Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere Sakınca yerine mahsur sözcüğünün kullanılması isteniyordu ki, doğrusu "mahzur" olacaktı...Sevgi Öğretmen gönderdiği notta Veysel Eroğlu'na, Arapçaya dönüş eylemine "Çevre ve Orman Bakanlığı" adını değiştirmekle başlamasını öneriyor... Önerdiği isim:"Etraf ve Ecmat Nezareti" Çevre ve Orman Bakanlığı personeline "Sayın Bakan'ın hassasiyet gösterdiği kelimeler" başlıklı bir yazı gönderildiğini, günlük konuşmalar ve yazışmalarda kimi sözcüklerin Arapçalarının kullanılmasının istendiğini dün yazmıştık. Bakan Veysel Eroğlu'nun isteği üzerine hazırlanan listede sonuç yerine netice, ödül yerine mükâfat, özel yerine hususi, yetki yerine salahiyet, görev yerine vazife, durum yerine vaziyet gibi bir dizi Arapça sözcüğün kullanılması öneriliyordu... Kara mizah örneği... Dilimizin uğradığı haksızlıklar, çarpıklıklar, hoyratlıklar hakkında en özlü yazıları Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel'in "Dilleri Uzun" adlı yeni kitabında bulabilirsiniz... Cumhuriyet Yayınları'ndan çıkan kitapta Sevgi Özel, dil özentilerini ince ince sorguluyor. Bir defasında "Veroni" marka ayakkabılar satan ayakkabıcıya onların İtalyan malı olup olmadığını soruyor... Hepsinin Türk malı olduğunu öğrenince soruyor: "Ee, niye Veroni öyleyse?"Ayakkabıcı birden Karadeniz şivesiyle konuşmaya başlıyor: "Ha, ver oni... Biz Karadenizliyiz de... Ver oni, anlay misun?" Veroni ayakkabı Çevre ve Orman Bakanı'mız kendine bağlı birimlerde Türkçe yerine Arapça sözcükler kullanılmasını istemiş. Çevrenizde Arap atmosferi oluşmasından hoşlanıyor olmalı... Başbakan Erdoğan'ın her sözü bir başka vecize... Son incisi: DTP'liler Parlamento dışı kalırlarsa dağa çıkarmış! Bu söz ayan beyan şu anlama geliyor:"Ya Parlamento'da yaptıklarına göz yumacağız ya da dağa çıkmalarını kabul edeceğiz."Yani... Sırf dağa çıkmasınlar diye bu kişilerin Anayasa'ya, yasalara aykırı tavırlar sergilemelerine göz yumacağız. Oysa Başbakan'ın DTP'lilere söylemesi gereken: "Göreviniz Anayasa'ya ve yasalara saygılı davranmaktır. Bunu kabul etmezseniz hukuki ve siyasi sonucuna katlanırsınız" gibi bir söz değil midir? Bu acizlikle nereye varılır? Onlar dağcı mı? Günümüzde insanın vatanı "doğduğu yer değil, doyduğu yer" olunca, kraldan çok kralcı, Amerikalıdan çok Amerikancı oluyor... Alman Der Spiegel dergisi, bu haftaki sayısında, Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın Almanya gezisini işlerken Kral'ın Berlin Belediye Başkanı Klaus Wowereit ile el sıkışmasını hafifçe alaya alıyor. Malumunuz Berlin Belediye Başkanı Wowereit tescilli bir eşcinsel... Bir erkekle birlikte yaşıyor... Spiegel, yazısında Suudi Arabistan'da eşcinsellere ağır kırbaç cezası uygulandığını anımsatıyor...Bu arada bir merak... Londra ve Berlin'de o kentlerin belediye başkanlarıyla uzun uzun görüşen Kral Abdullah, Ankara'da neden Gökçek'le görüşmedi? Bunun da bir sebebi olmalı! Kral Abdullah Hakan Yaman gencecik yaşta kaybettiğimiz bir yetenek... Geç teşhis edilen bir kanser yüzünden 41 yaşında hayattan ayrılıyor. Hastalığı sürerken üç kitap yazıyor... Bu kitapların sonuncusu olan "Post Modern Kelimeler Sözlüğü"nün piyasaya çıktığını göremiyor. Hakan Yaman yeni terim üretme yani "neoloji" konusunda hayli başarılı bir isim... Kitabında bizzat ürettiği bin adet yeni sözcük, terim ve kavram yer alıyor... Geliniz bazılarını birlikte görelim:Beykire: Yaşı otuzlara yaklaşmasına rağmen, henüz bir cinsel deneyim yaşayamamış erkek.Gebekondu: Kadının bir gecelik, kaçak ve derme çatma bir ilişkiyle hamile kalması...Bedeni cesaret: Kişinin, plaj, havuz, spor salonu, sauna gibi halka açık yerlerde göğsünü gere gere soyunması.Oturite: Lüks restoranlarda rezervasyonları ayarlayan, geldiğinizde nereye oturacağınıza karar veren ve bu konuda patrondan bile daha yetkili davranabilen kimse...Sevişki: Magazin dünyasında sık duyduğumuz "Seviyeli bir ilişki" ifadesinin kelimeler arasına gizlenmiş gerçek anlamı, deşifre edilmemiş hali...Okuryaşar: Okuduğu romandan fazla etkilenip hikâyedeki karekterler gibi konuşmaya ve davranmaya başlayan kimse...İşkentce: Türkiye'de büyük kentlerde yaşayanların çekmek zorunda kaldıkları zor ve eziyet dolu hayat...Prolotarya: Bütün ümidini ve kurtuluşunu; İddaa, Altılı Ganyan ve benzerlerine bağlayan şans oyunları emekçisi. Lotaryadan kazanacağı büyük ikramiyelerle toplumda hâkim sınıf konumunu elde etmek için mücadele veren sosyal tabaka.Kafasite: Bir kimsenin çağdaş kafa yapısının sınırları... Açık fikirli olup olmadığı, modern dünya görüşü, bilime, insan haklarına ve ifade özgürlüğüne verdiği önem.Alacakaranlık kuşağı: Henüz hava tam aydınlanmadan grup halinde ve tatlı tatlı sohbet ederek sabah ezanı için camiye gidip aynı düzende evlerine dönen, yaşları 60 ve üstü kişilerden oluşan emekli kuşak. m.asik@milliyet.com.tr Neoloji ustası...