“Türkiye’nin alnı ak, Bahtı ak, gönlü ak, Sen Türkiye’sin, büyük düşün”, vs.
Ne mi bunlar? AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in yaptığı açıklamaya göre, AKP’nin 29 Mart seçimlerinde kullanacağı sloganlardan bazıları.
Ne kadar ruhsuz ne kadar şuursuz sloganlar değil mi?
“Şuurlu gazeteci” Fahrettin Fidan derhal devreye giriyor, bir batında ürettiği sloganlardan birkaçını, “Teklif benden takdir Davos Fatihi muhterem böyüğümden” diyerek sunuyor.
- “İstemiyorsan para vermek kömüre, bulgura, soğana; Hiç düşünme ey vatandaş, oylar direkman! Erdoğan’a”
- “İstiyorsan dolu file, dolu kiler, dolu cep;
Daha ne düşünüyorsun be muhterem, işte karşında Recep”
- “İçeride allame, dışarıda eli maşalı,
Rabbin lütfudur bize Kasımpaşalı”
- “O Türkiye sevdalısıdır, yüreği Türkiye için çarpar.
Dokunma omuzuna, adamı fena çarpar!”
- “O pırıl pırıldır, sütten çıkmış ak kaşıktır, Yüzde 47 ne ki, ona dünya aşıktır!”
- “İşimiz hizmet, gücümüz millet,
Yapma muhalefet, etme adamı illet”
- “Buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın... İstiyorsan beleşinden bu üç beyazı,
Ver oyunu, düşünme artık ne kışı ne yazı”
- “Ötekileri geç bi kalem, hepsini unut,
Oylar Receb’e, unutma parolamız; van minut”
Erdoğan, “Bizim yaptıklarımızı monşer eskileri anlamadı” demiş.
Anlamazlar tabii... Yıllarca yurtdışında görev yapmışlar, böyle yağmayı hiçbir ülkede görmemişlerdir...
Haldun Ertem
Minyatür Odalar
Haliç’te, Rahmi Koç Sanayi Müzesi’ndeki “Minyatür Odalar” sergisini gördünüz mü? Aralarında bir de Osmanlı Kahvesi var ki... Tarifi sözle mümkün değil. Sergiyi gezen ve hayran kalan bir yakınımızın yazdığı teşekkür mektubuna müzenin kurucusu Rahmi Koç bizzat yanıt vermiş. Bakınız Osmanlı Kahvesi’nin öyküsünü nasıl anlatmış:
“Nazik mektubunuzu aldım. Baba - oğul Eugene ve Henry Kupjack’in minyatür odaları kadar, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir sanatkarın bu denli detaylı ve etüt ederek, orijinaline birebir sadık kalarak, her parçası el emeği olan bir eser daha yaptığını görmedim.
Osmanlı kahvehanesini ilk sipariş ettiğimizde, Henry Kupjack’a o dönemle ilgili fotoğraf, gravür, kartpostal ve kitap göndermiştik. Bunları kâfi bulmamış, kalktı İstanbul’a geldi ve buradaki mimariyi tetkik etti. Kapalı Çarşı’yı defalarca gezdi. Eski kumaş parçaları topladı. Tekkelere girdi. Buradan sonra Washington’daki Library Of Congress’te araştırma yaptı. Chicago’daki müzelerin İslam Eserleri bölümlerini gezdi. Velhasıl, kendi çapında çok ciddi bir çalışma yaptı. Yapım aşamasına geçmeden evvel bize karton bir proje getirdi ve biz onayladıktan sonra başladı. Neticesinde de bu eseri meydana getirdi... Bu benzersiz çalışma çok sabır isteyen bir iş...”
Sergide Kupjack’ın sipariş üzerine yaptığı Osmanlı Kahvesi yanında önceki eserleri de yer alıyor. Her biri büyük masraflar ve emekle oluşturulmuş birer sanat harikası... Mutlaka görnemini öneririz...
SAĞ...
Ankara Anakent Belediye Meclisi’nde olduğu gibi... İstanbul Anakent Belediye Meclisi’nde de CHP’li üyeler AKP’li üyelerle bütünleşmişlerdir. Bir avanta ortaklığı kurulmuştur. Bütün rant yaratan plan tadilleri ve benzer kararlar AKP ve CHP’nin ortak onayıyla geçer... İstanbul’da bu oyunu bozan tek bir CHP’li üye vardır; Hüseyin Sağ... Kadıköy ve Anakent Belediye Meclis üyesidir. Yolsuzlukları izleyen, muhalefet şerhi koyan, basına aktaran tek üye odur. Kadıköy’den acaba yeniden listeye konacak mı? CHP’nin gerçekten temiz parti olmaya niyetli olup olmadığı işte buradan anlaşılacak. İzliyoruz, göreceğiz...
MİTİNG
Bugün Kadıköy’de Türk - İş, DİSK ve KESK’in ortak mitingi var... Emekçiler, saat 10.00’dan itibaren Kadıköy’de Nautilus’un önünde toplanarak meydana çıkıyor. Ergenekon’du, Deniz Feneri’ydi, Davos’tu derken çalışan (veya iş bulup çalışamayan) kesimlerin sesi iyice duyulmaz oldu. Sömürünün taşeronu olan AKP, işsiz ve aç bıraktığı insanlara sadaka vererek ‘halkın iktidarı’ rolü oynuyor. Ama bütün ülkeyi sadakayla doyuramazsınız. Onuruyla yaşamak için sefalet ücretiyle çalışmaya bile razı olmuş insanları, işsizliğe ve onursuzluğa mahkum edemezsiniz. İşçiler, bugün bunu anlatacak.
KÜFÜR
“Bunların milletle işi yok. Bunların sevgili köpekleri vardır, onlarla yatar onlarla kalkarlar.”
Kimmiş bu kişi? Bekir Coşkun... Ve onun şahsında özgür basın.
Cumhuriyet tarihinde bir Başbakan’ın seviyeyi bu kadar düşürdüğü görülmedi.
Başbakan niye bu kadar öfkeli? Çünkü çocuklarının Cihan Kamer’le ortaklığını izah edemiyor.
“Cihan Kamer’den beklenti karşılığı pırlantanın KDV’sini kaldırdı”, suçlamasına cevap veremiyor.
O yüzden küfür ediyor. Taraftarlarını doğrulara inanmamaya, gazete almamaya zorluyor...
Korkunun kadere faydası varmış gibi...
ŞİFRE
Şehmus Güzel dostumuz, Paris’ten bildirmekte ki...
Hırsızlığın iyice arttığı bu dünya metropolünde kimi gangsterler, özellikle yaşlı başlı teyzeleri ve amcaları yakalayıp bankamatiğe sürüklüyor... Orada en üst limitten para çekmelerini sağlıyor. Parayı alıp kaçıyor. Polis bu olaylara küçük de olsa bir önlem geliştirmiş. Banka kartını deliğe sokup, şifreniz 1234 diyelim eğer tersten yani 4321 yazarsanız en yakın karakol derhal alarma geçiyor ve polis son sürat oraya geliyor. Bu arada kart sahibini gangsterin şerrinden korumak için bankamatik istenen parayı yine veriyor. Bankacıların aklında bulunsun...
Rus erkeğinin duası:
“Tanrım, Azeri’den malımı, Çeçen’den canımı, Türk’ten karımı koru...”