Açık Pencere "Birisine bir para gelmiş. O zaman ne şirket ismi var, ne oğlumun ismi var, ne de o adam o şirkette çalışıyor. Zorla bir şeyler bir yerlere yamandırılmak isteniyor."Konuyu izleyen CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu bu açıklamaya tepkili. Diyor ki:"Ortada Hazine Kontrolörü'nün raporu var. Sayın Bakan, birisine bir para gelmiş, diyor. Adını vermediği o birisi kendi oğlu. Parayı gönderen de İspanyol şirketinin Türk ortaklarından Şenol Çelik. Sedat Güngörmüş verdiği ifadede Şenol Çelik'i "AB şirketine sık sık gelen Abdullah Unakıtan'ın yakın arkadaşı" olarak tanımlıyor.Başka ne diyor Sayın Bakan? O tarihte ne oğlumun öyle bir şirketi vardı ne de o şirkette Sedat Güngörmüş adlı biri çalışıyordu. Bunlar da doğru değil. Çünkü paranın gönderildiği tarih 30 Temmuz 2004... Abdullah Unakıtan'ın AB şirketinin kuruluş tarihi 26 Ocak 2001. Sedat Göngörmüş'ün paranın gönderildiği tarihte AB şirketinde çalıştığı ise SSK kayıtları ile sabit." Tekel'e makine satan İspanyol şirketi MTS'nin Türk ortağı Şenol Çelik, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan'ın AB adlı şirketinde santral memuru olarak çalışan Sedat Güngörmüş'e 30 bin dolar gönderiyor. AB Muhasebe Müdürü Metin Şallı, Sedat Güngörmüş'ü bankaya götürüyor, para çekiliyor, muhasebe müdürü orada parayı alıyor. Tekel Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a bağlı olduğu için konu kendisine soruluyor. Kemal Bey'in yanıtı: Fransız ordusuna imam subaylar alınacakmış. Bizim iktidarı kıskandıracak bir gelişme... Yeni Çağ'da Selahattin Önkibar yazdı... AKP MKYK'sının her toplantısına bir medya raporu veriliyormuş. Raporda iktidarın hoşnut olduğu yazarlar "Pekiyi alanlar" ve "sınıfı geçenler" diye sıralanıyormuş. Üçüncü bir kategoride de sınıtfta kalanlar kümeleniyor. Söylemeye gerek yok biz "sınıfta kalanlar" grubundayız...Yazıyı bitirince aklımıza Amerikalı televizyon programcısı Jay Leno'nun bir esprisi geldi:Hollanda'da bir zamanlar bir fahişelik okulu açılmıştı... Jay Leno programda soruyordu:- Bu okulda okuyan ve kızı sınıfı geçen bir baba acaba sevinir mi, üzülür mü? Yazarlar sınıfı... Hükümet, hâkim adaylarını "mülakatla" belirleyecekmiş. Bundan sonra "hâkim" yerine kısaca "kadı" diyebiliriz... Nikon firmasının Cumhurbaşkanlığı'na hediye ettiği Nikon D3 modeli kameranın haberi Hürriyet'te dün şöyle verilmişti: "Gül'ün fotoğrafları 6 bin dolarlık Nikon ile çekilecek..."Kamera 6 bin dolar değerindeymiş... Reklam yüz binlerce dolar değerinde.Cumhurbaşkanlığı ilk kez böylesi bir ticari reklama alet ediliyor... Hediyeyi teslim alan Cumhurbaşkanlığı foto muhabiri Mustafa Öztartan, makinayı alırken: "...bazı basın organlarında çıkan 'rüşvet' imalarına üzüldüklerini" söylemiş...Eski Köşk'e yeni adet getirerek bu tür imalara yol açmasalar daha iyi olmaz mıydı? Reklam başarılı! "Okul idaresinin haberi olmadan il dışına çıkarak, 13 Mayıs Pazar günü İzmir'de yapılan Cumhuriyet mitingine katıldığınız, okul idaresinin karşı çıkmasına (rağmen) yapılan uyarıyı hiçe sayarak İzmir'den getirdiğiniz, ön yüzünde 'Atatürk', arka yüzünde 'Cumhuriyete sahip çık' yazılı 12 tişörtten 11 tanesinin üzerindeki yazının kapatılarak okulda kutlanan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında spor kulübü öğrencilerine giydirdiğiniz sübut bulmuştur. Bu nedenle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince tevhiden 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile tecziye edildiniz."Isparta'nın Selçuklu İlköğretim Okulu beden eğitimi öğretmeni Halil İbrahim Özçimen, İl Milli Eğitim Müdürü Tacettin Yılmaz tarafından yukarıdaki gerekçelerle cezalandırıldı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e birkaç soru yöneltelim: Bir öğretmene yukarıdaki gerekçelerle ceza verilmesini doğru buluyor musunuz? Ulaşım ve seyahat imkânlarının son derece geliştiği günümüzde tatil günü şehir dışına çıkmayı izne bağlamak sizce hâlâ mantıklı mıdır? Mantıklıysa 5 yıllık bakanlığınız döneminde bu yasa maddesi hiç uygulanmış mıdır? Uygulanmışsa kaç kişiye uygulanmıştır? Üzerinde "Atatürk" yazan tişört giymek ya da öğrencilere giydirmek hangi yasanın hangi maddesine göre suç teşkil etmektedir? Çelik'e sorular Çevre ve Orman Bakanlığı'nda görevden alınan ancak mahkeme kararlarıyla görevlerine dönen Afyon, Balıkesir ve Kayseri'nin bayan il müdürleri bu defa da doğu illerine geçici görevle atandılar. Bakan Veysel Eroğlu böylece hem yargıyı hem de hanım müdürleri cezalandırıyor. Adalet, partilerinin sadece adında yer alan bir kavram anlaşılan... m.asik@milliyet.com.tr Kadınlar doğuya...
