Anayasa referandumu neredeyse unutuldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasındaki düello kişisel kavgaya dönüştü. İki lider havuzlu villa çevresinde dönüp duruyor... Kamuoyu Anayasa’da yapılacak hayati değişikliklerle ilgisiz kimi tartışmalarla meşgul ediliyor. Aydın kişiler uyarıyor:
- CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun öncelikli görevi Anayasa paketiyle gelen tehlikeleri halka anlatmak olmalı... Çünkü AKP sabah akşam yandaş medyayı da kullanarak demokratik bir anayasa yapmış izlenimi veriyor. CHP anayasa paketinin gerçek yüzünü sergilemekte geride kalıyor...
Anayasa paketinin özünü malum; Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nin yeni yapılanması oluşturuyor... Yargı iktidarın emrine giriyor. Bu değişikliklerin Cumhuriyetin sonunu getirecek kadar önemli olduğunu CHP anlatmazsa kamuoyuna kim anlatacak?
Tayyip Erdoğan, “Siyaseti bırakınca medyada olabilirim” demiş.
Sanki siyaset yaparken medyada değil!
Fahrettin Fidan
Elektrik gitti
Okurumuz şikâyet yazmış... “İstanbul Bahçelievler’de her gün elektrik kesiliyor. Bugün facebook’a bir mesaj attım. Hemen mesaj yağmaya başladı. Meğer elektrikler zamanlı zamansız her yerde kesiliyormuş...”
Okurumuz, “Acaba neden?” diye soruyor...
Aklımıza iki sebep geliyor...
1. Yapılan özelleştirmeleri güzelleştirmek için böyle bir yola gidilmiş olabilir...
2. Nükleer santrale karşı lobiyi etkisizleştermek için tertip söz konusudur...
Geçmişte termik ya da nükleer santrale karşı kampanyaları etkisizleştirmek için elektrik kesintileriyle halkı ikna yoluna gidildiğini çok gördük... Bu defa da amaç o olabilir...
Orucu neyin bozup, neyin bozmadığı tartışılıyor?
Politikacıların kitabına bakılırsa: “Yalan söylemek, haram yemek, hazineyi soymak, halkı aldatmak” orucu bozmuyor...
Gülhan Elmas
TCDD...
Hızlıtrenbileti.com adlı sitede “Evet” propagandası yapıldığını bildirmiş, TCDD’nin bu siteyle ilgisini sormuştuk...
Dün TCDD’den gelen açıklamada deniyor ki:
“TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ile ilgili her türlü bilgi, “www.tcdd.gov.tr” adlı resmi internet sitesinde yer almaktadır. Yazınızda sözü edilen internet sitesi ile kuruluşumuzun hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
Ayrıca ilgili site hakkında ise yasal işlemler başlatılmıştır...”
Nazik işler!
AKP’nin önceki akşam yabancı misyon şeflerine verdiği iftar yemeğine bir tek İsrail Büyükelçisi Gaby Levy davet edilmedi. Sebep malum, İsrail’le yaşanan Mavi Marmara krizi... Peki yapılan iş olumlu mu? Soruya CHP Milletvekili Onur Öymen’in yanıtı:
“Büyükelçiler hükümetlerinin görüşlerini yansıtırlar. Bu nedenle onlardan şahsen intikam almak gibi yaklaşımlar doğru değildir. Bir büyükelçi diplomatik açıdan kabulü mümkün olmayan davranışlar içine girerse, o zaman istenmeyen adam ilan edersiniz. Ama onun şahsı üzerinden temsil ettiği ülkeden intikam almaya çalışmak yanlıştır. Ciddi devlete yakışmaz...”
Bir tutam Ergenekon
Ergenekon duruşmasını izlemek üzere Silivri’deydik dün...
Duruşma salonuna giderken yol kenarında Tuncay Özkan’ın Yeni Parti’sinden gençleri gördük. Mahkûm elbiseleri giymiş, pankart açmışlardı:
“Susma, sustukça vatan elden gidecek”
“Peygamber sabrı değil Cumhuriyet adaleti istiyoruz”
Yeni Parti üyeleri salonun önünde ve içinde sıkı bir organizasyon oluşturmuştu. Bizim hem salona girmemize, hem de öğle arasında Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’la görüşmemize yardımcı oldular. Eğitim - İş Sendikası 2 No.lu Şube Başkanı Abidin Baysal ve yrdımcıları da destek için oradaydı.
Balbay bir yandan dünyalar tatlısı kızı Yağmur’u okşarken, bir yandan bizlere duruşmaları anlattı... Duruşmaların anlamsız sorular, bunaltıcı yöntemlerle kasten uzatıldığı kanısındaydı. Dedi ki:
- Bir davada normal olarak bir yılda 4 - 5 celse yapılıyor. Ben iki yılı aşkın sürede 72 celseye çıktım... 14 yıldır yargılanıyor sayılırım.
Öyle bir dava ki... Darbe yapacak örgütün liderleri olduğu iddia edilen kişiler dışarda... Gazeteciler içerde. Bir dostumuz Balbay ve Tuncay Özkan’a bakarak davanın özünü anlatıyor:
- Onlar sembol... Onların şahsında tüm basına gözdağı veriliyor...
Biz konuşurken biraz ötede gözümüze ART’nin sahibi Mustafa Özbek ilişiyor. Aynı davanın sanığı Mehmet Haberal hastanede. Ufuk Akkaya, Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek gibi gazeteciler başka davalarda yargılanıyor. Ergenekon’da gazeteciler en tehlikeli sanık... Çünkü iktidar en çok onlardan korkuyor.
Emekli General Levent Ersöz’ün video konferansla yapılan sorgusunu dev ekranda izliyoruz. Ersöz ağır hasta. Ancak sorulan sorulara düzgün bir ifadeyle net yanıtlar veriyor. Falancayı tanır mısın, filancayla görüştün mü, gibi soruları sabırla yanıtlıyor. Zaman zaman da isyan ediyor:
- Bana yakınlık göstermiş kişilerin açık adlarını veriyorsunuz, diğerlerinin kod adını veriyorsunuz... Neden bu insanları hedef gösteriyorsunuz?
- Sanığın lehine olabilecek unsurları neden hep görmezden geliyorsunuz...
Bir ara Mustaf Balbay söz alıyor:
- Üçüncü soruya verdiğim cevap beşinci soruya yapıştırılmış, diyor.
Böyle ufak tefek yanlışlar olabiliyor demek!
Biz Silivri’den ayrılıp özgürlüğümüze kavuşuyoruz. Gazeteci dostlar koğuşlarına dönüyor. Çünkü tiyatrodaki ağır rolleri sürüyor.