Dünya Barış Günü’nü idrak ettik dün... 1 Eylül Nazilerin Polonya’yı işgalinin ve İkinci Dünya Savaşı’nın yıldönümüydü... O korkunç savaş yılları artık geride kaldı, demek isterdik. Ama ne gezer? Dünyada milyonlarca insan yine savaşın korkunç acılarını yaşıyor.
DTP’li Türk, İçişleri Bakanı Atalay’ın açıklamaları için “Dağ fare bile doğurmadı” demiş.
Aklı fikri dağda...
Haldun Ertem
Laila...
Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, takımının geçen sezonki başarısını, “İstanbul’da Laila var, Sivas’ta la ilahe illallah” sözleriyle izah etmişti!.. Okurumuz Ercan Düz, bunu hatırlamış, dün telefonda soruyor:
“Sivasspor bu sezon Süper Lig’de yaptığı üç maçın üçünü de kaybetti. Acaba diyorum, Sivas’ta Laila açıldı da bizim haberimiz mi olmadı!”
Silivri’den...
İstanbul Barosu avukatlarından Ömer Yasa ve Murat Bülent Hattatoğlu, Ergenekon (Silivri) yargılamasıyla ilgili Baro Yönetim Kurulu’na sunulmak üzere bir rapor hazırladılar... Rapordan bazı çizgileri aktaralım:
- Yargılamanın ve duruşmanın en temel belgesi olan tutanaklar, ispat gücünden çok ciddi kuşkuya düşülecek derecede sağlıksızdır. CMK. md. 219 gereğince yapılan ses ve görüntü kaydı, savunmadan ısrarla gizlenmektedir. Mahkemeye “Bu kayıtların savunma avukatlarından ve sanıklardan gizli olup olmadığı” sorusu birçok kez sorulmuş ama hiçbir yanıt alınamamıştır.
- Ülkemizde kuruluştan bu yana Türkiye Büyük Millet Meclisi oturumlarında “Meclis Tutanağı” stenolar tarafından yazılıp 10 - 15 dakika içinde çözümleri kâğıda dökülerek aynı oturum içinde oturumu yönetmekte olan Başkanlık Divanı’na verilir. Adalet Bakanlığı’nın bu olanağı adliyelerde sağlamaması sonucunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Adil Yargılanma Hakkı’nı düzenleyen 6. maddesi çiğnenmiş olmaktadır.
- Mahkemenin ara kararlarında, hemen hemen hiçbir gerekçe yer almamaktadır. .
- Günümüzde artık avukatların vazgeçilmez haberleşme aracı olan cep telefonları Silivri Cezaevi’nin duruşma salonuna sokulmamaktadır. Türkiye’nin başka hiçbir duruşma salonunda uygulanmayan bu yasağın hiçbir yasal dayanağı yoktur...
- Spor salonu olarak yapılmasına rağmen salonda hiçbir havalandırma yapılmamaktadır.
Can Baz!
Can Baz, Hataylıydı. 26 yaşındaydı, işsizdi. Ne tür olursa olsun bir iş bulabilmek umuduyla cebindeki son parayı otobüse verdi. Atladı, Bodrum’a geldi. Günlerce iş aradı, bulamadı. Açtı. Resmen ve kelimenin gerçek anlamıyla; aç. Feryadımı, isyanımı, sesimi nasıl duyurabilirim, diye düşündü günlerce. Sonunda kararını verdi. Bodrum’un göbeğinde... Onlarca kişinin gözleri önünde... Benzin dolu bidonu kafasından aşağı boca etti. “Açım, açım, aç kaldım, işsizim” diye bağırarak... Ve çakmağı çakarak... Kendi “aç’ılımı!”nı yaptı.
Siz bu satırları okuduğunuz sırada Can hastanede ölüm kalım savaşı veriyor. Ve kim bilir daha ne kadar Can... Ne kadar Can’ımız kafalarında böylesi aç’ılımlarla... Aramızda dolaşıyor.
Trafik
Tatil dönüşü... Trafik kazalarında belirgin bir artış var...
Mülkiyeli kardeşimiz Ahmet Sarıoğlu soruyor:
- Karayollarında denetim yapan polisler görevinde titiz mi?
- Bu kazalardan dolayı onların sicilleri etkileniyor mu?
- Bakanlık daha küçük birimlere ‘Kardeşim niye denetim yapmadın?’ diye soruyor mu?
- Trafik kazalarında trafik memurları ne kadar sorumlu tutuluyor? Daha doğrusu, sorumlu tutuluyor mu? Hiç duymuyoruz da...
THK
Kentin meydanlarında küçük kulübeler dikkati çekiyor... Türk Hava Kurumu’na ait bu kulübeler vatandaştan fitre topluyor. Fitrelerinizle yangın uçakları satın alınacağı bildiriliyor.
THK’nin internet sitesini geziyoruz. Kurum faydalı çalışmalar yapıyor kuşkusuz. Ne var ki hangi kaynaktan kaç para gelir sağlandığı, bu paranın hangi alanlara sarf edildiği konusunda bilgi yok.
Oysa halkın katkılarıyla çalışan bir kurum bu bilgiyi vermek zorunda...
Son iki yılda 5 yangın uçağı alındığını internet sitesinden öğreniyoruz...
Neden devlet milyarlarca dolara savaş uçağı alır da yangın uçağı almak THK gibi amatör kurumlara kalır? Bu da başka soru...
Film...
Rusya’da 27 Ağustos’un Sinema Bayramı olarak kutlandığını yazmıştık.
Adıyaman Üniversitesi’nden Bülent Şener şu notu göndermiş:
“Adıyaman’da bayram olarak değilse de bayram havasında gerçekleştirdiğimiz bir sinema etkinliğimiz bulunmaktadır. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Gündüz’ün geçen yıl başlattığı Adıyaman Nemrut Film Günleri’nin bu yıl ikincisi uluslararası olarak gerçekleşecektir.
Geçen yıl Adıyaman’da tüm ilçe merkezlerinde ve Nemrut’un zirvesinde toplam 15 gün boyunca açık hava yazlık sinema etkinliği olarak gerçekleştirdiğimiz etkinliği bu yıl yine aynı şekilde gerçekleştireceğiz. ”