- Neden öldürdün hayvanı? Ne olur bıyığının altından geçse?
- Yol olurdu, demiş babacan kedi...
Bizim kimi devlet adamlarında bu kadar basiret yoktur...
Nice kepazelik onların aymazlığı yüzünden "yol" oldu yakın tarihimizde...
Kimileri için de mazeret...

Yazının Devamı

Piyano zamanı (2)

10 Şubat 2001


<#comment>Mudanya'dan Emir Doğan Savaş'ın notuna dün yer vermiştik... Bugün okullarına yakıt parası gönderemeyen devletin, İkinci Dünya Savaşı yıllarında onca yokluğa rağmen Anadolu'daki okullara "piyano" gönderdiğini anımsatıyor, o piyanoların sonraki yıllarda (kendi bitirdiği Şükrü Çavuş İlkokulu'nda olduğu gibi) çürümeye terkedildiğini söylüyordu.
Dün de Kocaeli'den Sefer Debreli aradı:
- İzmit Ulugazi İlkokulu'nu 1952'de bitirdim. Okulumuzu Atatürk kurmuş. Onun armağanı bir kuyruklu piyanomuz vardı. Şimdi hurdalıkta...
İstanbul'dan Dr. Fikret Altan telefonda:
- Babaannem Melahat Kunter, Samsun'da 5 yaşında piyano öğrenimine başlamış. Dev bir kuyruklu piyanosu varmış. 1965'te İstanbul'a gelirken taşıma güçlüğü nedeniyle Samsun Kız Meslek Lisesi'ne bağışlıyorlar. 1987'de Samsun'da askerliğimi yaparken bu liseye de uğradım: "Piyano ne halde? Göreyim" diye.. Bir bacağı kopmuş, bir köşeye atılmış, perişan vaziyetteydi.
***

Yazının Devamı

Piyano zamanı

9 Şubat 2001


<#comment>Mudanya'dan Emir Doğan Savaş anlatıyor:
- Geçenlerde yıllar önce okuduğum ilkokulumun koruma derneğinden iki öğretmen
beni ziyarete geldi. Sorunlarını anlattılar, dertleştik. İlginç bir konuya değindiler. Devlet 1940 yılında Mudanya'ya iki, köylerine (Siği ve Tirilye) iki olmak üzere dört ilkokula 4 adet piyano göndermiş. Okullarda tiyatro salonları açmış. Ne yazık ki sonradan bu salonlar kapatılmış, piyanolar tozlanmaya terkedilmiş...
Okurumuz ekliyor:
- En acısı 60 yıl önce İkinci Dünya Savaşı'nın orta yerinde onca yokluğa rağmen okullarına piyano gönderebilen devletin bugün bu okullara yakıt parasını dahi gönderemeyişidir.
Emir Doğan Savaş'ın mektubu üzerine kendisine e mail çekerek sorduk:

Yazının Devamı

Atatürk'e inat

8 Şubat 2001


<#comment>İzmir Barosu Başkanı Avukat Noyan Özkan imzasıyla dün yayınlanan bildiri:
"Bugün gazetelerde yayınlanan habere göre; Nakşibendi şeyhi Esat Coşan'ın Süleymaniye Camii haziresinde toprağa verilmesini öngören Bakanlar Kurulu kararı imzaya açılmıştır.
Anayasanın eşitlik ilkesine, devrim kanunlarına ve defin mevzuatına aykırı olarak ölü bir insana ayrıcalık tanıyan bu kararname girişimini şiddetle kınıyoruz.
Anayasa dışı kararnamenin yürürlüğe girmesinin önlenmesini talep ediyoruz. İzmir Barosu, yasadışı kararname girişimi ile hukuksal platformda mücadele edecektir."
***
Bu satırları okuduktan sonra kafamıza takılan sorular...

Yazının Devamı

Lahanasever...

7 Şubat 2001


<#comment>Gazetelerden birinin lezzet sütununda lahananın faydalarından söz edilirken, Padişah Üçüncü Selim'in de lahanayı çok sevdiği anlatılmış, kanıt olarak onun lahana üzerine yazdığı şiir yayımlanmıştı.
Üçüncü Selim'in "İlhami" takma adıyla yazdığı şiir şöyle:
"Dizilmez yüz bin bir ipliğe, bamya gibi
Arslandır o, arabayla gezer lahana
Hiçbir zevk ve mutluluk anlaşıldı
olmazmış onsuz

Yazının Devamı

Zaten yoktular!

6 Şubat 2001


<#comment>İnternette "eMeclis" adı altında bir grup oluşturuldu. Fatih Sancak adlı girişimci bir arkadaş "TBMM ile halk arasında iletişim köprüsü" kurmak amacıyla başlattı bu etkinliği... 300'ü aşkın milletvekilinin e mail adreslerini bulup zincire koydu... Yaklaşık 5 haftadır internet sahibi yurttaşlar çeşitli konulardaki dertlerini yazıp duruyor. Milletvekillerinden çare, öneri, akıl, fikir, görüş bekliyor...
Fakat ne oluyor biliyor musunuz?
DSP milletvekili Uluç Gürkan ile ANAP milletvekili Emre Kocaoğlu dışında kalan milletvekilleri görderilen dert ve şikayetlere yanıt vermiyor, tartışmalara katılmıyor. TBMM'deki 550 milletvekilinin 548'i vatandaşla ilgilenmek ya da görüşlerini belirtmek için önlerine çıkan bu fırsatı kullanmıyor. Deyim yerindeyse 548 milletvekili yokları oynuyor.
Ne yapalım?
İstersemiz boş durmamak için duruma Attilla İlhan'ın "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular" diye başlayan şiirini uyarlayalım...

Yazının Devamı