Tayyip Erdoğan Amerika'da tam bir zafer kazandı diyebiliriz... Bush'tan ne istediyse aldı... Ne istediyse (hatta istemeyi unuttuklarını bile) kabul ettirdi. Neler miydi bunlar? Kabul buyurursanız birkaçını sıralayalım. "Stratejik Ortak" olduğumuzun kabulünü istedik. Bush'u stratejik ilişki demeye ikna ettik. Böylece Amerika'nın Ortadoğu'da bundan sonraki saldırılarında suç ortağı olmayı kendilerine kabul ettirmiş olduk. Üstüne üstlük bu yüzden Bush'un teşekkürünü de aldık. "Büyük Ortadoğu Projesi'nde her türlü hizmete hazır olduğumuzu, verilen her görevi 'seve seve' yerine getireceğimizi kabul edin" dedik. Zoru görünce kabul ettiler. "Birlikteliği geleceğe yansıtmak" konusundaki talebimiz aynen gerçekleşti. Bu anlam yüklü cümleyi bulan diplomata bir maaş ikramiye verilmesi yönündeki talebimiz de kabul gördü. "Türkiye'ye pozitif bakmanızı istiyoruz" dedik. Bush, daha cümlesi bitmeden Tayyip Beye pozitif pozitif bakmaya başladı! "İran'a, Suriye'ye bize haber vermeden saldırırsanız vallahi de billahi de çok kırılırız. Bize haber vermeden, bizi yanınıza almadan harekât yok, söz mü? Kabul mü?" dedik. Bu da kabul edildi. Görüşme tam bir zafer oldu bizim için... Fahrettin Fidan, Washington Restaurant'tan bildiriyor... Başbakan Erdoğan, "Ben insan olarak laik değilim, devlet laiktir" demiş. Kendisi laik olmadan koskoca laik devletin yürütme görevini üstlenmek ne büyük fedakârlık ya rabbim!.. Amerikalı para sihirbazı Soros, yakınımızdaki ülkelerle çok ilgili... Ukrayna'da, Gürcistan'da rejimleri altüst etti. Gürcistan'da bakanları maaşa bağladığını anlattı İstanbul'da. Soros'un Türkiye'de Açık Toplum Estitüsü veya TESEV gibi uzantıları var. Peki Soros fonları, Türkiye'ye sevabına mı akıyor? Yoksa kimi alanlarda irili ufaklı darbeler planlanıyor mu? Örneğin Kemal Derviş hareketinin arkasında Soros sermayesi var mıydı? Kısacası, 'Sorosçular' Türkiye'de neyin peşinde? Bilen var mı? Soros İstanbul'da Erdoğan'la görüşen Bush, "Bütünüyle değerlendirirsek çok zengin ve verimli bir görüşme oldu" demiş. Neler verdik acaba? Amerika'da yaşayan yurttaşımız Ali Gazi, ailesini ziyaret için Türkiye'ye gelince pasaportuna el konulmuş, suçlu muamelesi görmüş. Sebep? Demirbank'a 2001 yılında bir kredi kartı borcunun bulunması.Okurumuz bu borcu anımsamıyor. Bir tebligat da yapılmamış kendisine. Demirbank batıp da TMSF kontrolüne geçtiği için kredi kartı borçlarını vergi borcu gibi değerlendirip böyle bir uygulamaya gidiyormuş Maliye... Vergi borcu olanlar, kanuna göre yurtdışına çıkamıyor. Ama kredi kartı borcuyla ilgili bir yasa yok. Pasaporta haciz Başbakan Erdoğan, "ABD'de özgürlük var, türban serbest, kızlarım Türkiye'de özgürlük olmadığı için ABD'de okuyor" demiş! Oğlu da mı türban takamadığı için ABD'de okudu? Bush'la görüşme odasından çıkan Tayyip Erdoğan, "Her konuda anlaştık" derken ve bizim medya iyimser haberlerle süslenirken, Amerikan basını bunu tekzip etti dün. Örneğin Washington Times: "Başkan Bush dün Türkiye'nin, ABD kuvvetlerinin Kürt militanlarına karşı önlem alması için yaptığı talebi reddetti" diye yazdı. Washington Post'un yazısı tamamen aynı yöndeydi... Amerika'nın PKK konusunda yardım etmemesi olağan... Birincisi, buna Barzani ve Talabani karşı çıkıyor... İkincisi, PKK'yı İran'a karşı kullanıyor... Üçüncü sebep, PKK'ya karşı önlem almasa da Türkiye Amerika'nın bir dediğini iki etmiyor.. Kısacası, Amerika'yı PKK'ya karşı harekete geçmeye zorlayan bir sebep yok...Tayyip Erdoğan, PKK konusunda yan çizen ABD'ye, Geniş Ortadoğu Projesi (GOP) konusunda tam destek sözü vermiş.Nedir GOP? Bangladeş'ten Fas'a kadar uzanan bölgede, ülkelerin başına "demokratikleşme" adı altında ABD yanlısı hükümetleri getirmek. Ve bu ülkelerin pazarlarını uluslararası tekellere açmak... İran ve Suriye, ABD'ye boyun eğmediği için hedefteki ülkelerdir... (Pakistan ya da Suudi Arabistan dikta rejimleri altındadır ama ABD'nin emireri olduklarından oradaki rejimler sorun arz etmemektedir!)Amerika'nın güncel meselesi, Suriye ve İran'daki rejimleri değiştirip başlarına yandaş yönetimler getirmek... Türkiye'den bu rejimlerin devrilmesi için destek istiyor. Tayyip Erdoğan ise, durumu anlamamış görünüyor. Hâlâ Suriye Devlet Başkanı Esad'ı ikna etmekten dem vuruyor. Beyaz Saray'da tebessümlere yol açıyor.ABD, yarın İran ve Suriye'ye karşı ne tür zorlama ya da saldırılara girişecek? Şu anda bilinmiyor. Ama yakın gelecekte belli olacak. Erdoğan, neler olacağını bilmeden, Washington'un komşularımıza karşı yürüteceği haksız ve hukuksuz saldırılara destek sözü verdi. Belaya davetiye çıkardı. Bakın bundan sonra neler olacak. m.asik@milliyet.com.tr Amerika havası