Açık Pencere - Bu medya CHP yanlısı... Bu köşe yazarları da CHP yanlısı köşe yazarı oldukları için bu tür şeyleri yaparlar...Her kim ki Tayyip Erdoğan ve AKP'yi eleştirir. Ya CHP'lidir ya askerci... Bir gazeteci AKP'li olabilir, medyanın yüzde 80'ini böyleleri oluşturabilir, ama CHP'li olamaz... Olursa da basında çalışamaz... Yazarın yazdığı doğru mu, yanlış mı? Başbakan bunu söylese yetmez mi? Devam ediyor:- Sessiz yığınların sesiyiz, kimsesizlerin kimsesiyiz... Hükümet programı okunurken CHP sıralarından biri, 'Bu söz bize ait' demiş. Başbakan;- Biz siyasete başladığımızda söyledik, bugün değil. Onlar bu çalıntılara bayılırlar...Anlaşılıyor ki, Başbakan söylediği bu sözün Atatürk'e ait olduğundan habersiz. Atatürk, "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir" demişti. Çevresinde bu basit bilgiye sahip olup onu uyaracak kimse de yok mu acaba? Başbakan, gazeteci ve yazarlarla uğraşmaya devam ediyor... Kendisinin rakamları eğip büktüğünü söyleyen Tufan Türenç'e çattı bu defa: Müstehcen heykel tartışması başladı. Heykel müstehcen olabilir mi? Vitrin mankenlerine tecavüz edilen bir ülkede olur... Paracetamol etken maddesini içeren ve en çok kullanılan ağrı kesicilerden biri Parol Tablet'tir. Her eczanede günde en az 10 kutu satılır. Parol Tablet'in 3700 serisinde kıl çıkmış. Bakanlık toplatma kararı vermiş. Bu durumda, üretici-ithalatçı firma, eczanelerdeki mevcut ilaçlarını geri alacak... Ama kaç günde? Olayın ortaya çıkması 16 Temmuz... Basına yansıması 17 Temmuz... Sağlık Bakanlığı'nın İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne yazısı... Sağlık Müdürlüğü'nden İstanbul Eczacı Odası'na yazı... Derken duyuru eczanelere 20 Ağustos'ta ulaştırılıyor. Yani tam 35 günde. Acaba bu süreçte kaç şişe kıllı Parol satıldı? Nasıl oluyor da bu kadar acil bir haber bakanlıktan eczanelere 35 günde ulaşıyor? Gelin de bu ülkede bu tür olaylara kıl olmayın! Parol İstanbul dünya çapında 128 metropol arasında 104. sıraya geriledi...CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin yıllar itibariyle İstanbul'un düşüşünü çıkarmış... Dalan döneminde, yani 1984 - 1989 arası İstanbul 73. sırada. Sözen döneminde (1989 - 94) İstanbul 78. sırada... 2003 yılında Ali Müfit Gürtuna dönemi sonunda 93. sırada... Geçen 4 yıl içinde ise İstanbul 11 sıra daha düşmüş... Bugün 104. sırada... Bu başarının mimarlarından Kadir Topbaş şu sırada Washington'da muhallebici açmak için temaslar yapıyor... Muhallebi dönemi Meslektaşımız Alaattin Aktaş, geçen hafta Rusya'nın St. Petersburg şehrindeydi. Anlattığı:"Beş yıl öncesine kadar Petersburg'da Türk yemekleri yapan lokanta yokmuş. Şimdi var, adı: Antalya Restoran. Sahiplerinden biri, 1992 yılında buraya bilgisayar eğitimi için gelen Murat Er adlı vatandaşımız... Murat, okulu bitirince geri dönmemiş, bir süre Türk tekstil firmalarının Petersburg temsilcisi olarak çalışmış. Petersburg'da Türk lokantası bulunmamasının sıkıntısını çeken bazı Türk işadamları, parası bizden, sen sadece işin başında bulun deyince de onlarla ortak olarak bu lokantayı açmış. Kısa sürede burayı Petersburg'un en popüle mekanlarından biri haline getirmeyi başarmış. Müşterilerinin yüzde 90'u zengin Ruslarmış. Murat, ülkesiyle bağlarını koparmamış, uzakta da olsa ülkesi için bir şeyler yapmaya çalışan bir genç. Lokantanın açılışından kısa bir süre sonra Turizm Bakanlığı'na defalarca başvurmuş. Bana turistik broşürler gönderin, müşterilerime vereyim, ülkeme benim de katkım olsun, demiş. Ama bırakın broşürü, yanıt bile alamamış. Gazeteci olduğumu öğrenince, n'olur, bir de siz ilgilenin, bakanlık bana broşür göndersin, ülkemizi tanıtalım, dedi..."İsteği yeni Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a iletiyoruz... Sanırız bu gönüllü turizm elçimizin isteğini kırmayacaktır... Günay'ın ilgisine... Radikal'de Gökhan Özgün, "12 yaşında bir kız gözümün önünde tesettüre girdi" diye yazıyor. Kapıcının kızı Kur'an kursundan sonra kapanmış... Annesi, "Kendi bilir" diyormuş, "Okula gidecek zaten, çıkarır yine"... Türkiye'nin geleceğe yolculuğunda başka satırbaşları da var..."Otobüste namaz" tartışmaları... Kemer'de müstehcen heykel kapışması... Köşk'te türban olurdu, olmazdı atışması... Resepsiyonda kadın muamması... Risottonun içindeki şarap hikâyesi... Bir kız öğrencinin Kayseri'de kolsuz bluzla otobüse binemiyoruz yakınması... Türker Alkan Hoca'nın tehdit alması... vs.vs...Dinsel tartışmalar gündeme egemen oluyor. Dış dünyadaki laik Türkiye görüntüsü kayboluyor. İktidar partisi oy kaygısıyla çağdışı tartışmalarda tavır almıyor. Radikal hevesler o yüzden cesaret buluyor. Çoğunluk baskısı nefesini enselerde hissettiriyor. Laik kesimin tedirginliği de iplerin çabuk gerilmesinde etkili olmakta...Sonuç; Ülke hem kısır çekişmelerle vakit kaybediyor hem tartışmalar toplumu dinli-dinsiz kutuplaşmasına götürüyor. Buna kim, nasıl dur diyecek? Ya da dur denmeyecek ve toplum çatışmaya mı sürüklenecek? Böyle bir gelecekten yarar uman mı var? Hangi akılsız o? Yarına yolculuk İngiliz The Economist dergisi İstanbul'u yaşam kalitesi açısından dünyada 104'üncü olarak göstermiş. Kalite önemli değil... İstanbullular kazasız belasız yaşamanın derdinde... m.asik@milliyet.com.tr