Jyllands Posten gazetesinin başlattığı karikatür krizini ateşleyen nedir? Örneğin Danimarka Kraliçesi 2. Margrethe'in 15 Nisan 2005 tarihinde yayımlanan şu sözlerine bakalım: "Bu son yıllarda İslam, gerek küresel ve gerekse yerel ölçekte bize meydan okuyor. Bizim bu meydan okumayı ciddiye almamız gerekiyor. Hoşgörülü ve tembel olduğumuzdan bu sorunu gereğinden daha uzun süre askıda tuttuk. İslama karşıtlığımızı ortaya koymalı ve zaman zaman hoş olmayan sıfatlarla anılmamız riskine katlanmalıyız; katlanmalıyız, çünkü asla hoşgörü gösteremeyeceğimiz bazı şeyler vardır..."Bu arada koalisyon ortağı sağcı - ırkçı parti sözcülerinin "Danimarka'da yaşayan Müslümanlar bir kanser uru gibi, yapılacak tek şey hepsini Sibirya'ya sürmek" gibi sözleri de zabıtlara geçmiş bulunuyor...Jyllands Posten'in karikatür saldırısı ise eylül ayında yani Kraliçe'nin yukardaki sözlerinden 5 ay sonra meydana geliyor... Kraliçe Margrethe geçen bahardaki sözleriyle ne demek istedi? İslam onlara neden meydan okuyor? Bush'a destek oldukları ve Irak'a asker yolladıkları için mi? Sıkıntı nedir? Danimarka Sarayı, yukarıdaki sözlere açıklık getirmeli, Kraliçe bir özeleştiri yapmalıdır... Ankara'daki Danimarka Büyükelçisi, karikatür krizinin önlenmesi için Türkiye'den yardım istedi dün. Sanırız bu konuda önce Danimarkalıların yapması gerekenler var. Maliye Bakanı Unakıtan'ın danışmanı, İhale Kurumu Başkanı oluyormuş. Bazı atamaları Sami Ofer yapıyor olmasın?.. Yeni seçim anketleri yayımlanıyor... AKP yine en çok oyu alan parti... CHP'nin oyu yüzde 15 bile görünmüyor... Sebebi mi? Defalarca yazdık... CHP'nin iktidara geldiğinde neyi, nasıl yapacağına, hangi sorunu nasıl çözeceğine, kaynakları nereden sağlayacağına ilişkin bir iktidar programı yok... Israrla bu programı yapmıyor. Lider iktidar istemiyor. CHP'nin cazibe merkezi olmamasının bir nedeni de... CHP'li belediyelerin (İstanbul'daki ilçeler başta) AKP'ye oranla farklılık ve başarı sergilememeleri. Halk CHP'ye umut bağlamakta zorlanıyor... CHP'nin handikapı Cinsellik uzmanı Dr. Haydar Dümen, çiftleri tedavi için muayenehanesinde seviştiriyormuş... Tabip Odası bu garip tedavi yöntemine el koymuş. Aklımıza birden o fıkra geldi.Genç kız psikolojik tedavi için bir psikiyatra gitmiş. Daha muayene odasına girerken psikiyatr kızın üzerine atlamış. Elbiseleri yırtarcasına çıkararak onun ırzına geçmiş. Giyinirken de kanepede şaşkın biçimde yatan genç kıza dönmüş:- Benim sorunu çözdük, şimdi gelelim sizin sorununuza, anlatın bakalım neyiniz var? Psiko seksolog... Yargı kararlarına göre, siyasetçilere domates atmak demokratik hak, yumurta atmak ise suçmuş. Peki yumurtayla domatesi menemen haline getirip fırlatsak durum ne olur? Birkaç hafta önce Rektör Yücel Aşkın'a reva görülen muameleyi eleştiren işadamı Mustafa Koç'u, "Yargıyı etkiliyor. Anayasa'nın 138. maddesine göre suç işliyor" diyerek savcılara ihbar eden Tayyip Erdoğan, türbanla ilgili kararı nedeniyle günlerdir Danıştay'a ateş püskürüyor.Tayyip Erdoğan'ın Danıştay'la ilgili son konuşmaları olağan mı? Suç mu? Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun bu soruya yanıtı:- Ortada henüz kesinleşmemiş bir yargı kararı var. Söz konusu dava Danıştay'dan idare mahkemesine dönecek. Anayasa'nın 138. maddesi henüz kesinleşmemiş yargı kararları üzerinde telkin ve tavsiyede bulunulmasını ve yargıya talimat verilmesini yasaklar. Başbakan'ın Danıştay'ın türban konusunda verdiği kararla ilgili sözleri tam 138. maddelik suçtur.- Bu durumda hukuken ne yapılır?- Savcıların yapabileceği bir şey yok. Başbakan ve bakanlar hakkındaki suç isnatları doğrudan doğruya Anayasa'nın 100. maddesinin konusudur. Ancak Meclis bir araştırma komisyonu kurabilir. Bu komisyon isterse Yüce Divan'a gönderebilir. Bana göre bu olayda Başbakan'ın işlediği suç görevi kötüye kullanma suçudur.- Sizce Tayyip Erdoğan, bu olayda yargılamanın halen devam ettiğini bilmiyor mu yoksa bile bile mi böyle konuşuyor?- Bana göre bile bile konuşuyor. Çünkü bunların kuvvetler ayrımı ilkesine saygı duyalım, uyalım diye bir dertleri yok. Bunun kendileri için çok önemli olduğunu anlarlar. Kaldı ki bilmeden konuşuyorsa dahi bu mazeret sayılmaz. İşin vahim yanı... Danıştay kararı üzerinde konuşan yalnızca Erdoğan da değil... Adalet Bakanı Çiçek dahil kimi bakanlar da kararla ilgili ahkam kesiyor, davanın bundan sonra gideceği idare mahkemesini etki altına almaya çalışıyorlar. Hukuk siyasi çıkarların paspasıdır adeta ... m.asik@milliyet.com.tr Bile bile lades