Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Operasyon tam da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yasama, yürütme, yargı organları temsilcilerini topladığı, “usul yasalarına azami özen gösterilmesi” mesajı verilen zirvenin ertesinde yapıldı... Tahminleri pek tutmasa da Mahir Kaynak’ın “Başka operasyon olmayacak” sözü bir ölçüde ciddiye alınmış olmalı... 11. dalga biraz da o yüzden sürpriz oldu. Peki aramalar ve gözaltılarda, Çankaya’dan çıkan mesaja uygun olarak, usül yasalarına özen gösterildi mi? Türk Metal İş Sendikası Başkanı Mustafa Özbek’in götürülürken itelenmemesi dışında pek yenilik gözlenmedi...
Ne demişti İstanbul Barosu geçen dalga sırasında:
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bir suç isnadı ile karşı karşıya olan kişi bakımından ilke, önce ifade için çağrılmasıdır. CMK’nun 145. maddesine göre ifadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır, gelmezse zorla getirileceği bildirilir. Çağrı üzerine gelmeyen şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenebilir. Kanunda, doğrudan gözaltı emri (kararı) şeklinde bir müessese yoktur...”
Operasyon hem bu yasalara uymuyor hem iki başlı görünümünü koruyor. Bir yandan silah ve çete ile bağlantılı olabilecek kişiler yakalanıyor. Bir yandan da iktidar muhalifleri... İkisi birbirine karışıyor veya kasten karıştırılıyor. Demokratların “Suçların üzerine gidilsin ama hukuka da uyulsun” temennileri havada kalıyor. İktidar sözcüleri, başta Başbakan ve Adalet Bakanı olmak üzere “Hukuka uyulsun” çağrılarını savcılara baskı olarak nitelendiriyorlar. Bu yol adalet meydanına çıkar mı? Mümkün mü?

Haberin Devamı

Soru: Abdullah Gül ve çoğu AKP’linin en sevdiği televizyon programı tahminen hangisidir?
Yanıt: “Yemekteyiz”...
Haldun Ertem

Son e - postası...
Verso Danışmanlık Şirketinin Başkanı Dr. Erhan Göksel, biz dahil pek çok gazeteciyi her gün telefon mesajı ve e mail bombardımanına tutar. Son geçtiği e - posta notunda Sky Türk’te kendisiyle yapılan röportajı yollamış. Röportajın bazı başlıkları da şöyle sıralanmış:
- Ergenekon davası Türk halkını ikiye bölmüştür. Bir taraf herkesi suçlu bir taraf ise her şeyi bir AKP komplosu olarak görmektedir.
- Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’e göre, Türkiye’deki en büyük düşmanın Erhan Göksel olduğu ortadadır.
- Ergenekon davasının ek iddianamesi yerel seçimler öncesi ‘Darbe Teşebbüsü’nden gelecek gibi gözüküyor.
- Ergenekon davasının gelişimi kamuoyu açısından gittikçe siyasallaşıyor imajını da birlikte getirmiştir.
- Tutuklanan insanların bir kısmının suçluluğu ile ilgili ciddi endişelerim var.
- Bu davanın seyri, AKP’ye karşı olan güç odaklarını, ABD’de geçmişte yaşanan McCarthy hareketi gibi sindirmiştir.
- Bu davanın 5 yıldan az sürmesi fiziken imkânsızdır. Sanki dava bitmesin isteniyor.

Haberin Devamı

Ekonomik Tetikçi
IMF ile temaslar sürerken bir ekonomik tetikçinin itirafını birlikte okuyalım:
“Biz ekonomik tetikçiler, küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız. Ve bir çok farklı şekilde çalışırız.
Belki de en sık kullanılanı; öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz, petrol gibi. Ardından Dünya Bankası veya onun kardeşi başka bir organizasyondan o ülkeye büyük bir kredi ayarlarız. Fakat para asla gerçekte o ülkeye gitmez. Ülke yerine o ülkede projeler yapan şirketlerimize gider. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar... Bizim şirketlere ilaveten, o ülkede ki birkaç zengin insanın kâr sağlayacağı şeyler... Bunlar toplumun çoğunluğuna yaramaz yine de o insanlar yani bütün ülke bu borcun altına sokulur. Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve bu da planın bir parçasıdır. Geri ödeyemezler. Ardından biz ekonomik tetikçiler gidip onlara deriz ki: Dinleyin, bize bir sürü borcunuz var. Borcu ödeyemiyorsunuz. O zaman petrol şirketlerinizi ucuza satın. Ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin veya askerlerimizi desteklemek için dünyanın bir yerine asker gönderin -Irak gibi- veya bir dahaki BM seçiminde bizimle oy verin. Elektrik şirketlerini özelleştiririz, sularını ve kanalizasyon sistemlerini özelleştiririz ve ABD şirketleri veya diğer çok uluslu şirketlere satarız. IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Ülkeyi borca sokarlar, ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler. Bu parayı ödemek için kaynaklarını satarlar...vs...”
(John Perkins “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” kitabının yazarı...)
Not: Bir okurumuz soruyor “Ulusalcı kime derler’, diye... İşte yukardaki tabloya itiraz eden, bu tuzaklara düşmeyelim diyen aydınlara ulusalcı diyorlar!

Haberin Devamı

Obama...
ABD’de önceki gün yapılan Başkanlık devir teslim
töreninde, Sayın Obama, hamdolsun! bize de
bir mesajını esirgemedi:
“...İktidarı yolsuzluk, yalan ve muhalifleri
susturarak elde edenler!
Bilin ki tarihin yanlış tarafındasınız.”
Ahmet Eltekin