Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hukuk ve demokrasi konularında bize sürekli ev ödevi veren, kâh suçlayan kâh azarlayan Avrupa bazen neden ortadan kayboluveriyor?
Emekli Büyükelçi Onur Öymen, Avrupa Konseyi İşkence ile Mücadele Komitesi’nin 10 Kasım 2011 tarihinde hücre cezaları ile ilgili yayınlanan raporunu anımsatıyor...
Raporda bu cezanın çok istisnai hallerde ve çok kısa süreli olması, 14 günü geçmemesi ve mahkeme kararı ile verilmesi gerektiğinin belirtildiğine dikkat çeken Öymen, Avrupalıların sessizliğini eleştiriyor, şöyle diyor:
“Ne yazık ki Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan gibi gazeteciler ve Doğu Perinçek gibi siyasi parti liderleri, 9 ayı aşkın zamandan beri hücrede bulunuyor. Türkiye’de kendilerine yakın gördükleri kimselerin en küçük bir sorunu çıksa dünyayı ayağa kaldıran bazı Avrupalı siyasetçiler ile sivil toplum örgütlerinin çoğu derin bir sessizlik içinde.”
Öymen partisi CHP’nin de kulağını çınlatıyor:
- TBMM’de henüz yukarıdaki tavsiyelere uygun bir yasal düzenleme yapma girişimi yok. Özgürlükçü bir anayasa iddiası ile harekete geçen iktidardan bu konuda ses yok. Görev muhalefete düşüyor. Acaba tarih tartışmalarını bir süre erteleyip bu gibi konulara öncelik vermek daha doğru olmaz mı?
* * *
Bir zamanlar Orhan Pamuk savcılığa ifadeye çağırıldı diye yeri göğü inleten Avrupa’lı siyasetçi ve aydınlar bugün onlarca gazetecinin hapiste, kimilerinin hücrede yatmasından hiç rahatsız görünmüyor... Öcalan yalnız kalmasın diye yanına arkadaş gönderildi... O hükümlüydü, Silivri’deki gazeteciler sadece tutuklu. Ama Öcalan’dan daha kötü koşullardalar. Vicdanlar tamamen köreldi.

Haberin Devamı

“Diyanet’in sayın başkanları, yıllardır, sarık ve cüppeleriyle Yahudi hahamları ve Hıristiyan papazlarıyla sarmaş dolaş oluyorlar fakat aynı sevgiyi ve saygıyı Alevi dedelere göstermiyorlar...”
CHP Milletvekili İhsan Özkes

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın görev süresi
sona ermiş.
Pardon. Ona görev süresi değil, “kullanım süresi
sona erdi” denir!
Fahrettin Fidan

AKP’li Şamil Tayyar çıkışlarını sürdürüyor:
“Şike yasasıyla yargıya müdahale ettik.”
Doğrusu da o... Müdahaleler arasında ayrımcılık olmaz; siyasi davalarda müdahale edeceksen spor davalarında da edeceksin...
Haldun Ertem

Haberin Devamı

Özürlü yargı!
Kemal Kılıçdaroğlu, HSYK tarafından Yargıtay’a seçilen 160 üye için militan deyimini kullanıyor. Adalet Bakanı Ergin, Kılıçdaroğlu’nu HSYK’dan özür dilemeye davet ediyor. Avukat Turgut Kazan esas özür dilemesi gerekenin HSYK olduğunu söylüyor.
HSYK 5 bin yargıç ve savcı arasından Yargıtay’a 160 üye seçmişti. Kazan hesaplamış. HSYK her adayın sicil dosyasını incelemeye 31 saniye ayırmış. Bu kadar kısa sürede liyakat incelenir mi? Belli ki adaylar önceden belli. Nitekim bu 160 yargıç seçimlerde blok oy kullanıyor. Hem de iktidar yanlısı oy... Kim kimden özür dilemeli!

CPJ’nin gazeteciliği
Ciddiyetsizlik mi dersiniz, siyaset mi, ahlaksızlık mı? Her üç özelliği artık Batı’nın kurumlarında yanyana görmek mümkün... Gazetecileri Koruma Komitesi CPJ (Commitee to Protect Journalists), dünyada basın çevrelerinin güvenerek izlediği uluslararası kuruluşlardan biri... Merkezi New York’ta olan Komite 2011 raporunu geçen hafta yayınladı. Raporda gazeteci tutuklayan ülkeler sıralamasında 42 tutuklu ile birinci İran, ikinci sırada 28 tutuklu ile Eritre üçüncü sırada ise 27 tutuklama ile Çin yer alıyor... Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı 8 imiş. Üstelik komitenin bir üyesi Türkiye’ye gelip durumu soruşturmuş. Ve 8 gazeteci dışındakilerin gazetecilik dışı suçlardan hapsolduğuna hükmetmiş. Komiteye göre 8 gazeteci: Barış Açıkel, Ahmet Birsin, Bedri Adanır, Hamdiye Çiftçi, Ozan Kılınç, Ahmet Şık, Nedim Şener... Ne OdaTV mensuplarından bahis var ne Balbay, Özkan ve diğerlerinden. Komite TGC, TGS gibi meslek örgütleriyle görüşse 60’ın üzerinde tutuklu olduğunu öğrenecek. Ama bir çapraz soruşturmaya zahmet etmemiş. Yandaşlığa soyunmuş...

Haberin Devamı

Mal mülk varlığı
İtalya’nın yeni Başbakanı Mario Monti, kendisiyle birlikte diğer bakanların “mal varlıklarını” topluma açıklayacakları sözünü vererek işe başladı. Biz de Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünü tutmasını ve CHP’li milletvekillerinin mal varlıklarını internet sitelerinde açıklamasını bekliyoruz... Bu arada anlıyoruz ki bu mal varlığı yüksek koltuklara oturulunca unutulan bir şey... Ahmet Takan Yeniçağ’daki köşesinde yazdı:
“2002 yılı Ekim ayında Abdullah Gül’ün basın danışmanlığını yapıyordum. Gül, ‘Ahmet, seçimlerin ardından Başbakan olunca ilk yapacağım iş basın toplantısı düzenleyerek mal varlığını açıklayan ilk başbakan olacağım. Ona göre hazırlığını yap’ dedi. Abdullah Gül başbakan oldu, dediğini hatırlattım. Cevabı; ‘Ahmet, sakın bunu bir daha gündeme getirme’ oldu...”
Meşru yollardan kazanç elde etmiş kişiler mal varlıklarını neden açıklamaz? Sebeplerden birini biliyoruz, ikincisini kim söyleyecek...