Paramızla reklam

21 Mart 2000


İstanbul'da Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı dönemiyle birlikte "gelenek" haline geldi... Ali Müfit Gürtuna da sürdürüyor... Başkanımız, kentin dört yanındaki dev ilan panolarında en yakışıklı pozuyla gülümseyerek kutluyor bayramımızı... Aynı ilanlar gazetelerde de yayımlanıyor...
Başkan bunların parasını cebinden ödese mesele kalmayacak... Çünkü neticede kendi reklamını yapıyor...
Geçen bayram "Eğer bu paralar belediye bütçesinden ödeniyorsa ayıp!" diyerek konu etmiş; belediyeden konuya açıklık getirecek herhangi bir yanıt da alamamıştık.
Bu bayram yine aynı şey oldu... Kentin dört yanı Gürtuna'nın bayramlık posterleriyle kaplandı...
Kampanyayı yürüten reklam ajansının sahibi Ali Aydın Yeliner'e danıştık dün:
- Ali Müfit Bey'in bayram ilanları için şehir genelinde kaç "bilboard"dan yararlanıldı?- 800... Ayrıca 550 "Wall" afiş, Metro'ya 300 afiş, otobüs duraklarına 5000 afiş, deniz otobüsü iskelelerine 100 afiş asıldı. 1000 adet bez afiş kullanıldı, 9 ayrı gazetede ilan yayımlandı.- Kampanyanın parasal bedeli?- 40 bin dolar.- Bu para belediye bütçesindeki hangi

Yazının Devamı

Çocukluğa özlem

12 Mart 2000


       Bu belge ile resmi olarak yetişkinlikten istifa ettiğimi bildiririm. Tekrar 8 yaşın tüm sorumluluklarını kabul etmeye hazırım.
       Yağmur sonrası çamurlu sularda tahta parçası yüzdürmek, kayalarda yürümek istiyorum.
       Çikolatanın paradan daha iyi olduğunu, çünkü daha tatlı ve yenilebilir olduğunu düşünmek istiyorum.
       Sıcak bir yaz gününde bir meşe ağacının gölgesinde oturup arkadaşlarımla limonata satmak istiyorum.
       Hayatın daha basit olduğu zamana dönmek istiyorum.
       Bütün bildiğin; renkler, çarpım tablosu ve ninniler... Ama bu kadar az bilmek seni rahatsız etmiyor, çünkü ne bilmediğini bilmiyorsun ve umurunda da değil.

Yazının Devamı

İran'da Cimbom...

11 Mart 2000


       Bir süre önce İran seçimlerini izlemek üzere Tahran'a giden gazeteci arkadaşımız Ruşen Çakır anlattı.... Galatasaray, İranlı futbolseverler arasında da çok seviliyormuş... Diyor ki Ruşen:        - Tahran'da uydu antenlerle izlenen Türk televizyonlarındaki maç yayınları büyük ilgi görüyor. Türkiye ligindeki bütün maçlar izleniyor da, mesela Fenerbahçe'den bahseden hiç yok İran'da... Taksi şoförleriyle bol bol Galatasaray ve Hakan Şükür muhabbeti yaptık...      Anadolu Ajansı'nın Tahran muhabiri Sami Gürdağ'la konuşuyoruz telefonda. O da benzer şeyler anlatıyor:
       - Evet, Galatasaray İran'da çok seviliyor. Bunda TV'den izlenen başarılarının yanısıra Türkiye'de okuyup dönen İranlıların Galatasaray'a duyduğu sempati de etkili oluyor. Özellikle Hakan Şükür çok seviliyor. Hakan'ı Hertha Berlin'de oynayan İranlı santrafor Ali Daei'ye benzetiyorlar... Ali Daei de İranlı futbolseverin gözünde "Şaban" tiplemesi içindedir, ama çok sevilir... İranlıların Galatasaray'a duyduğu sevginin yanında bir de beklentileri vardır hep... Merak ederler; "Y

Yazının Devamı

Neden 8 Mart?

10 Mart 2000


       Geriye kalan 364 günün herhangi biri değil de neden 8 Mart "Kadınlar Günü"ne ayrılmıştır?.. Elbet o günün bir anlamı var... 1857 yılının 8 Mart günü New York'ta 40 bin kadın "Sekiz saatlik çalışma süresi ve eşit işe eşit ücret" sloganıyla yürümüş, olay sırasında çıkan yangında 100'den fazla kadın işçi yaşamını yitirmiş...
       Kadınlar Günü kadınlara iltifat günü değil, onların hak arama mücadelesini simgeleyen gündür.
       8 Mart günü Türkiye'de kadınlar İstanbul Şişli ve Ankara Sincan'da açık hava mitingleri düzenlediler.
       Dün baktık... Türkiye'nin en çok satan iki gazetesi birinci sayfalarında bu olayı görmezden gelmişti.
       Konya'da 50 kadar kadın coplanmış... Diyarbakır'da yürüyüşe izin verilmemiş... Bergamalı kadınlar şalvarlı oldukları gerekçesiyle Anıtkabir'e alınmamış...
       Bunlar da Kadınlar Günü kutlamalarına ilişkin diğer haberler...

Yazının Devamı

Don istihbaratı!..

9 Mart 2000


       Meclis kulisindeki dünkü sohbetin konusu dönmüş dolaşmış istihbarat örgütlerine gelmişti. Tarihi konulardaki geniş kültürüyle tanınan ANAP İstanbul milletvekili Yılmaz Karakoyunlu, tarihimizdeki en etkili ve yaygın istihbarat örgütünün Padişah Abdülhamit'in kurduğu hafiye teşkilatı olduğunu anımsattıktan sonra, bu teşkilatın zaman zaman ne denli ipe sapa gelmez istihbarat çalışmaları (!) yaptığını da bir örnekle anlattı:
       - Abdülhamit bir gün kafasına esmiş, kendisini korumakla görevli Arnavut muhafızların giydikleri üniformaları değiştirmeye karar vermiş. Kendisine yeni üniformanın ne renk olmasını emrettiği sorulduğunda, hiç düşünmeden, "Pembe renk olmasın da ne olursa olsun!.." diye yanıtlamış... "Niçin pembe olmasın?" diye sorulduğunda da yanıtı çok kısa olmuş:
      "Pembe renkten nefret ederim!.."
       Aradan birkaç gün geçmiş; hafiyelerinden biri, kendisine müthiş bir istihbarat getirmiş:
      - Çok sevdiğiniz yaveriniz Fehim Paşa'nın karısı pembe don giymektedir Hünkarım!

Yazının Devamı

Mal bildirimi (2)

8 Mart 2000


       Başbakanlığın devlet kurumlarına gönderdiği birkaç satırlık bilgi notunda meramını ifadeden aciz kaldığını dün yazmıştık. Olayın büyük karmaşalara yol açtığını dün öğrendik.. Önce olayı annımsayalım...
       Başbakanlık devlet kurumlarına gönderdiği yazılı bilgi notunda devlet memurlarının mal bildirimlerini "Hem yazılı forma, hem diskete yüklemelerini" istemişti. Bunun sebeb - i hikmetini sorduğumuzda ise:
      - Hem form hem diskete gerek yok, ikisinden biri yeterli, demişlerdi...
       Ayrıca başbakanlığın gönderdiği bilgi notunun dili de karmaşıktı.
       Yanlış anlaşılmaya çok müsait idi... O yüzden işler karışmış... Ne mi olmuş?
       İstanbul Üniversitesi'nden bir öğretim üyesinin gönderdiği mektubu okuyalım:

Yazının Devamı

Şahane ihale...

7 Mart 2000


       Ankara'da haftalardır, hatta aylardır helikopter savaşları yaşanıyor... Türkiye 4 milyar dolarlık helikopter ihalesini sonuçlandırdı... Sonuçlandıracak... Amerikan, İtalyan, Alman, Rus, İsrail temsilcileri arasında muazzam bir rekabet sürüyor... Silah tekellerinin temsilcileri Ankara'nın zirvelerini dolaşıyor. Kapalı kapılar ardında ilginç görüşmeler, yoğun kulisler yapılıyor.
       Biz bu arada basit bir soruya takılıp kalıyoruz...
       Daha dün 4 milyar dolar kredi alabilmek için IMF'nin peşinden koşan, çok ağır şartları kabul eden, en küçük yatırımları durduran, yıllık yatırım bütçesi topu topu 2,5 milyar dolar olan Türkiye, 145 helikopter için 4 milyar doları (ilerki yıllara yayılsa bile) hangi kaynaktan sağlayacak?
       PKK ile savaşı topu topu 30 - 40 taarruz helikopteriyle yürütmüş ve Güneydoğu'daki savaş bitmeye yüz tutmuşken, şimdi 145 taarruz helikopteri edinmek hangi ihtiyaç değerlendirmesine dayanmaktadır? Kime taarruz edeceğiz? Bunları bilmediğimiz gibi... Kaynağın nasıl sağlanacağını da çok merak ediyoruz.
&n

Yazının Devamı

Sevgi üstüne...

5 Mart 2000


       Gerçi sarp ve zorludur sevginin yolları. Ama içinize ateş düştü mü, izlemekten geri durmayın.
       Sizi kanatlarının arasına alıp saklamak isterse, karşı koyun.
       Çünkü bilin ki, bir an gelir, o kanatların arasından bir kılıç çekilir ve vurur, inletir sizi.
       Gerçi sözleri düşlerinizi darmadağın edebilir, tıpkı kuzey rüzgarının bahçeleri darmadağın ettiği gibi.
       Ama sizinle konuştuğu zamanlarda, yine de ona inanmamazlık etmeyin.
       Çünkü başınıza tacı oturtacak olan da, sizi çarmıha gerecek olan da sevgidir.

Yazının Devamı