Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’li 10 milletvekili TBMM’de seslerinin kısılmasına ve yargı üzerine oynanan oyunlara karşı topluma direnme çağrısında bulundu. AKP ve MHP bu çağrıyı eleştirdi.
Bu çağrıda bir hukuk dışılık var mı?
Bakınız Alman Anayasası’nın 20. maddesi 4. fıkrası ne diyor:
“All Germans shall have the right to resist any person seeking to abolish this constitutional order, should no other remedy be possible.”
Yani:
“Tüm Almanların, başka bir çare kalmadığı takdirde, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya kalkışan kişilere karşı direnme hakkı mevcuttur...”
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi giriş bölümünde, “insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalması”ndan söz eder...
CHP’li 10 milletvekilinin direnme çağrısını da bu açıdan değerlendirmek gerekir.
CHP halkı yasa dışı direnmeye çağırmıyor.
İktidarın Yargıtay ve Danıştay’ı ele geçirme girişimlerine karşı yapılan çağrı şu:
“Bir siyasi iktidar, faşizmi adım adım devlet yapısı içinde kurumsal hale getiriyorsa, çağdaş anayasalarda düzenlenen temel hak ve özgürlükleri gasp ediyorsa; orada artık insan hakları evrensel sözleşmelerinde ve uluslararası sözleşmelerde düzenlemesi yapılan ‘baskıya ve faşizme karşı direnme hakkı’nın meşru şartları oluşmuş demektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yurttaşlarını, bu ‘açık ve yakın tehlikeye karşı’ uyarıyor, anayasal ve meşru zemin içinde toplumsal haklarını kullanmalarının zorunluluğunu dile getiriyoruz.
Bunun yol ve yöntemleri, vurmadan kırmadan, meşru zeminlerde her zaman için demokrasilerde bulunur.”
Demokratik yollardan direnmenin nesi demokrasiye aykırıdır?

Haberin Devamı
Direnme hakkı

ÇİZİYORUM Ercan Akyol eakyol@milliyet.com.tr

Hemşerim nereye?

CHP’nin eski yöneticilerinden Tarhan Erdem dün Taraf’ta:
“CHP’nin Kürt, sağlık, konut, kent, hiçbir politikası yok. Günlük yaşayıp günlük konuşuyorlar. Yönetim sıfır. 13 Haziran’da yeni bir parti kurmak zorundayız” diyordu.
Seçime 4 ay kala partinin ne siyasi çizgisi belli, ne iktidara geldiğinde uygulayacağı proje ve politikalar...
O yüzden herkes kafasına göre konuşuyor.
Garip manzaralar oluşuyor...
Partinin ikinci adamı Gürsel Tekin:
- Oyumuz bugün yüzde 33’lerde... Seçime kadar yüzde 40’ı buluruz, diyor.
Parti hızlı bir açılım kampanyası içinde!
Genel Başkan son olarak AKP’yle arası bozulan liberalleri de partiye çağırdı. Bunların liberal değil her devrin adamı basit çıkarcılar olduğunu herhalde bilmiyor.
Parti sürekli çeşitli görüşlere açılıyormuş, büyüyormuş havasında. Böylece iktidara yaklaştığı havası pompalanıyor.
Bu hava içinde CHP’nin cumhuriyetçi - laik -Atatürkçü - ulusalcı çizgisi terk ediliyor.
Bir büyüme mi söz konusu, partinin öz çizgisinin tasfiyesi mi? Sorunun cevabı önemli...

Mısır çatlaması

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun:
- Müslüman Kardeşler Mısır’da devlete ve kamu düzenine sahip çıkmalı, sözlerine ne diyeceği sorulan CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen kısa bir yorum yapıyor:
- Hazindir, ama şaşırtıcı değildir...
Öymen şunları ekliyor:
- Kendisi laik olan bir ülke; başka bir ülkede dini grupların devlete yön vermesini tavsiye edemez...
- Türkiye ne yapmalı, ne yapmamalı?
- Ortadoğu’da barışın ve istikrarın yerleşmesi için Türkiye’nin çaba göstermesi ne kadar doğruysa, bence o ülkeleri hangi partilerin hangi grubun idare edeceğini telkin etmeye çalışmak da o kadar yanlıştır.
Ya Kıbrıs ve Lübnan’da izlenen politikalar:
- Türkiye Lübnan’da yaptığı gibi başka ülkelerin içişlerine karışma yoluna gitmemelidir. Kıbrıs’a gelince... KKTC’deki Türk halkını inciten sözleri biz de tasvip etmiyoruz. Ancak bir Başbakan’a düşen buna bakarak bütün Kıbrıslı Türkleri incitecek, onların aldığı maaşı filan dile getirecek bir tavır sergilemek değildir. Dış politikada sürekli yanlış yapılıyor...


Soru: Mizahçının gerçek mizahçı olup olmadığı neye bakarak anlaşılır?
Yanıt: Korku imparatorluklarında bile güç sahiplerini kızdıracak espriler yapabilmelerine...

Haldun Ertem


İstanbul’da bir dolandırıcı kurbanlarını şampuanla dolandırmış.Ankara’daki meslektaşları o işi “erzak paketleri”yle yapıyor!
Fahrettin Fidan


Kars’a Kazan...

Kars’taki İnsanlık Anıtı’nı savunma davasını Turgut Kazan ve Aslı Kazan Gilmore üstlendi.
Avukat Kazan dün yaptığı açıklamada Kars Belediye Meclisi’nin heykelle ilgili yıkım kararı alma yetkisinin bulunmadığını, ayrıca bölgenin sit alanı olmadığını bildirdi.
Sanata saygının da bir örneğini dilekçesine ekledi...
Mehmet Aksoy’un Berlin’de bulunan Meçhul Asker Kaçağı Anıtı (Denkmal des Unbekannten Deserteurs) kış şartlarından etkilenmek üzereyken... Yetkililer kendisinden heykeli geçici bir süre korumak için izin istiyor... Sanatçıya saygı bu düzeyde... Türkiye’de ise heykel sanatçıdan izinsiz ortadan kaldırılıyor. Farka dikkat...