Atatürk - Jefferson

Açık Pencere Türkçe çevirisi "Jefferson ve Atatürk: Siyasi filozoflar"... Yazarı: Garrett Ward Sheldon... Kitabın tanıtımında:"Bu kitap Amerika'nın kurucularından Thomas Jefferson ile modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün siyaset teorilerinin karşılaştırmalı incelemesidir" deniyor. Bu iki tarihi ismin, ulusal bağımsızlık savaşı, cumhuriyet, din özgürlüğü, halk eğitimi ve ekonomi konularındaki düşünce ve uygulamalarındaki benzerlikler üzerinde duruluyor. Batı ve Ortadoğu üzerindeki etkileri anlatılıyor.Tanıtım sayfasında Dr. J. E. Botton adlı bir okurun mektubu dikkati çekiyor. Bu okur diyor ki:"Kitabı okumakla birlikte Atatürk'e daha az yer verilmesine üzüldüm.Atatürk, Jefferson gibi sadece İngiltere'ye karşı değil, onun yanında Fransa, İtalya, Rusya ve Yunanistan'a karşı da savaşmıştır. Ülkeyi Osmanlı Sultanı ve Halife'den kurtarmıştır. 15 yıl gibi kısa bir sürede eğitimde devrim yapmış, Latin alfabesine geçmiş, din ve devlet işlerini ayırmıştır. Atatürk, George Washington'un askeri başarısını, John Adams'ın siyasi maharetini ve Jefferson'un Rönesans kalitesini sergilemiştir. Bir zamanlar düşmanı olan Venizelos'un O'nu Nobel Ödülü'ne aday göstermesi de hatırlanmalıdır..."* * *Eloğlu, Atatürk'ü böylesine yüceltmeye çalışırken... Bizde de Atatürk'ü Anayasa'dan çıkarma kampanyası başlatıldı. Bedhah mı arıyorsunuz? Amazon.com adlı kitap sitesinde, "Jefferson and Ataturk: Political Philosophies" adlı kitap, okurumuz Ahmet Parasız'ın gözüne ilişmiş. AKP hükümeti bu yıl 1.8 milyon aileye ücretsiz kömür dağıtmış. Bu da en az 3.5 milyon "demokratik oy"a tekabül ediyor... Bodrum'da Diyanet İşleri Başkanlı'ğından bir okurumuz:- Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül neden Diyanet İşleri Başkanı'nı Bodrum'da ağırlamıyor, diye soruyor...Ne alaka? Okur devam ediyor:- Bu haftaki Agos gazetesinde çıktı. Mustafa Sarıgül, Ermeni Patriği ll. Mesrob'u 17 - 19 Temmuz tarihleri arasında Bodrum'da Anemon adlı yatta ağırlamış... Biz neden böyle davetler almıyoruz?Davet beklentisini böylece Sarıgül'e iletmiş olalım... Mesrob Gözümüz önceki akşam atv'ye ilişiyor... Mesut Yar kardeşimiz orada bir mizah programı yapmakta... Ekranda Deniz Baykal'ın denizde yüzerken çekilmiş kimi filmleri var.. Mesut Yar, "Deniz Baykal Rodos'a yüzüyor" muhabbeti yapıyor. Bu duruma Mustafa Sarıgül'ün de kahkahalarla güldüğünü ekliyor. Araya sık sık gülme efektleri sıkıştırılıyor... Olabilir... Bizce sakıncası yok. Siyasetçiler eleştirilebilir. Ama kanala dikkat: TMSF'nin kontrolündeki atv... Bu kanalda AKP aynı şekilde eleştirilebilir mi? Hayır... Sadece rakipleri eleştirilebilir? O zaman? Vicdanlar rahatsız olmuyor mu? TVMSF Ankaralı okurumuz Tülay Aktaş, yaşlı babası geçen cuma gecesi aniden rahatsızlanınca hemen telefona sarılıp Küçükesat istasyonundaki 112 acil servisi aramış, cankurtaran gönderilmesini istemiş. İçinde bir doktor, bir hemşire, bir şoför bulunan ekip saat 24.00 sıralarında eve gelmiş. Gerisini okurumuzdan dinliyoruz:"Ekibin başındaki doktorun bana ilk söylediği, hastayı cankurtarana siz taşıyacaksınız, oldu. Ben tek başıma nasıl taşırım, ayrıca bu sizin göreviniz değil mi, diye itiraz edince ilk tartışma çıktı.Ardından, kurallara göre hastanın en az dört kişi tarafından taşınması gerekiyor, ama biz üç kişiyiz deyip bir başka bahane uydurdular. Siz üç kişisiniz, bir de ben, etti mi dört? Hep birlikte taşıyalım o zaman dediğimde, bu önerimi de hastayı taşırken düşürebileceğimi ve bunun sorumluluğunu kabul edemeyeceklerini söyleyip reddettiler. Baktım ne söylesem ne önersem boş, bir özel ambulans çağırıp babamı hastaneye yetiştirdim." Acil... 'Meclis'e yeni giren milletvekilleri içinde 70 işadamı olmasına karşılık sadece 5 işçi temsilcisi yer alabilmiştir. Bu dengesiz durum sendika camiasını üzmüştür. İşçi kesiminin Meclis'te yeterince temsil edilmemesi sebebiyle parlamentodan çalışanlar aleyhine yasalar geçebileceğinden kaygılıyız.'Kime mi ait bu sözler? Hemen söyleyelim; seçim öncesi, "Hangi partiden olursa olsun, sendikacı, işçi ve sendika uzmanı adayları etkin bir şekilde destekleyeceğiz" diye açıklama yapan... Bizim de bu açıklamasını 23 Mayıs günkü köşemizde, "Yani... Kim sendikacıya koltuk verirse o desteklenecek. Partilerin sağcı, solcu olması, programlarında emekçilere ağırlıp verip vermemesi önemsenmeyecek. Solu desteklememek ve oyları partiler arasında dağıtmak için zekice bir buluş!" diyerek eleştirdiğimiz Türk - İş'in Genel Başkanı Salih Kılıç'a...* * *Geçmiş ola Salih Bey. Sayenizde atı alan Üsküdar'ı geçti. Meclis'te işveren var, doktor var, hırsız var, katil var, sporcu var, hoca var... Var oğlu var. Ama işçi yok.Artık eserinizle övünebilir!.. Bu arada da zevahiri kurtarmak için bol bol timsah gözyaşı dökebilirsiniz. Tekrar geçmiş ola! m.asik@milliyet.com.tr Salih'in hali!..