Eğer iktidar sözcüleri ve yandaş medyanın şişirdiği kadar büyük ülke olsaydık Fransa böyle bir tertip hazırlamaya cesaret edemezdi... Büyük ülkeyi bir başka ülke bu şekilde hiçe sayamaz... Sayarsa cevabını misliyle alacağını bilir. Çekinir.
CHP’li Osman Coşkunoğlu geçtiği mesaja güzel bir son cümle eklemiş:
“Uluslararası ilişkilerde güç olmayı öğrenmek için Atatürk ve İsmet İnönü’yü saygı ve dikkatle okumak gerekir, onları reddetmek değil...”
Cumhuriyet Türkiyesi tutarlı, kişilikli, onuru ön planda tutan bir dış politika izlemişti. Bugün ise adımız sadece taşeron ülke...
Dış politikada başarılı olmak için içerdeki güçleri büyütmeniz gerekir...
Bizde tersi yapılıyor.
İsviçre’deki soykırım yasasına karşı mücadele eden Talat Paşa Komitesi terör örgütü muamelesi görüyor...
Rus arşivlerini tarayarak Ermeni soykırımı iddialarını aydınlığa kavuşturmaya çalışan Mehmet Perinçek - suçunun ne olduğunu hâlâ kimse öğrenemedi- hapiste...
Soykırım iddiaları konusunda çalışmalar yapan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Halaçoğlu da Ermenistan’ı memnun etmek için görevden alındı hatırlarsanız...
O Ermenistan ise bugün perde gerisinden Fransa’yı üzerimize salıyor.
Yakında diğer AB ülkelerini de hareketlendirecek. Dört milyonluk ülke diye küçümsediğimiz Ermenistan dış politikada cüssesinin çok üzerinde bir güce sahip.. Çünkü iç ve dış politikası ulusal çıkarlarına ve güttüğü davalara göre şekilleniyor. Bizimki ise gündelik beklentilere göre...
Üstelik bu ülkenin cumhuriyet tarihi bugüne ışık tutacak dış politika dersleriyle doludur...
Önce asalım...
Yeni bir gazeteci operasyonu yaşandı... Önceki gün sabaha karşı evler, gazete büroları, matbaalar basıldı. Özgür Gündem, DİHA, ANF, ETHA, BirGün, Evrensel, Vatan ve AFP’den toplam 37 gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerin fotoğraf makinelerine, bilgisayarlarına ve kitaplarına el konuldu.
Türkiye’de yürürlükte bir basın kanunu var.. Ceza yasası var... Suç işleyen gazete, ajans veya gazeteci hakkında dava açılır, kişi ve kuruluşlar yasada yazılı maddelere göre yargılanır, gerekirse cezalandırılır...
Ancak artık yeni bir uygulama yapılıyor...
Red Kit romanlarında olduğu gibi “Önce asalım sonra yargılarız” ilkesi uygulanıyor.
Gazeteciler, yazarlar (ve diğer muhalifler) önce hapislere dolduruluyor sonra yargılanıyor...
Üzerlerine iddianame hazırlanmadan önce yandaş yargı tarafından suç (çamur) atılıyor...
Böylece hapislikleri meşrulaştırılıyor.
Yargılamanın ne zaman biteceği bilinmiyor...
Onları tahliye etmeye kalkışan yargıçlar ya sürülüyor ya emekli ediliyor.
Bırakınız demokrasi falan... Durum insanlığa sığmıyor...
Doktor ne istiyor?
Doktorlar ve diğer sağlık çalışanları dün “sağlıkta dönüşüm adı altında Türk halkının sağlığıyla oynanmasını protesto etmek” amacıyla, Türkiye genelinde iş bırakma eylemi yaptılar. Ve bizlere sordular:
- Sağlığımızla ilgili hayati kararların “Türkiye Büyük Millet Meclisi” devre dışı bırakılarak, kamuoyu ve ilgili kuruluşların görüşleri alınmadan, gece yarısı KHK’larıyla alındığının farkında mısınız?
- Muayene olduğunuzda muayene için (8-15 TL), reçete yazıldığında reçete için (en az 3 TL reçete parası) ve eczaneye gittiğinizde ilaçlar için (ilaç bedelinin %20’si) emekli maaşınızdan para kesildiğinin farkında mısınız?
- Özel hastanelerde muayene olmak istediğinizde 15 TL muayene katkı payı dışında hastane masraflarının en az %30’unun sizin cebinizden çıktığının farkında mısınız?
- Muayene randevusu almak istediğinizde 4 TL randevu parası vermek zorunda bırakılacağınızın farkında mısınız?
- Asgari ücretin üçte birinden az geliri olanların yeşil kartlarının iptal edileceğini biliyor musunuz?
- Yeni kararname ile kamu hastanelerinin sınıflandırılarak, zenginler ve yoksulların farklı sınıftaki hastanelerden hizmet almasının yolunun açılacağının farkında mısınız?
- Yabancı doktor ve hemşire çalıştırmanın önü açılırken, gelecek olan kişilerin eğitim kaliteleri ile ilgili hiçbir düzenleme yapılmamış olduğunun farkında mısınız?
- Bir yıl içinde geçilecek uygulamayla, kamu hastanelerinin sağlıkla ilgili olmayan kişiler tarafından, kâr amacı güden ticarethane mantığıyla yönetilmeye başlanacağının farkında mısınız?
Ermeni tasarısı nedeniyle Fransa’ya rest çektik... Çektik çekmesine de, şimdiye kadar dış politikada çektiğimiz restlerin aslında blöf olduğu zamanla ortaya çıktı... Bu defa ciddiye alırlar mı?
Haldun Ertem
Prof. Server Tanilli’nin “Uygarlık Tarihi” adlı kitabı sakıncalı bulunmuş.
Hocam, keşke “İlkelliğin Tarihi”ni yazsaydınız!
Fahrettin Fidan
