Milli Eğitim Bakanlığı’nda yeni bir kadrolaşma fırtınası yaşanıyor...
Gazeteci arkadaşımız Saygı Öztürk Sözcü’de skandala dönüşen bu furyayı yazıyor:
“Teftiş Kurulu Başkanı Muzaffer Doğan’ı aradım.
‘Onu görevden aldılar. Yerine Erkek Teknik Öğretim eski Genel Müdürü Müfettiş Hüseyin Acır görevlendirildi’ dediler. Oysa bu göreve Başmüfettiş getirilmesi gerekirdi.
Müsteşar Yardımcısı Remzi Kaya’yı aradım. Gönderilmiş.
Yerine eski kaymakam Birol Ekinci getirilmiş.
Ne olup bittiğini diğer Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Abdülsamet Aslan’a sormak istedim.
‘Abdülsamet Bey artık bu görevde değil’ cevabını aldım.
Onun yerine de iktisatçı Halis Ersöz görevlendirilmiş.
Ortaöğretim Genel Müdürü Emin Gürkan nasıl olsa yerindedir diye düşündüm.
Meğer Emin Bey’i de göndermişler. Yerine yine eğitimci olmayan Ercan Türk görevlendirilmiş...”
Bu son kadrolaşma sonucu bakanlık eğitimci olmayanların kontrolüne girdi.
Yapılan atamaların Danıştay’dan dönmemesi için de basit bir oyuna başvuruluyor.
Bazı dairelerin adı değiştiriliyor... Yeni daire kurulmuş gibi yapılıyor. Eski daire ortadan kalktığı için o birimin elemanları işe dönüş için idare mahkemesine gidemiyor.
Görevden alınanlar emekliliklerini beklemeleri için “havuz”a dahil oluyor. Böylece bine yakın bürokrat bundan böyle hiçbir iş yapmadan “şahsa bağlı kadrolarından” maaş alacak.
Saygı Öztürk şu bilgiyi de ekliyor:
“Yapılan atamalarda artık Doğulu bürokratlara yer verilmediği görülüyor. Örneğin artık Şanlıurfalı, Mardinli, Elazığlı, Siirtli, Muşlu, Vanlı, Kahramanmaraşlı bürokrat kalmadı.”
5264’e bir mesaj!
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Aysel Çelikel dün üniversite öğencilerine burs sağlamak için düzenlenen “Bir Işık da Siz Yakın” projesini anlattı. Proje, Türkiye’nin her köşesinde yüksek öğretim kurumunu kazanmış, ailesi ekonomik yetersizlik içinde olan gençlerimize burs sağlamayı öngörüyor. Az bilinen bir gerçek; üniversite gençlerinin yüzde 44’ü okulu yarı yolda, diplomayı almadan terk ediyor. Bunun en büyük sebebi de ekonomik yetersizlik olarak görülüyor. Prof. Çelikel:
- Bugüne kadar yaklaşık 50 bin yüksek öğretim öğrencisine ulaştık. Her yıl burs başvuruları katlanarak artarken, biz maalesef başvuruların ancak yarısına yakınını karşılayabiliyoruz, diyor...
O yüzden halkın katkısına ihtiyaç var... Sorumluluk sahibi kişi ve kurumların bir öğrenci için ayda 150 TL bağışta bulunarak bir gencin hayatına ışık yakmaları bekleniyor.
Duyarlı vatandaşlar 5264’e bir boş mesaj atarak da 10 TL bağışta bulunabiliyor.
Dünkü basın toplantısında geçmişte ÇYDD’den burs alarak eğitimlerini tamamlamış binlerce gençten üçü konuştu... Şimdi hepsi birer meslek sahibi olmuşlardı.. Dediler ki:
- ÇYDD’nin bize sağladıkları küçük burs rakamlarının çok ötesindedir... ÇYDD’nin ışığı bize yeni bir hayat görüşü kazandırdı... Yolumuzu aydınlattı..
ÇYDD, Baba Beni Okula Gönder kampanyası çerçevesinde geçenlerde Konya Ereğli’de bir öğrenci yurdu açtı.. Yakında üç yurt daha açılacak... Bütün olumsuzluklara rağmen ÇYDD bünyesinde bir avuç gönüllü ülkenin yarınlarını aydınlatmak için savaş veriyor...
Her birini yürekten kutluyoruz...
NEDİM
Gazetecilik ve yazarlığı onuruyla yaptığı için Silivri’de tutuklu olan arkadaşımız Nedim Şener önümüzdeki hafta şehre iniyor. Tahliye mi var? Maalesef hayır... Sadece hakkındaki basın davalarının duruşması nedeniyle önümüzdeki salı ve çarşamba günleri (5 ve 6 Aralık) Bakırköy Adliye Sarayı’nda olacak... Duruşmalar saat 13.30’da İkinci Asliye Ceza’da... Nedim’le selamlaşmak ve duruşmayı izlemek isteyen meslektaşlar o saatte orada olmalı...
ABD Başkan Yardımcısı Biden yağlama yapmış: “Türkiye gerçek bir lider.”
Doğru... ABD’nin çıkarlarını korumakta bizde önde kimse yok evvelallah...
Haldun Ertem
TANİLLİ
Kendini çağdaş ve aydınlık bir Türkiye’ye adayan soylu bir adamı, Prof. Server Tanilli’yi sonsuzluğa uğurladık. 1978 yılında kalleşçe vurulup vücudunun belden aşağısı felç olduğunda nasıl bir yaşam savaşına başladığını kendi ağzından dinlemiştik... Tuvalete çıkması bile başlıbaşına sorundu. Kendi işini görebilmesi için uzun süre eğitimden geçti. Çok acı çekti. Ama insanları aydınlatma görevini hiç aksatmadı. Vurulduktan sonra geçen 33 yılda makaleler yazdı, kitaplar yayımladı. “Devlet ve Demokrasi” adlı kitabı siyaseti anlamak isteyenler için müthiş bir kılavuzdur... Uygarlık tarihi, Yüzyılların Gerçeği, Din ve Politika dahil onlarca kitabı üniversite tahsiline eşdeğerdir... Bu soylu aydını saygıyla anıyoruz...
Cumhurbaşkanı Gül, “Uzun tutukluluk cezaya dönüşüyor” demiş.
Hıımmm... Demek ki henüz dönüşmemiş!
Fahrettin Fidan
YAS
Hüseyin Sağ kısa bir not göndermiş. Okuyalım:
“... Aleviler 26 Kasım günü ‘Muharrem Ayı Yas Orucu’ dedikleri 12 günlük ‘su içmeme orucuna’ başladılar. Hasan ile Hüseyin’in Kerbela’da susuz bırakılıp öldürülmelerinin yasını tutuyorlar. Her ramazan ayına girildiğinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Diyanet İşleri Başkanı dahil, muhalefet liderleri, belediye başkanları, toplum önderleri ‘ramazan kutlaması’ yaparak Sünni Müslümanların gönlünü alırlar. Söze gelince de ayrımcılığa karşıdırlar. Bütün dinlere saygılıdırlar... vs...
Ama bakıyorum.. Alevilerin yas orucunu kutlayan bir tek ünlü bile çıkmadı...”